Hesabım
    Sıkı Aynasızlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Sıkı Aynasızlar

    Melez Güzeli <b>Sıkı Aynasızlar</b>

    Yazar: Orkan Şancı

    Aksiyon ve komediyi buluşturan filmlere epeydir aşinayız.

    Oysa İngiliz sineması devreye girdiğinde Hollywood'un formülcülüğüne pek rastlanmaz. Aksiyonda, romantik komedide, hatta gerilim türünde İngilizler ezberi bozar. Türlerin birini diğerine sos olarak yedirtmez. Onlardan "melez"ler yaratır.

    Anadan Doğma'da; iş bulamadıkları için striptizciliğe soyunan "her türden adamlar" topluluğunun arasına bir baba-kız draması hoyratça yapıştırılaverir. Ya da Dört Nikah Bir Cenaze'de olduğu gibi cenaze ve düğün merasimlerinin arasındaki hızlı tempoda gayet iyi işleyen bir romantik komedi yapısı kurulabilir. İngilizler, bazen daha damardan girer. Shaun Of The Dead'de ciddi ciddi zombi gerilimi yaratılırken yanında gayet absürd bir komediye de yer verilir. Bu anlamda ortaya çıkan, komedi soslu bir zombi filmi olmaktan çok, "melez" bir filmdir. Türlerden biri, diğeri olmadan ayakta kalamaz.

    Sıkı Aynasızlar'ın nasıl bir film olduğunu anlatmaya başladık aslında. Film izlerken bir yandan da sinemayı öğrenme gibi kaygısı olan herkes için önemli bir yapımla karşı karşıyayız. Shaun Of The Dead'i çeken ekibin, ataları MontyPython'ı andıran çeteci sinema ruhlarını koruyarak yine melez bir filme imza atmış olduklarını söyleyebiliriz.

    Bu kez melezliği aksiyon ve komedi oluşturuyor. Londra polis teşkilatının en bitirim neferi Nicholas Angel (Simon Pegg), başkentte tutuklamadığı adam kalmayınca, kırsaldaki bir kasabaya sürgün ediliyor. Angel, Leon gibi sahip olduğu tek varlık olan saksı çiçeğiyle adım attığı

    Absürd komedinin, Monty Python sonrası ABD takipçilerinde iyice beliren, birçok filme referans gösterme alışkanlığı, sonrasında Airplane, Top Secret, Hot Shots, The Naked Gun gibi apayrı bir akıma dönüşmüştü. Genç yönetmen Edgar Wright ve ekibi, türün bu kendi içindeki evrimini görmezden gelmeyecek şekilde olay örgüsünü, tam da bir melez'e yakışır biçimde örüyor.

    Yazıda adını andığımız birçok filme ek olarak Hard Boiled gibi Uzakdoğu'dan akrabalarına, Kayıp Otoban'ın kasvetli anlaşılmazlığından, Romeo+Juliet'in anlaşılabilir saflığına birçok göndermede bulunuyor. Temasal referanslar ses kuşağında aynı yoğunlukta. Filmin kötü adamı, süpermarket sahibi Simon Skinner (Timothy Dalton), cinayetlerin işlendiği yerlerden her geçisinde arabasının teybinde mutlaka olayla ilgili bir şarkı çalıyor.

    Sıkı Aynasızlar, öylesine zeki bir film ki, bu referans gönderme işinin bizatihi kendisini de sinemalaştırıyor. Angel, olaylarla boğuşurken yanından ayrılmayan çömez polis (çetenin diğer elemanı Nick Frost), sürekli baş karaktere Bad Boys ya da Kırılma Noktası gibi aksiyon filmleri izlemesini salık veriyor. Filmdeki ölüm sahneleri, öylesine grafik bir estetikle veriliyor ki, tam gülerken birdenbire midenizin kalkabileceğinin uyarısını da yapmak gerek. Ama şaşırmayın, bu melez bir film. Dolayısıyla bu bol kanlı sahnelerin "gore" olmaktan çok absürd diye nitelendirilmesini öneriyoruz.

    Film, tezatların birbirini kovaladığı yapısıyla her izlenişinde farklı tatlar alabileceğinizi hissettiriyor. Herşeyin saçma sapan olduğu bir kasabada, ne yaptığının ve kim olduğunun farkında olan tek adamın, aslında son derece sorunlu, işinden başka birşey düşünümeyen bir obsesif olması, ilginç tezatların başında geliyor. İş aşkından güzeller güzeli sevgilisi Jeanine'i (hangi ünlü aktrisin oynadığını bulabilecek misiniz?) bile bırakan bu adamın, zayıf noktalarını fark etmesini, aradığı mutluluğa kavuşma çabalarını, bu arada da kasabada başına gelenlerden kurtulma uğraşısını kahkahalarla izleyeceksiniz.

    Filmin yaratıcı çetesi yönetmen Wright, oyuncular Pegg ve Frost, bundan sonra ne yaparlar bilinmez. Zombilerin kovaladığı insanların aynı zamanda romantik komedilerden fırlamış tipler gibi olmasını sevdiyseniz; bitirim polislerin aklı başında(!) yaşlı insanlara marketlerde kurşun yağdırdıkları Sıkı Aynasızlar'dan da büyük keyif alacaksınız demektir. Formüle dayalı bir aksiyon ya da komedi izlemeyi sakın beklemeyin. Melez sinemanın nasıl bir şey olduğunu görmek istiyorsanız ise kaçırmayın. Hem, bugünlerde, defalarca izlemek isteyeceğiniz filmlere pek rastlanmıyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top