Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Muhteşem Lillian Hall”, senaryosu nedeniyle Amerikan usulü karakter dramının tanıdık sularının dışına pek çıkmıyor, çıkamıyor. Özellikle finale doğru olaylar tahmin ettiğimiz gibi gelişiyor, sonlara doğru duygusal anlar yaşanıyor. Ama Jessica Lange’in seyre değer oyunculuğu ve Cristofer’ın yönetmenliğiyle notunu yükseltiyor. Tiyatro ve oyuncular üzerine çekilen filmler arasında daha şimdiden kendine bir yer bulduğu kesin.
29 yılda 202 oyun sahneye koymuş bir sanatçının ağırlığını giderek yoğun bir şekilde hissettiren demans karşısındaki mücadelesini anlatan bu yapımın, tiyatro dünyasının kendine özgü koridorlarını heyecan verici bulan seyirciye daha çok seslendiği muhakkak. Ama yine de bu denli seyredilesi performanslar sunan bir kadroyu izlemek için salonun yolunu tutmak da gerekiyor sanırım. Öte yandan ben ‘Muhteşem Lillian Hall’da, belki de yakın bir zaman önce izlediğimiz için Maria Callas’ın son günlerine odaklanan Pablo Larraín imzalı ‘Maria’ türü bir hava da hissettim. Özetle mutlaka seyredin tavsiyesinde bulunacağım bu son derece dokunaklı yapıtı ‘Replikler unutulsa da performanslar unutulmaz’ şeklinde tanımlamak mümkün...
Evet, işte böyle bir film... Bir yerde Hollywood’un bu büyük geleneğine, yani eski ya da çok eski yıldızları, sırası gelince yeniden ve tam yerinde kullanmasındaki ustalığa hayran olduğumu belirteyim. Son zamanda birçok filmde karşımıza çıktığı gibi… Ve yer yer unutulmaz deyişler. “Sanat hayatın sınırlarını aşar mı?”, “Biz hepimiz aslında rüyalarda geziyoruz”, vb. Bu zaten bir biyografi değil, hiç değil. Ama bir tiyatro insanının değerler, simgeler, zorluklar ve zevklerle dolu hikayesi. Ve bence tiyatro üzerine yapılagelmiş en iyi filmlerden biri.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
“Muhteşem Lillian Hall”, senaryosu nedeniyle Amerikan usulü karakter dramının tanıdık sularının dışına pek çıkmıyor, çıkamıyor. Özellikle finale doğru olaylar tahmin ettiğimiz gibi gelişiyor, sonlara doğru duygusal anlar yaşanıyor. Ama Jessica Lange’in seyre değer oyunculuğu ve Cristofer’ın yönetmenliğiyle notunu yükseltiyor. Tiyatro ve oyuncular üzerine çekilen filmler arasında daha şimdiden kendine bir yer bulduğu kesin.
Hurriyet
29 yılda 202 oyun sahneye koymuş bir sanatçının ağırlığını giderek yoğun bir şekilde hissettiren demans karşısındaki mücadelesini anlatan bu yapımın, tiyatro dünyasının kendine özgü koridorlarını heyecan verici bulan seyirciye daha çok seslendiği muhakkak. Ama yine de bu denli seyredilesi performanslar sunan bir kadroyu izlemek için salonun yolunu tutmak da gerekiyor sanırım. Öte yandan ben ‘Muhteşem Lillian Hall’da, belki de yakın bir zaman önce izlediğimiz için Maria Callas’ın son günlerine odaklanan Pablo Larraín imzalı ‘Maria’ türü bir hava da hissettim. Özetle mutlaka seyredin tavsiyesinde bulunacağım bu son derece dokunaklı yapıtı ‘Replikler unutulsa da performanslar unutulmaz’ şeklinde tanımlamak mümkün...
T24
Evet, işte böyle bir film... Bir yerde Hollywood’un bu büyük geleneğine, yani eski ya da çok eski yıldızları, sırası gelince yeniden ve tam yerinde kullanmasındaki ustalığa hayran olduğumu belirteyim. Son zamanda birçok filmde karşımıza çıktığı gibi… Ve yer yer unutulmaz deyişler. “Sanat hayatın sınırlarını aşar mı?”, “Biz hepimiz aslında rüyalarda geziyoruz”, vb. Bu zaten bir biyografi değil, hiç değil. Ama bir tiyatro insanının değerler, simgeler, zorluklar ve zevklerle dolu hikayesi. Ve bence tiyatro üzerine yapılagelmiş en iyi filmlerden biri.