Senaryosunu Deniz Madanoğlu'nun kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Onur Bilgetay'ın oturmakta olduğu "Tam Bir Centilmen"; "Yeşilçam" filmleri lezzetinde kurgulanılmış, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça mütevazı bir bütçeyle İstanbul'da çekildiği her halinden belli olan...
Düşük kalibrasyon standartlarındaki bu Netflix filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Son derece kibar bir tutum içindeki Saygın (Çağatay Ulusoy) ile onunla yüz seksen derece zıtlıktaki...
Küfrü ağzından eksik etmeyen kankası Kadir "Kado" (Haki Biçici)...
Fiziki görünümlerini korumak amacıyla...
Bir spor salonunda takılarak idmanlarını yaparlarken...
Para kazanmak gayesiyle de...
Jigololuk mesleğini icra etmektedirler...
***
İşte...
Siyam İkizleri kıvamındaki bu ayrılmaz ikili...
Yılbaşı akşamındaki...
Canlı müzik de yapılan bir partiye katılmış...
Emel (Nazlı Demircioğlu), Oya (Belma Mamati) ve kocasından yeni boşanmış olan Aylin (Tülay Düztürk) adındaki kadınları...
Uzaktan süzerek kesmekte...
***
Ve...
Yeni yıla girilirken gerçekleştirilen...
Havai fişek gösterisi esnasında da...
Yarım saat sonra bir kez daha buluşmak üzere sözleşen Saygın ile Nehir'den (Ebru Şahin) Saygın...
Hem de Nehir'i ilgi çekici bulmasına rağmen...
Ne yazık ki sözünde duramayarak...
Zaten ilk kez gördüğü ve o an için kim olduğunu da bilmemesi sebebiyle...
Hiç düşünmeden ekecektir...
***
Zira...
Serap (Şenay Gürler) adındaki...
Yaşı bir hayli geçkin olan varlıklı bir kadın Saygın'ı...
Kendisinden başka bir kadına yaklaşmaması halinde...
Paraya boğacağını söyleyerek...
Sahiplenmeye çalışmakta...
***
Ve...
Saygın'ı kiralayarak dayayıp döşediği muhteşem bir villa da oturtmasının yanı sıra altına da son model bir BMW otomobil çeken aynı Serap...
Konservatuvardan sınıf arkadaşının güzelliği sebebiyle...
Aşağılık duygusuna kapılan kızı Hülya (Nazlı Bulum) için de endişelenmektedir...
***
Ki...
Bunu duyar duymaz...
Anında harekete geçen Saygın...
Serap'ın da izin ve onayıyla...
Sanki sıradan bir tesadüfmüşçesine...
***
Doğum gününün de kutlanacağı...
Bir karaoke bar da karşılaştıklarında kendisine...
Çok özel birisiymiş gibi davranarak iltifatlar yağdıracak olan Kado ile tanıştırmak suretiyle kızı Hülya'ya...
Erkeklerce önemsendiği duygusu hissetirilecektir...
***
Evet...
Saygın'ın planı budur...
Ama maalesef Saygın...
Hülya'yı gölgeleyen kadının...
Yılbaşı gecesi söz verdiği halde...
Kendisiyle buluşmaya gitmediği Nehir olduğundan...
***
Ve üstelik...
Yeniden görür görmez...
Gözlerini kendisinden ayıramayacağı...
Hatta sahneye çıkıp şarkısını icra ettiğinde...
Neredeyse büyüleneceği aynı Nehir'in de...
Karaoke bar da bulunduğundan haberdar değildir...
Dakika 35...
***
Böyle olunca da...
İki kadın ve o iki kadından...
Birinin parası...
Diğerinin de aşkı arasına sıkışıp kalan ve çocukluk günlerinin travmalarından da bir türlü kurtulamayan Saygı'nın tercihlerinin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; müziklerinin de kulakların pasını sileceği, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Yeter ki...
Çok da büyük anlamlar yüklemeyin anlatılan hikaye ile "uçlardaki" karakterlere...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,