...Stallone 60'ından sonra yönetmenlik mertebesinde bir ustalık gösterisine soyunuyor. 1976'daki ilk filmin ardından 1990'a kadar 4 devam filmiyle karşımıza gelen Rocky Balboa, her devam filmiyle birlikte başarı ibresi daha da dibe vuran bir seri olup çıkıvermişti. Son filmden 16 sene sonra Stallone, bir efsaneyi tekrar diriltip son noktayı koymak için tekrar karşımızda. Şunu söylemek gerekir ki 'Rocky Balboa', kanımca ilk filmin ardından serinin en iyi filmi. Adrian'ı kaybetmenin acısıyla adeta hayata küsen Rocky, her sabah erkenden kalkıp eşinin mezarını ziyaret ediyor, gün içinde işlettiği lokantada müşterilerine yaşadıklarına dair hikayeler anlatıyor. En yakın arkadaşı yine eşinin abisi Paulie. İlk filmin ilk sahnesinde dövüştüğü rakibi örümcek lakaplı Rico lokantanın mutfağında bulaşıklara yardım edip Rocky'nin gölgesinden ayrılmıyor. Küçük bir kızken (yine ilk filmde) sigara içerken Rocky'e yakalanan ve ondan aldığı öğütlere küfürle cevap veren Marie ise büyümüş ve bir barda çalışırken tekrar Rocky'nin karşısına çıkıyor. Kahramanımızın oğlu Rocky Jr. ise babasının şöhretiyle anılmak yerine kendi ayakları üzerinde durmak istediğinden babasına mesafeli yaklaşıyor. Bu yüzdendir ki Rocky de, Marie'nin oğlu Steps'i kendisine yakın görmeye başlıyor. Rakibi Dixon bile eski rakipleri kadar dişli gözükmüyor, fiziksel görünüşü bir kas yığını, bir makine gibi değil mesela, daha kanlı canlı. Sonuçta serinin en duygu yükülü bülümüyle karşı karşıyayız. 2, 3 ve 4. bölümlerin yönetmenliğini üstlenen Stallone, bu kez filmine temkinli yaklaşıyor, ağırbaşlı ve ayakları yere basan bir anlatım tutturuyor (bu yüzden seriyi sevenlerin kolaylıkla burun kıvıracakları bir film olma ihtimali yüksek). İlerlemiş yaşıyla Rocky'ye ve çevresindekilere bir bakış atıyor, ilişkilerine odaklanıyor, son yarım saatinde de kendisinden bekleneni seyircisinin önüne sunuyor. Sadece yönetmenlik tercihleri ve görselliğiyle değil, senaryosundaki etkili diyaloglarıyla da kalbimizi kazanıyor (bu yüzden ilk filme en yakın film bu). Kısacası efsaneye çok güzel bir final koyan Stallone, kuşkuyla yaklaştığımız bu projeyle bir alkışı hakediyor doğrusu... (7/10)