En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
emreavcar
Takipçi
672 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
23 Aralık 2005 tarihinde eklendi
...Yilmaz Erdogan 3. uzun metrajli filmi, izlendikten sonra buruk bir tad birakiyor seyircisinde. Karsimizdaki filmin kotu oldugunu soylemek yanlis olur ancak doyurucu oldugunu da soyleyemeyiz. Bu kez "Vizontele"lere oranla mizahin dozunu fazla kacirmayan -isi sulandirmayan-, guldurmek icin yirtinmayan bir Erdogan filmi var karsimizda ki bu bence filmin artilarindan biri. Ancak olayin ciddiyetini de yeterince veremiyor "Organize Isler". Ve genele bakildiginda fazlasiyla "neden?" dedirten sekanslar vardi benim icin. Bi kere Supermen Samet'le Asim Noyan'in tanisma sekilleri ile Nergis-Asim iliskisi pek inandirici degil, Nilufer ile Asim'in ayrildiklari sekans her yonuyle cok siritiyor, Nuran- Yusuf Ziya ciftinin anlasmazliklari ve kari-koca atismalari ise fazla uzun tutulmus. Ugur Icbak'in yasadigimiz istanbul'la fazlasiyla tezat olusturan, neredeyse her rengi iceren kusbakisi sehir manzaralari ise her ne kadar guzel gozukse de tadinda birakilmadan anlamsizca biraz fazla uzun tutulmus. Ozan Colakoglu'nun muzik calismasi yerine de Brooklyn Funk Essentials'in 1998 tarihli "In the Buzzbag" albumunun neredeyse tamamini film boyunca dinlemek de ilgincti acikcasi. Ayrica bir de Erdogan'in yonetmenligi uzerine (belki anlamsiz gelebilir ama) sunu soylemek istiyorum, otobanda giden bir aracin kamerayla kusbakisi takibi, "yol filmi" olmayan boyle bir filmde neden 4 kez tekrarlanir ki ??? Tamam Erdogan sinemayi seviyor, yonetmenlikte belli bir asama kaydetmek icin cabaliyor ancak genele bakildiginda surekli ayni kadroyla, iyi performanslar alinarak temiz goruntuler esliginde cok fazla tekrarla dayanarak cekilmis filmler (henuz) iyi bir yonetmen olduguna isaret degil bence. Sonucta bunlari (benim gibi) kafaya takan biri degilseniz keyifli, seyircisini sikmayan bir seyirlik icin sinema salonlarina buyurabilirsiniz...(5/10)
Öncelikle bir emek var bu açık,o yüzden karalama yanlış olur.Film,tabut örneğindende anladığımız gibi gerçek istanbulu gösteriyor bize...Yılmaz Erdoğanında anlatmak istediği bu...Ama anlatamamış,sahneler çok hızlı,amerikan suç filmlerine özenilmiş,suçlu-madur ilişkisi yetersiz kalmış...Kaliteli espriler var,komik sahneler mevcut,ama genel olarak sıradan bir film.
Film, bence pazarlamasından kaynaklanan bir hatayla izleyicinin beklentilerinin altında kalmış ve beklenen ilgiyi görememiştir. Yılmaz Erdoğan'ın, bırakın G.O.R.A.'yı diğer filmlerini bile izleyici sayısı bakımından geçme hedefini sağlayamamıştır. Ha, belki ben yanlış anlamışımdır Yılmaz Erdoğan'ın zaten böyle bir hedefi yoktur, onu bilemem! Pazarlamadan kaynaklanan hataysa Cem Yılmaz'in fragmanlarda sanki başrol oyuncusuymuş gibi gösterilmesinden tutun da kimilerinin dediği gibi (ki ben buna katılıp katılmama konusunda hala karasızım) komedi filmi olmayan bir filmin komedi filmi gibi gösterilmesine vardırılabilir. Beyazperde eleştirmenlerinden birinin de yazısında belirttiği gibi BKM'nin hemen hemen her oyuncusuna rol çıkartma endişesi de bence filmin kompozisyonunu bozmuş senaryonun (veya filmin gidişatının diyelim) kimi zaman adeta bölük pörçük gözükmesine sebep olmuştur. Bence Yılmaz Erdoğan bundan sonra daha profesyonel gözükmek istiyorsa aynı ekiple çalışmaktan vazgeçmeli (gerçi BKM'nin birkaç genç oyuncusunu bu filme dahil etmeye çalışmış ama) kendisine yeni yetenekler bulmalıdır (Emir Kusturica'nın genellikle yaptığı gibi). Dünya Sineması'na baktığımızda aynı oyuncuyla (veya aynı bir iki oyuncuyla) çalışan başarılı yönetmen örnekleri vardır (Scorsese-De Niro ikilisi gibi) ancak sürekli hemen hemen aynı kadroyla filmler yapmak bence profesyonelliğe çok sığmamaktadır. Bir de şunu söylemeden geçemeyeceğim; o kamera o teknik ekip bende olsa ben de o güzel İstanbul görüntülerini çekerim; yani burda da bir yönetmenlik başarısı görmemekteyim. Burda eleştirinin dozu biraz kaçmış gibi görünebilir ama ben Yılmaz Erdoğan'ın oyuncu ve yazar kimliğini (en azından şimdilik) başarılı bulur ve severim kendisini. :) Filmden de izlerken hiç keyif almadım dersem yalan olur. En azından iki yerde kahkalara boğuldum (Cem'in golf topunu adamlara atarken söylediği söz ve 'Diloloji' üzerine). Zaten salonda (G.O.R.A.'da da oldugu gibi) 'cheerers' kadrosunda gibi en çok ben gülmekteydim.
Yılmaz Erdoğan’dan hayalkırıklığına uğradığım bir film.Senaryosu üzerinde pek düşünülmemiş, baştan savma bir iş çıkmış ortaya.Birçok karakterin öylesine yazıldıgını,filmin manyetiğine hiç bir etki etmediğini de belirtmeliyim.Yılmaz Erdoğan’ın niyetini,anlatmak istediğini anlıyorsunuz ama o anlatabildiği için değil,kendi birikimlerinizle.İstanbul’da sosyal ortamlardaki temel sorunları,eşitsizlikleri,insanların kaybedişleri üzerine eleştirileri üstünkörü,anlaması zor,kopuk kopuk ve de silik.Vizontele’lerdeki anlatım zenginliğini,müthiş karakter çalışmasını,eleştiri yeteneğini bu filmde göremiyoruz.Sonuçta seyirciyi içine alacak bitirilmemiş bir hikaye ve derinlerde bogulan anlatımı ile beraber senaryoda ara ara güzellikler içerse de yönetmenin sosyal eleştiri hevesi bunca yıkıcı unsurların arasında buhar olup uçuveriyor...olmamış!
bütün iyi niyetimle konuşursam bulabileceğim en hafif laf filmin baştansavma yapıldığıdır.Yılmaz Erdoğan'dan hiç beklenmeyecek derecede kötü bir senaryo.hatta bence bir senaryo yok.sadece bir konu var ve bu konu senaryoya hiç dönüştürülmemiş.bu temeli eksik binanın görünen yanları olan oyunculuklar ve filmin İstanbul'la bezenmiş makyajı iyi.hatta bu İstanbul görüntüleri filmden çok daha güzel ve eğlendirici.ama filmin temeli olan senaryo yoksa hiçbir şeyin önemi yok.hiçbir şey edinmediğiniz , gülmediğiniz , hüzünlenmediğiniz , ders çıkarmadığınız , heyecanlanmadığınız yani neredeyse kişide hiçbir şey uyandırmayan bir film.Cem Yılmaz olan sahneleri ayrı tutmak lazım tabii.Cem'in olduğu her sahne kahkaha fırtınası ama o sahnelerde ya 3 tane ya da 4.filmi izledikten sonra akılda kalan şeyler sadece İstanbul'un eşsiz manzaraları ve birkaç Cem Yılmaz espirisi.
Senaryo oldukça zayıf . Konuya ne zaman giriliyor film nasıl sonuç bölümüne giriyor hepsi içiçe geçmiş..Konu ise ( Kapkaççılık , İstanbul Çeteleri )çok yüzeysel işlenmiş olsa da Yılmaz Erdoğan yine karakter yaratmaktaki başarısını sürdürmüş. Çete ve Süpermen ve Cem Yılmaz 'ın oynadığı karakter nevi şahsına münhasır. Tarantinovari diyalogları çok beğendiğimi söylemeliyim.İstanbul Görüntüleri çok güzel çekilmiş olsa da filmle bağlantısı biraz havada kalmış.Filmin finali ise tamamen inandırıcılıktan uzak tam bir facia olmuş.Filmin sonundaki Nil Karaibrahimgil 'in müziği ve şarkı sözleri ise tam oturmuş.
SPOİLER : Süpermen in kendini anlatırken - "tabut hikayesini" kastederek "Abi , ben nerde bir cenaze görsem hemen yardıma koşarım . ben böyleyim işte " demesine bittim valla ...
mutlaka izleyin .bazıları komik diildi komik diildi diye takılmış bozuk cd gibi tekrarlayarak filmi beğenmediğini söylüyor ama film gerçekten güzel amacı sadece güldürmek olsaydı bunu da başarırdı.çünkü bu ekip daha önce defalarca bunu başardı.AyrıcA SÜperMen Gİbİ UÇAbilen Bİ BÜNyenin KENdini ASArak İNTihar ETMeye çalışmasındanDAhA kOMİk NE OLAbilir BİLmiyorum.anlayana dovul zurna saz anlmayan sivrisinek neydi ya KAMer GEnÇ e bi sorayım ben bunu ...evet öyle yapayım ...siz filmi izleyin...önyargısız
Konu türk filmi olunca destek verme isteğiyle abartılı yorumlar çıkabiliyor.Genel olarak bakıldığında orta kalite bir film.Aynı film yabancı film olarak çekilse kaç kişi izlerdi ayrı bir soru.Peki İzlenir mi ? Evet izlenir
Yer yer çok güldüren, yer yer insanı sıkan bir yapısı var. Vizontele'den sonra çok daha iyi bir şey bekliyordum ama maalesef o kadar da bomba bir yapım değil. 7/10. Ayrıca Tolga Çevik'in performansı çok iyiydi.
film beklentileri karşılayamayan akılda hemen hemen hiç iz bırakmayan bir film iki de bir gözümüze sokulan helikopter bakışı istanbul görüntülerinin bile değeri kaybolmuş izleseniz de olur izlemeseniz de
insanın içini ısıtan bir film.bu soğuk kış günlerinde gitmek ve istanbulun o dünyanın hiçbir köşesinde bulunmayan manzarasını izlemek çok keyifli oldu. yılmaz erdoğan inanılmaz bir oyuncu ve senarist olduğunu bir kez daha kanıtladı.tolga çevik ve özgü namalda çok başarılı.keyif alınarak izlenebilecek bir film.herkese tavsiye ederim..
Ya ytr ama ya.Komik,komik,komik.Başka bişi bilmez misiniz kardeşim siz.Yani sizin yorumlarınızdan şöyle bir yargı çıkıor ortaya:Komik olmayan film kötüdür.Yeter ya.Artık bunu komediden başka bişi yapmayan türk sinemasına söylüyorum.Artık biraz aşın ya.Bir sene içerisinde yapılan türk filmlerine bakın.Belki de gizli saklı kalmış dramatik yapıda filmlerin sayısı komedi filmlerini geçer ama o tüm filmlerin toplam seyircisi,düşük insan zekasına hitap eden hababam sınıfı gibi (yeniler) filmlerden bir tanesinin seyirci sayısına ulaşamıyor (babam ve oğlum istisna).Tamam belki çok komik bi film olacak denilmiştir ama komik olmadıysa da filmi yermek neden'Bence daha fazla aşırıya kaçılıpta filmin cıvıklaştırılmaması yerinde olmuş.Filmde sadece geniş kadronun getirmiş olduğu bir eksi war.Ama çoğu yönden bahstmiş olduğum anaokulu seviyesi filmlerden kilometrelerce ilerde.Ben gün geçtikçe Türk sinemasına yabancılaşıorm fakat bu film ii bişeyler olacağı konusunda bana fikir verdi
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.