Küçük Marko, çöküşten önceki hayatı hiç bilmez. Son kaynaklar için acımasızca kavga eden diğer insanlardan izole edilmiş ve dengesiz babasıyla ormanın derinliklerinde yalnız yaşamaktadır. Tüm dünyaya, enfekte olanları kana susamış canavarlara dönüştüren bir virüs bulaşmış durumdadır. Marko’nun monoton hayatı, tesadüfen Down sendromlu Miko ve annesi Ana ile tanışmasıyla bir anda değişir. Beklenmedik dostluk, Marko'ya daha önce hiç bilmediği bir umut ve neşe duygusu verir. Ancak tam da Marko için hayat daha katlanılabilir hale gelirken, yıkıcı bir olay meydana gelir ve bu olay onu ve Miko'yu ormandaki güvenli sığınağından ayrılmaya zorlar. Çocuklar birlikte, tehlike ve belirsizlikle dolu, yıkılmış, şiddetli bir dünyada tehlikeli bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır.