hakkını yememek lazım gerim gerim geriyo insanı:)hele ani çıkış sahneleri süper di.filmin bitişi ise ayrı bi güzellik taşıyodu zaten.gerilim filmi isteyenlere duyrulur:D
öyle aman aman bir film olduğu söylenemez.konu diğerlerine benzer nitelikte.başı sıkıcıydı ama sonu öyle anlamlı bitti ki sonunda verilen msjı almak için bile olsa izlenir
Öncelikle şunu söylemek gerekir ki The Eye göründüğünden çok daha fazla bir film. Japon sinemasından Hollywooda transfer olan bir başka korku filmi olmasına rağmen filmi izlerken filmin Japon kökenli olduğunu tahmin etmek Halka, Garez gibi filmlere nispeten çok daha zor. Çünkü bu sefer ne lanet bir küçük çocuk ne de lavabodan, küvetten fışkıran tutam tutam siyah saçlar söz konusu...
Filmin öyküsü çok daha derin ve korku unsurları nesnesel değil. Ama yine de konunun gidişatı yönünden Halkaya çok benzediğini de söylemeliyim- açıklanamayan olaylar başlıyor. Bu olaylar genç kızla ilgili oluyor ( ki bu kız tıpkı Samara gibi ölü ) ve olayların çözümü bu ölü kızın yaşadığı yer ve ölüm şekliyle çözümleniyor ( Samaraya ailesinin çiftliğinde olanları hatırlayın ). Filmin sonları ise bambaşka bir filmi Son Durakı akıllara getiriyor. Ama tüm bunlara rağmen The Eyeın bu filmlerin taklidi olduğunu ya da onlardan çok çok fazla esinlediğini söylemek acımasızca olur.
The Eye bir gerilim filmi olması açısından neredeyse yarısına kadar bir baya bi sıkıcı geçiyor. İlk bölünler dramatik bir havayla geçiyor. Jessica Albanın canlandırdığı gözleri görmeyen baş karakterterimiz Sydneyin içdünyasına giriyoruz ve yaşamın onun için ne kadar zor olduğunu anlıyoruz. Film ilerledikçe duygusal hava dağılıp yerini iyi bir gerilime bırakıyor. Film hareketleniyor, kafalarda bir düzine soru oluşuyor ve film ilerledikçe bu sorular teker teker cevap bulmaya başlıyor. Sydneyin yaşadığı tuhaf ve ürkünç olaylar da filmin cabası.
Ben sinemadan filmden hoşnut bir şekilde ayrıldım. Bazı sahneler başka korku filmlerini hatırlatsa da her zamankinin aksine bu durumdan rahatsız olmadım. Bence iyi bir gerilimdi. Özellikle asansör sahnesini çok beğendim. Filmde en hoşuma giden şeylerden birisi ise gerçekleşen olayların bilimsel bilgiyle desteklenmesi oldu. Filmin finalini ise -klasik olmasına rağmen- çok iyi bağlamışlar.
Dvdsi çıkınca izlemenizi tavsiye ederim, saçmalığa kaçacak ince çizgiyi hiçbir sahnede aşmayan,ortalamanın epey üstünde bir film. Jessica Alba ise filmin extrası Rolünde çok başarılıydı.
Başlarında çok sıkılsam da inanılmaz keyif verdi filmin sonu.Bu filmi hangi kafamda kategoriye koyacağımı şaşırdım ama bence izlenmesi gereken yapıtlardan biri özellikle Jessica Albanın müthiş oyunculuğu beni çok etkiledi.8/10
uzakdoğu korku filmleri denizinden bulduğunu çekip çıkaran senaryo kıtlığı çeken hollywoodun önümüze sunduğu kötü remakelerden biri daha. halka ile başlayan bu furyada artık o kadar çok benzer filmler çıktı ki halkayı,garezi,shutterı izleyenler için bu filmin hiçbir anlamı olmayacaktır. bence uzakdoğunun artık daha farklı korku filmleri yapması gerek hollywoodunda remakelerden vazgeçmesi gerek. filmi jessica alba kurtarmaya çalışmış ama yetmemiş gayet vasat bir film 2/10
Birden ekranda beliren görüntüler yüzünden oldukça gerildim diyebilirim. Onun dışında pek de bi numarası yoktu zaten. Yani bana 1408 filminin verdiği gerilim tadını yaşatmadı. Jessica Alba iyiydi.
Jessica Alba gerçekten çok güzel oynamış.Gerilim filmin sonuna kadar devam ediyor.diğer gerilim içerikli filmlere benzemiyor.senaryo ve oyuncular müthiş.10/9 verdim.iyi seyirler..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.