Muğla’nın bir köyünde yaşayan hamile bir kadın ile köyün muhtarı arasında köydeki tüm erkeklerin başka şehirlerdeki madenlerde çalışmaya gönderilmesi nedeniyle gerilim yaşanır. Köyde muhtarın kurduğu bu düzene karşı çıkan tek kişi Gülsüm olur. Kızı ile köyün dışında yaşayan yörük kadını Gülsüm, insanlardan uzakta durup, doğa ve ormanı tercih ettiği için köydekiler tarafından yadırganır. Yaşanan olaylarda Gülsüm öfkesini kontrol edemez. Bu durum üzerine muhtar onu köyden tecrit eder ve köylülerin onunla iletişim kurmasını yasaklar. Doğurmak üzere olan Gülsüm çaresizlik içerisinde bir seçim yapmak zorundadır; ya sisteme boyun eğecek ya da doğasına güvenecektir.