Name: Karanlık da Seni Görüyor
Item: İzliyorlar
Rating: 4
Author: Gizem Şimşek Kaya

İzliyorlar

BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ

4,0

Çok İyi

İzliyorlar

Karanlık da Seni Görüyor

Yazar: Gizem Şimşek Kaya

Halakoei Film yapımcılığında çekilen İzliyorlar filminin yönetmen koltuğunda Sir-Ayet (2018), Zerk (2018), 8 (Sekiz) (2018) ve Kin (2019) filmlerinin görüntü yönetmenliğini, Karanlık Madde (2022) filminin ise yönetmenliğini yapmış olan İman Tahsin oturuyor. Senaryosunu Soroosh Roohbakshi’nin kaleme aldığı, görüntü yönetmenliğini de yönetmen Tahsin’in üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda ise Mehmet Polat, Burcu Almeman, Gökçe Özyol, Ekim Yusuf Mağden, Gülay Özdem, Buket Kurtez İncigöz, Yaren Bozkuş, Sevim Meriç Başaran, Delyar Chayoshi, Yağmur Demir, Nirvana Kaya, Utku Yılmaz, Süleyman Efe Yılmaz gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu karanlığı izleyen üç insanın farklı hikâyeleri oluşturuyor. Orhan, annesini ölümden geri getirmek için yeraltındaki ölü diriltme enstitüsüne başvurur. Ayşe, kızına bir kedi sahiplenir ve önceki sahibinin tavsiyesine rağmen kedinin adını değiştirmez. Doktor Oktay ve eşi, dilekleri gerçekleştiren bir toz keşfeder.

Daha önceki filmlerinde de sinematografinin göz dolduruculuğuna alışkın olduğumuz İman Tahsin, izleyicilere bu kez 3 farklı kısa film sunuyor. Yerli korku filmlerinde alışkın olduğumuz İslam inancının baskın kullanımına inat, öykülerin Edgar Allan Poe’nun kaleminden çıkmışçasına, insanoğlunun temel korkularına seslenen yapısı da filmin diğer filmlerden kolaylıkla sıyrılmasını sağlıyor. Ölen annenizi diriltmenizin bedeli ne olabilir, sahiplenilen bir canlı yeni bir aileye geldiğinde yeni bir isime sahip olmalı ve yeni bir hayata mı başlamalıdır, dilekleri gerçekleştiren bir toz bulsanız ne dilerdiniz gibi sorular sorarak kendi cevaplarını da adeta izleyicilerle paylaşan Tahsin ile Roohbakshi, klişeleri kullanarak ters köşeler yapmayı da ihmal etmemiş.

Karanlık atmosferlerinin yanı sıra izleyicilere gizem ve gerilim de vaat eden bu filmlerin her birinin içerisinde bir şekilde kedi olması da cabası. Birbirinden farklı karakterlerin hayatlarına dair bu 3 farklı filmin her biri de birbirinden leziz bir tat bırakmayı başarıyor. Jumpscare gibi küçük oyunlar yerine öykülerin her birinin insanların en temel korkularına göndermeler içeriyor olması da filmlerin değerini arttırıyor. Maalesef son dönemde sosyal medyadan televizyon kanallarına değin her tarafta şiddettin dozunun artmış olması nedeniyle, korkunun yalnızca jumpscare sahneler ya da iğrenç bağırsak ya da kanlı sahneler olmasına alışmış olan gençlere çok da hitap edemeyecek olan filmler, özellikle filmler bittikten sonra üzerinde konuşulacak, tartışılabilecek birçok alt metne de sahipler. Filmlerin içerisinde kör göze parmak şeklinde verilmese de dikkatli izleyicilerin bulacağı ipuçlarının aslında bir döngüyü işaret ediyor olması da önem teşkil ediyor.

Oyuncuların performanslarının da hayli başarılı olduğu bu üç film sayesinde ülkemizde ilk kez antoloji benzeri farklı hikâyelerin yer aldığı kısa filmlerden oluşan bir uzun metraj izleme şansı da bulmuş oluyoruz. Üstelik bütün bunların yanı sıra özellikle ikinci kısa filmdeki kedinin ve üçüncü kısa filmdeki çocuğun (Süleyman Efe Yılmaz) başarılı oyunculukları korku filmlerinde hayvan ve çocuk oynatmanın ne kadar zor olduğunu bilenler için çok daha kıymetli bir hale geliyor. Benzer şekilde, bu yılın mart ayında gösterime giren İki Yüzlü (2024) adlı gerilim filminde oldukça vasat bir performans sergileyen Gökçe Özyol’un bu filmdeki oyunculuğunun da göz doldurması cabası… Bu durum da kedi ve çocuk oyuncularda olduğu gibi yine yönetmenin oyuncu yönetimi hanesine artı puan yazılmasını sağlıyor.

Filmin nazar boncuğu ise son kısa filmde karı-kocanın telefon konuşması sırasında fondaki gökyüzünün aynı saat dilimini yansıtmıyor olması sayılabilir, bir zahmet onu da görmezden gelebiliriz. Bu birbirinden farklı üç hikâyenin metaforlar aracılığı ile değil de doğrudan bağlantılı olarak kurgulansaydı tadından yenmeyeceğini de eklemek gerekiyor.

Sonuç olarak İzliyorlar; bir yerine üç başarılı korku hikâyesi sunan, sinematografisi ve oyuncuların performanslarıyla hayli göz dolduran ancak şiddet ve kan görmekten zevk alanları tatmin edemeyecek çok başarılı bir film. Gösterimdeyken kaçırmamanız tavsiye edilir.