Hesabım
    Gündüz Nöbeti
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Gündüz Nöbeti

    Aydınlık Bir Nöbet

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Rus sinemacılar son yıllarda festival gezgini arthouse (sanat filmi) ürünleriyle yetinmemeye başladı. Bu alanda tartışılmaz bir üstünlükleri olsa da, daha ticari türlerin de ilgi alanlarına girdiğini ve hatta iddialı da olduklarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Korku, fantastik, bilim kurgu gibi türlerde dünün felsefi denemelerinden çok, özellikle batılı popüler sinema izleyicisinin dikkatini çekebilecek filmler üzerinde çalışıyorlar.

    Timur Bekmambetov'un Gece Nöbeti filmi ise bu "yeni dalga"nın en ilginç örneklerinden biri olarak karşımıza çıkmıştı. Karışık olay örgüsüne rağmen temposunu bir an bile düşürmeyen, süprizlerle dolu, taze sıfatını hak eden ilginç bir türler karmasaydı. Fakat bütün görsel çekiciliğine rağmen filme dair ciddi bir eleştiriye de katılmamak mümkün değil. Gece Nöbeti izlendikten sonra derhal unutulan bir filmdi; olay ve karakter bolluğu ile birlikte basitlik ve akılda kalıcılık kuralı ciddi bir şekilde ihlal edilmişti.

    Sinemalarımıza sonbahar sürprizi yapan Gündüz Nöbeti de "film biter bitmez zihninizden silinecektir" kuralını fazlası ile yerine getiriyor. Fakat öncelikle şunu söyleyelim, Gündüz'e hakim olmak için Gece'yi bilmek şart değil. Şüphesiz, eğer hatırlayabiliyorsanız bu bilgi filme daha iyi konsantre olmanızı sağlayacaktır ama karşımızda kendine has bir öyküsü ve çılgınlıkları olan bir film var.

    Karanlık ve aydınlık arasındaki savaş kalabalık sokakları sık sık kaosa sürüklerken, kaderi kontrol edebilen bir tebeşir çıkıyor ortaya ve işler ve olay örgüsü iyice karışmaya başlıyor. Gece Nöbeti'ni bilenler Timur Bekmambetov'un esas derdinin (ciddi) bir hikaye anlatmak olmadığını fark etmişlerdir. Batı sinemasının popüler yaptığı korku ve bilim kurgu sinemasına özgü bazı tema ve klişelerle yaratıcı bir şekilde eğlenmek gibi bir amacı var yönetmenin.

    Ve doğrusu bu idealini Gündüz Nöbeti'nde de başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. Başka hangi filmde bir arabanın devasa bir binaya tırmanarak ofislerinden birine tam sürat dalışını görebilirsiniz? Veya bilim kurgusal beden değiştirme olayı başka hangi filmde bu kadar erotik/romantik ve aynı zamanda garip bir şekilde ele alınabilir? En azından hepsini bir arada çok sık göremeyiz.

    Gündüz Nöbeti'ni tür sinemasının klişe yapımlarından ayıran ve türün sıkı kurallarına rağmen avangard bir aksiyon filmi yapan örnekler çoğaltılabilir. Bu film bir futbol maçı izler gibi izlenen aksiyon filmlerinden değil. İzleyicinin filme hakim olmasına kesinlikle izin verilmiyor. Ortada öyle ciddi bir erkek kahraman da yok. Var aslında ama filmin üçte birinde onu bir kadın olarak (ve lezbiyen bir ilişkide) görüyoruz!

    Serinin biçimsel tezatlara olan düşkünlüğü de bu filmle iyice belirginleşiyor artık. Son derece eğlenceli bir takibin ardından trajik, insanı bir hüzün taşıyan bir karşılaşma; hardcore eşliğindeki bir aksiyonun ardından yaylılarla devam eden etkileyici bir sahne çıkıyor karşımıza. Adeta onlarca farklı filmin sahnelerinden hazırlanmış tematik bir kolaj izler gibiyiz, bir sonraki sahneyi tahmin etmek mümkün değil.

    Kısaca, eleştirel anlamda aydınlık olan bu nöbeti de öncülü gibi sıradışı bir deneme olarak kabul etmek gerektiğine inanıyoruz. Rus sinemasını ustalarıyla ve festival filmleriyle bilmek konusunda ısrarcıysanız ve bir aksiyon filmi yenilikçi de olsa ilginizi çekmiyorsa, Timur Bekmambetov sizin adamınız değil. Ama tür sinemasına azıcık ilginiz varsa ve son dönemde korku, fantastik, aksiyon gibi türlerin ticari bir oyunun içinde iyice kan kaybettiğine, farklı şeyler izlemenin imkansızlaştığına inanıyorsanız, bu deneyimi kaçırmayın. Çok güleceksiniz, çok şaşıracaksınız ve derhal unutacaksınız. Bu arada aksiyon sinemasına dair olumsuz düşünceleriniz de arada kaybolabilir.

    Becerikli bay Timur Bekmambetov'u bu filmin ardından yangından mal kaçırır gibi Hollywood'a "kaçırmalarına" hiç şaşırmamak lazım.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top