Hesabım
    Şeker Portakalı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Şeker Portakalı

    Çocuk yüreği unutur ama affetmez

    Yazar: Hande Kara

    1968’de yazılan bir kitabın baş kahramanı olan Zeze ile 80’lerin sonunda, bir yaz tatilinde tanışmıştım. Öğretmenimizin tavsiyesi ile o yaz okunacak kitaplar listemin başında Şeker Portakalı geliyordu. Kim bilir elimdeki kitap bilmem kaçıncı baskıydı, ama bildiğim bir şey vardı ki; o da kitabın kapağını yıllarca unutmayacağımdı. Yaz tatillerinde, birlikte çok vakit geçirme şansı bulduğum sevgili dedem, kitabın kapağında çizilen çocuğu, yazlıktaki bakkalın çırağı Hidayet’e benzetirdi. Bir süre sonra Hidayet’in adı, Zeze olmuştu. Hidayet de benim gibi büyüdü (Bu arada ben Güneşi Uyandıralım’ı da okudum),  askere falan gitti, sonra görmedim. Şimdi ne zaman Şeker Portakalı dense önce dedem, sonra Hidayet gelir aklıma. Eminim bir çoğumuzun bu kitapla ilgili anıları vardır. Tam da bu yüzden Şeker Portakalı’nı yine filme uyarlamışlar dendiğinde “aa neden ki?” tepkisini vermem.

    Kitabı okumamış olanlar için, kısaca konudan bahsetmek gerekirse, yoksul bir ailenin oğlu olan Zeze’nin sevgi arayışı ve her yere düştüğünde daha büyük bir acıyla tanışması diyebiliriz. Küçük Zeze, kendine kurduğu hayal dünyasında, önce arka bahçedeki portakal ağacı ile ardından asık suratı ile tanıdıkları ve babası yerine koyduğu Portuga ile arkadaş olur ve sadece büyümek yeterince sancılı değilmiş gibi, bir de çok yoksul bir ailede ve yoksulluğun değiştirdiği aile bireyleri tarafından büyütülür. Ama Zeze öyle bir çocuktur ki, mutluluğu bir sakızda olsa bile bulur.

    Şeker Portakalı 2012’de beyazperdeye, son dönemde daha çok televizyon işlerine imza atmış olan Marcos Bernstein tarafından uyarlanmış ve oyuncu kadrosu da ağırlıklı olarak televizyon dizilerinde yer alan oyunculardan oluşuyor. Bu yüzdendir ki, bilinçli yapılmış ya da yapılmamış, filmden televizyon filmi tadı almanız kuvvetle muhtemel. Ancak Zeze’yi oynayan küçük oyuncuJoao Guilherme Avila'nın hakkını teslim etmek gerek ki, rolünün altından başarı ile kalkıyor.

    Kitabı zamanında okuyan herkesin çocuk kafasında hayal ettiği Zeze’nin dünyası filmde o kadar kanlı canlı duruyor ki karşımızda, bu denli gerçeklik zaman zaman rahatsız edebiliyor. Belki biraz daha hayali, biraz daha fantastik bir anlatımla ben daha memnun olabilirdim. Elbette neredeyse 50 seneye merdiven dayayan ve hala okunan bir kitabın sinemaya uyarlanması yeterince cesaret isteyen bir iş ve bu noktada yönetmenin kitabın gidişatına çok da fazla müdahale etmek istemediğini, ancak ister istemez ortaya çıkan manzaranın kitabın biraz uzağına düştüğünü de söylemek gerek.

    Her şeye rağmen çocukluğunu özleyenlerin, Zeze ile iyi kötü anısı olanların görmesi gereken, Zeze ile hiç tanışmayanlar içinse, melodram dozu yüksek bir seyirlik olacak Şeker Portakalı.

    twitter.com/simulationone

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top