Madagaskar 2 - Beyazperde.com eleştirisi : Madagaskar 2

Hareketi seven New York’lular, Madagaskar Adası'ndaki maceralarına tam gaz devam ediyor. Shrek ve Shark Tale'in yapımcılarından gelen Madagaskar, 2. filmiyle bu hafta vizyona giriyor. Amerika'da ilk girdiği hafta sonunda birinci sıraya oturan Madagaskar, Türkiye'de de hayranlarını sinema salonlarına dolduracak gibi gözüküyor.

İlk filmde, New York'ta yıldız hayatı sürerken bir gün zebra Marty'nin New York'taki bir geceyi merak etmesiyle, bizimkiler penguenlerin ardından geceye akarlar ve tabii peşlerine şehrin tüm polis departmanını da takarlar ve kaçarken soluğu Madagaskar Adası'nda alırlar. Bu ikinci filmde, tüm tayfanın hep birlikte New York'a dönme planları istenildiği gibi gitmez ve uçakları havalandığı gibi yeri boylar. Aslında bu, kapalı kapıların ardında yıllarca sürdürdükleri yaşamdan sonra kendi doğal ortamlarında kendilerini keşfetmenin macerasıdır.

Alex, Gloria, Marty ve Melman ilk önce ait oldukları yere kavuştuklarını düşünseler de zaman içinde bilmedikleri, zorlu bir yaşam içine düşerler ve yine kendilerine inanmak için uğraş içine girerler, yani tipik Amerikan değerleri burada da karşımıza çıkıyor. Onun dışında film tam bir devam filmi niteliğinde, ana karakterlerin kendini çözümlemesi dışında yan karakterler de birinci filmden bildiğimiz özellikleri ile yansıtılmış.

Bu filmde büyüklere yönelik yetişkin bir mizah anlayışından da bahsedebiliriz. Çocukların anlayamayacağı ya da ağır olabilecek bir mizah anlayışı da var ki, bu espriler birçok yetişkini de içine çekecek. Ama tabii ki film her yaştan insana hitap etme özelliğini kaybetmiyor. Devam filminde bir nine karakteri yaratılmış ki kesinlikle filmi eğlenceli kılan unsurlardan biri ve hikayeye çok güzel yedirilmiş.

Sonuç olarak özellikle Madagaskar hayranlarının kesinlikle kaçırmaması gereken film, 2 saatini gülmeye ve kafa boşaltmaya ayırmak isteyenler için Madagaskar Adası'na yapılacak eğlenceli bir yolculuk sunuyor. Biz şehirliler betondan vahşi bir ormanın içinde yaşıyoruz. Lüksü geçin ana ihtiyaçlarımız için dahi çoğu zaman savaş veriyoruz ve bu hayat içinde kendi yerimizi anlamaya çalışıyoruz. Bizim hayatlarımıza paralel giden ders dolu bir hikaye var karşımızda.