Hesabım
    Red Kit: Batıya Hücum
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Red Kit: Batıya Hücum

    Red Kit Çağa Uyarsa...

    Yazar: Zafer İlbars

    Vahşi batının asayişinden sorumlu kahramanımız Red Kit'in serüvenlerinde aslında olacaklar bellidir. Kahramanımız karşılaşılan sorunları bir şekilde çözer, zorlukları bertaraf eder, kötüleri kendi tarzıyla cezalandırır, yani her macerada su akar yatağını bulur. Bu da çok yadırganacak bir durum değildir elbette. Bizim için Red Kit kendine özgü esprileriyle, durumların ortaya çıkardığı komediyle ve renkli karakterleriyle farklıdır.

    Bu gerçeklerden yola çıkarak izlemeye koyulduğumuz Red Kit kendisini her şeye rağmen izletse de, maalesef daha çok yadırganan taraflarıyla dikkatleri çekiyor. Öncelikle peşinen söyleyelim, Red Kit severler için maceranın en kötüsünün bile izlenebilir bir tarafı vardır. Bu gerçeği cebimize koyalım, yani izlenecek film ne olursa olsun pişman ettirmiyor. Ama sanki yılların Red Kit'i de zamana, düzene uymuş gibi.

    Niye mi? Çizgi hamaratlığı ve emeği, yerini daha çok animasyonun kolaycılığına ve pratikliğine bırakmış. Yıllarca izlediğimiz o çizgilerden ödün verilmiş. Efektler aşırı derecede abartılmış. Kahramanların mimikleri bir çizgi film için bile fazla mübalağa edilmiş. En büyük hayal kırıklığı da müzikleri. Bir western parodisi olan Red Kit'in müziği çizgi filmin ruhunu yansıtmak konusunda çok önemli bir unsur.

    Yıllardır kulağımıza oturmuş o karakteristik western müziği terk edilmiş ve modernize edilmek adı altında yenilenmiş, bambaşka bir hale gelmiş. Yıllardır Red Kit'in maceralarını izleyen birisi için kolay alışılabilecek durumlar değil bunlar. Zaten en son, televizyonda yayınlanan bölümlerinde de görmüştük bu durumu. O zaman da yadırgamıştık. Yaratıcıları bu durumdan memnun kalmış olmalılar ki fikirlerini değiştirmemişler.

    Filmde bu tür olumsuz yaklaştığımız durumlar olunca, bir Red Kit macerasında klişe olarak tabir edebileceğimiz durumlar biz tutucu izleyicilere sıcak geliyor. Red Kit'in sarı gömleği, siyah yeleği, kot pantalonu, kırmızı fuları ve beyaz kovboy şapkası bile perdeyi fazlasıyla doldurmaya yetiyor.

    Daltonların dinmek bilmeyen haylazlıkları, aptallıkları ve şanssızlıkları, tüm Red Kit serüvenlerinde ayrı ayrı maceralarda gördüğümüz tiplemelerin çoğunun bir filmde toplanması keyif veriyor. Zaten Red Kit'in bu kadar ilgi görmesinde yan kahramanların ilgi çekici karakterler olmasının da payı var. İzleyiciye konuşarak Red Kit'e yönelik açıklamalar yapan, çoğunda da onu ti'ye alan atı Düldül mesela. Düldül bu macerada Red Kit'le pak uğraşmıyor, daha çok romantik ve ağzı flört ettiği dişi ata laf yapan bir at görüntüsünde.

    Şerif köpeği Rin Tin Tin de sanki biraz daha az aptal, ama bu azalan aptallığı da saçmalamasına engel değil elbette. Boyundan posundan utanmadan güdük kardeşi Joe'dan dayak yiyen Avarel, salaklığından ve önüne geçilmez iştahından bir şey kaybetmemiş. Joe Dalton her zamanki gibi zaman zaman Red Kit'in bile önüne geçerek ondan rol çalmaya devam ediyor. Ortadaki iki silik kardeş formalite gözüken ama olmazsa olmaz olarak nitelenebilecek enteresan varlıklarıyla her zamanki gibiler.

    Her şey bir kenara, maceranın sonunda güneşle yeryüzünün birleştiği noktadaki belirsiz noktaya doğru atıyla sakince yürüyen Red Kit'i ve Pat Woods'un ağzından dökülen "Poor Lonesome Cowboy" şarkısını dinlemek istedim. O muhteşem müzik eşliğinde Red Kit'in uzaklaşmasını izlemeye o kadar hevesliydim ki!

    Yaklaşık beş dakika süren şarkıyı bitene kadar izler ve çocukken yaptığım gibi Red Kit'in asla o görüntüde kaybolmadığını, ufak bir nokta olarak gözükene kadar, uzaklaştıkça yok olduğu anlarda onu mutlaka göreceğime inanarak perdeye mıhlanabilirdim. Ama hayal kırıklığı yaşadım. Keşke bu ritüeli yaşamama izin verselerdi. Melankolik Red Kit'i dışlayan o garip ve gürültülü müzik eşliğinde salondan çıktım.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top