Anestezi
Yazar: Zafer İlbarsAnestezide 'farkındalık', ameliyatlarda uygulanan anestezide hastanın tamamen uyuması gerekirken 700 kişide 1 olabilecek bir ihtimalle uyumaması ve her şeyi duyması olarak tanımlanıyor. Hasta hiç ağrı duymuyor, sadece konuşulanların farkında olabiliyor. Görüldüğü üzere aslında Anestezi oldukça çarpıcı bir konuyu ele alıyor. Ama bu cezbedici malzemenin hakkını vermek konusunda ise sıkıntılar yaşıyor.
Yönetmen senaryoya etkili bir malzeme bulmanın yarattığı sabırsızlıkla bir sürü entrika eklemiş. Film bu nedenle seyirciye sunduğu sürprizlerle ilginçliğini kalıcı hale getirmeye çalışıyor. Başından sonuna dek inşa ettiği bu sürprizlerin ortaya çıkması ile seyircinin zevkini okşamaya çalıştığından, film hakkında yorum yaparken oldukça dikkatli olmak gerekiyor.
Zira filmin sürprizlerini ele vermek gibi bir tehlike mevzu bahis! Ama yine de şunu söyleyelim ki dikkatli izlendiğinde bu sürprizleri önceden sezmek çok da zor değil. Haliyle senaryo en can alıcı noktasını bu sürprizlere bağladığından filmin güçlü noktası bir anda zayıf noktası haline gelebiliyor. Özellikle zaten kısa olan filmin sonuna alelacele yerleştirilmiş sürprizler filmi doyuruculuktan uzaklaştırıyor. Bu yüzden filmi sevenler kadar yavan bulanların sayısı da az olmayacaktır.
Filmde eksik olan en önemli unsurlardan biri gerilim... Böylesi bir konuda ipi mümkün olduğunca inceltmek mümkün aslında. Seyirciyi de o rahatsız edicilikle 'Artık inceldiği yerden kopsun' dedirtecek kıvama sokup büyük bir heyecanın ve gerilimin verdiği hazzın eşiğine de getirme imkanı var. Ama durumun yarattığı heyecan ve gerilim kesinlikle hissedilemiyor. Ameliyat masasında yatan Clay’in iç sesleri o gerilimi vermekten uzak. Karakterler üzerinden yapılan açıklamalar furyası da cabası. Senaryoda açık bir nokta kalmaması için sürekli diyaloglar kullanılıyor. Bu da bir noktadan sonra filmin havasını bozuyor. İyi işlenmiş sessizlik anları farklı bir gerilim yaşatabilirdi izleyenlere. Ama yönetmen ne kendisine ne de izleyiciye güvenememiş olacak ki bu yolu denememiş.
Anestezi iyi bir konu yakalanıp yanlış tercih yapmış bir film. Bu tercih meselesi filmin gerilim yerine duygusallığı kullanma yolunu seçmesinden kaynaklanıyor. Özellikle ameliyat esnasında Jessica Alba’nın sevimli eş görüntüleri ile bu duygusallık tavan yapıyor. Aslında yönetmenin bu noktada amacı farklı, bir sürü ters köşeden birinin hazırlığı ama ötesinde anlık bir yapay şaşkınlık, akabinde melodramatik bir akış yine bizleri bekliyor.
Son zamanlarda izlediğim bazı filmleri düşününce, aslında dünyada dizi piyasasının bu denli yol almasını daha iyi anlayabiliyorum. Günahkarlar filmi nasıl bir 'Criminal Minds' dizisinin kalitesini aşamıyorsa, Anestezi de bazı açılardan örneğin bir 'House MD' dizisinin kalitesini yakalayamıyor. Bu filmdeki hastane ve ameliyat sahnelerinin kalitesi House MD’den çok aşağılarda kalıyor. Yine de özellikle ameliyat korkusu olanların rahatsız olabileceği bir film Anestezi. İnsanlarda anestezi ile ilgili ciddi (belki de gereksiz) bir korku yaratabilir.
Kaldı ki filmin gerçekten yetersiz bir anestezi bilgisiyle çekildiği de bu işin uzmanları tarafından belirtiliyor. Uzman kişlerin açıklamalarını dikkate alırsak hiçbir hastanın filmdeki gibi uyutulmadığını söyleyebiliriz. Ama sonuçta film bir belgesel değil. Gerçek hayatta ameliyat sürecinde yaşananlar aynen uygulansa belki de bu film olmazdı.
Keşke film her şeyi gözümüze sokarak gösterme ihtiyacı hissetmeseydi. Böylesine yaratıcı bir malzeme iyi yazılmış bir senaryoyla bu kadar ortalama bir şekilde işlenmeyebilirdi. Oyunculuk anlamında da pek bir şey yok filmde. Özellikle Terence Howard’ın canlandırdığı karakteri düşününce, kendisi için bu filmde oynamanın kariyeri için çok da yarar getirecek bir tercih olmadığını görebiliyoruz. Son olarak afişte yer alan yazının sürprizlerle dolu bir film için ciddi anlamda gereksiz ve riskli bir tercih olduğunu belirtelim.