Hesabım
    Leonard Cohen
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Leonard Cohen

    Leonard Cohen’i İstiyoruz...

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Hayatınızın belirli bir dönemini anlamlandırmış ve o dönemden sonra da ayrılmaz bir parçanız haline gelmiş bir adam hakkında bir cümle bile yazmaya çalışmak insanı inanılmaz yoruyor. Daha yorucu olan şey ise başka birilerinin o adam hakkındaki düşüncelerini, o adamı yorumlayışlarını duymak; önceleri sadece ikinize ait olan bir dünyaya başkalarını davet etmek, onu farklı seslerden dinlemek; ikinizin dertlerinize bir takım yabancıları ortak etmek.

    Sesi veya yorumu ne kadar güzel olursa olsun, onun şarkılarını, dertlerini başka birinin sesiyle veya mimikleriyle dinlemeye katlanamıyorsunuz. Katlansanız dahi burun kıvırmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Ben Leonard Cohen belgeseline gittiğimde başkalarının onun müziğini nasıl yorumladığıyla ilgilenmiyordum. Görmek istediğim sadece ve sadece Cohen'in kendisiydi. Sadece müziğine veya kişiliğine methiyeler düzmeksizin, onunla ilgili samimi anılarını anlatan ve gündelik Cohen'i gün ışığına çıkaran kişileri dinlemek istiyordum. Biyografik bir belgesel hazırlamanın amacı da bu olmalıydı. Fakat Lian Lunson yönetmenliğindeki Leonard Cohen belgeseli seyircinin görmek istediğini tamamen göz ardı eden ve biyografik bir belgeselin amaçlarına hizmet etmeyen vasat bir yapım.

    Cohen'in sesiyle I'm Your Man çalarak başlayan ve görkemli bir açılışa imza atan film, maalesef bu ihtişamını ilerleyen dakikalarda devam ettiremiyor. Değişik müzisyenlerin Cohen şarkılarını yorumladığı bir konserden görüntülerin yer aldığı filmde, bu görüntüler giderek çoğalıyor ve süreleri uzatılıyor. Dolayısıyla Cohen ile yapılan röportajlar giderek daha seyrek görünmeye başlıyor. Böylece efsanevi müzik adamının bilinmeyen yönlerini samimi bir sunumla gözler önüne sermeyi vaat eden bir belgesel, bir konser organizasyonunun videokasetine dönüşerek anlamını yitiriyor.

    Bununla beraber, belgeselin sadece birkaç çocukluk videosu, sayıları onu geçmeyecek gençlik fotoğrafları ve az miktarda Cohen imzalı çizimden oluşan görsel materyali de kırk yılı aşkın süredir müzik yapan bir sanatçının kişisel hikayesini anlatabilmek için yeterli sayılmaz. Dahası belgesel, gösterilen resimlerin nerede, ne zaman ve neden çekildiğini veya çizimlerin neleri simgelediğini sözlü olarak da ortaya koymuyor. Keza belgeseli içeriksizleştiren, sadece görsel malzemelerin azlığı değil, sözlü materyalin de eksikliği. Leonard Cohen'le yapılan kısacık röportajlar bizlerin herhangi bir internet sitesinde bulamayacağımız hiçbir bilgiyi içermiyor.

    Belgesele sadece şarkı yorumlarıyla değil, sözlü yorumlarıyla da katılan ünlü müzisyenlerin Cohen'i öve öve bitiremedikleri bir takım içeriksiz konuşmalar ise çok şey anlatıyormuş gibi gözükürken, aslında hiçbir şey anlatmıyorlar. Özellikle de son günlerde benim sosyal hayatın her alanında görmekten bilhassa sıkıldığım, verdiği demeçleri de son derece anlamsız bulduğum U2 grubunun vokalisti Bono, ne demek istediği anlaşılamayan müzisyenlerin başında yer alıyor. Böylece söylenen sözler havada kalıyor, gösterilen bütün resimlerin içleri boşalıyor ve belgeselin tamamı, hiçbir şey göstermeyip, söylemeden bir anda başlayıp, bitiveriyor.

    Bütün bu içerik yetersizliğinin sebebi bana kalırsa yönetimin zayıflığından kaynaklanıyor. Yönetmen, belgeselde, konuşmaların ve görüntülerin önemli ayrıntılara parmak basan yönlerinin altını çizmekte zorlanıyor. Hangi sözün hangi görüntüden sonra gelmesi gerektiği konusunda kararsız kalıyor ve bu kararsızlık sırasında da esas önemli ayrıntıları filme eklemeyi unuttuğu hissediliyor. Başka bir açıdan bakarsak da, aslında belgesele anlam katacak önemli ayrıntıların hiç var olmadığını da düşünebiliyoruz. Çünkü Cohen ile yapılan röportajlarda topu topu iki farklı arka plan görüyoruz. Bu da bize yönetmenin Cohen ile topu topu iki kere buluşmuş olabileceğinin işaretini veriyor. Bu çözüme ulaştığımızdaysa niçin sahne performanslarının bu kadar uzun süreye yayıldığını, belgeselin niçin bu kadar az malzeme kullanılarak çekildiğini anlayabiliyoruz. Bu belgesel iyi bir araştırmanın ürünü değil, hatta belki de Cohen'in rızası dışında çekilmiş. Bu yüzden de bize ne görsel ne de sözlü olarak Leonard Cohen'le ilgili bilmediğimiz hiçbir şey söylemiyor.

    Leonard Cohen belgeseli, Cohen'in sesini duyduğunuz anlarda içinizi rahatlatıp, yüzünüzü gülümseten, farklı müzisyenlerin Cohen şarkılarını seslendirdikleri performanslar boyunca da sizi "Leonard Cohen ne zaman çıkacak, neler anlatacak acaba?" diye meraklandırıp, sabırsızlandıran bir yapım. Bu sabırsızlığın sonunda merakınızı tatmin ettiğini söylemekse oldukça zor. Eğer sizlerin de Cohen'le aranızda, üçüncü kişileri kabul etmeyecek bir ilişki varsa böyle bir belgeseli izlememek verilecek en doğru karar bana kalırsa, çünkü ne sizlere bilmediğiniz bir konu hakkında yorum kabiliyeti aşılayacak, ne de Cohenle aranızda var olan bağı kuvvetlendirecek güçte.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top