Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Hiçbir Şey Yerinde Değil”, zamanlamanın öne çıktığı kamera çalışması, 1980’lerin renkli fotoğraflarını hatırlatan görsel atmosferi, dönemin ruhunu yansıtan sanat yönetimi ve tabi ki Burak Çevik’in tüm bu unsurları bir araya getiren yönetmenliğiyle beğendiğim bir film oldu. Çok başarılı bir ansambl oyunculuk örneği veren, Burak Can Aras, Efe Taşdelen, Onur Gözeten, Yiğit Ege Yazar, Celal Öztürk, Eren Kol, Tufan Berk Yıldız’dan oluşan genç kadroyu da unutmamak gerek.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Müjde Işıl
Filmin belgesel olmadığı gerçeğinden hareketle Çevik’in anlatımı kurgusal olarak gayet akıcı. Şiddetten uzak bir grup gencin şiddet karşısında yaşadığı şok ve korku normal karşılanabilir. Ülkücülerin malum selamı yaptığı sahne ise filmin en abartılı ve ‘yanlı’ görülebilecek bölümü. Ama genel olarak baktığımızda Çevik’in televizyon haberi ile başlattığı hikâyeyi o dönemde yaşıyormuşçasına steril ve seyirciyi içine alacak kıvraklıkta anlattığını görüyoruz.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Yönetmen, öldürme psikolojisinin altında yatan nedenleri ve gerekçeleri tarihsel bir katliamın verilerinden yola çıkmadan da anlatabilirdi. Eğer hareket noktanız gerçek bir olaysa kronolojiye ve eldeki verilere bence çok daha fazla sadık kalmalısınız. Hele hele Bahçelievler katliamı gibi sadistlikle örülü, acılı sayfaları perdeye taşıyorsanız diğer tarafa da eşit miktarda mikrofon tutayım mantığı açıkçası bana çok hakkaniyetli gelmiyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
“Hiçbir Şey Yerinde Değil”, zamanlamanın öne çıktığı kamera çalışması, 1980’lerin renkli fotoğraflarını hatırlatan görsel atmosferi, dönemin ruhunu yansıtan sanat yönetimi ve tabi ki Burak Çevik’in tüm bu unsurları bir araya getiren yönetmenliğiyle beğendiğim bir film oldu. Çok başarılı bir ansambl oyunculuk örneği veren, Burak Can Aras, Efe Taşdelen, Onur Gözeten, Yiğit Ege Yazar, Celal Öztürk, Eren Kol, Tufan Berk Yıldız’dan oluşan genç kadroyu da unutmamak gerek.
Milliyet
Filmin belgesel olmadığı gerçeğinden hareketle Çevik’in anlatımı kurgusal olarak gayet akıcı. Şiddetten uzak bir grup gencin şiddet karşısında yaşadığı şok ve korku normal karşılanabilir. Ülkücülerin malum selamı yaptığı sahne ise filmin en abartılı ve ‘yanlı’ görülebilecek bölümü. Ama genel olarak baktığımızda Çevik’in televizyon haberi ile başlattığı hikâyeyi o dönemde yaşıyormuşçasına steril ve seyirciyi içine alacak kıvraklıkta anlattığını görüyoruz.
Hurriyet
Yönetmen, öldürme psikolojisinin altında yatan nedenleri ve gerekçeleri tarihsel bir katliamın verilerinden yola çıkmadan da anlatabilirdi. Eğer hareket noktanız gerçek bir olaysa kronolojiye ve eldeki verilere bence çok daha fazla sadık kalmalısınız. Hele hele Bahçelievler katliamı gibi sadistlikle örülü, acılı sayfaları perdeye taşıyorsanız diğer tarafa da eşit miktarda mikrofon tutayım mantığı açıkçası bana çok hakkaniyetli gelmiyor.