Toplumsal Sorunlar, İlahi Adalet ve Cinler...
Yazar: Gizem Şimşek KayaMuhteşem Film yapımcılığında çekilen Siccîn 7 filminin yönetmen koltuğunda Musallat (2007-2011) ve Siccîn (2014-2015-2016–2017–2018–2019) serileri ile Üç Harfliler 3: Karabüyü (2016), Üç Harfliler: Beddua (2018), Üç Harfliler: Adak (2019), Mahlûkat (2022), Haile: Bir Aile Kabusu (2023) ve Haile 2: Var mı, Yok mu?! (2023) filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Alper Mestçi, 15. korku filmiyle oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Mestçi’nin kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini yine Eren Nayır üstlenmiş. Müzikleri de yine Reşit Gözdamla’ya ait olan filmin oyuncu kadrosunda ise Serkan Atar, Tuğba Begde, Funda Eskioğlu, Gönül Ürer, Ceyda Ceren Edis, Duru Irmak Apaydın, Yusuf Kaan Arpacık, Mana Alkoy, Adnan Koç gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu yine bir musallat vakası oluşturuyor. Çocuk dilenci mafyası ile yaptığı “kanlı bir pazarlık” sonrasında doktorluğu bırakıp kaçmak zorunda kalan Kemal, ailesi ile birlikte amcasının konağına taşınır. Küçük kızı Rüya’yı hastalığından kurtarmak için bulaştığı karanlık sır, Alzheimer hastası olan annesi Lale’nin zihninin karanlığıyla birleşince taşındıkları konak paranormal bir kabuslar labirentine dönüşür... Aileye yardımcı olmak bahanesiyle eve giren Meral’in ise asıl niyeti 2018’in Kara Ay’ında yapılan bir ayinin şartlarını yerine getirmektir!
Alper Mestçi tarafından 2014 yılında çekilen Siccîn filmi ile başlayan seri, 2019 yılında gösterime giren altıncı filmde “Serinin Son Filmi” sloganıyla izleyicilere veda ettiğini açıklamıştı. Beş yıl sonra Siccîn 7 ile seriye devam etmeye karar veren yönetmen; Siccîn 3: Cürm-ü Aşk (2016) filminde ilk kez izleyicilerle tanıştırdığı Orhan karakterine Siccîn 4 (2017) ve Siccîn 6 (2019)’da yer vermiş ve Orhan karakterinin çözdüğü doğaüstü olaylar üzerinden ilerlemeyi tercih etmişti. Bu filmde de Adnan Koç’un canlandırdığı Orhan karakteri doğaüstüne karşı mücadele etmeye devam ediyor.
Siccîn serisine detaya inmeden bakacak olursak; Üsküdar’da yaşanmış gerçek bir olaydan uyarlandığı söylenen ilk film, teyzesinin evli oğluna aşık olan bir kadının, adamın eşine cin musallat ettiren bir büyü yaptırmasını konu ediniyordu. Serinin ikinci filmi Siccîn 2’de haberlere de konu olmuş olan Issız Cuma Mezarlığı’ndaki yer değiştiren mezarı konu edinen bir senaryo izleyicilerle buluşmuştu. Orhan karakterinin ilk kez izleyicilerle buluştuğu Siccîn 3: Cürm-ü Aşk adeta yönetmen Mestçi’nin ilk yerli korkusu Musallat’ın tersine çevrilmesi üzerinden bir aşk hikâyesi sunarken; Siccîn 4’te mali sorunlar nedeniyle ailesinin yanına taşınmak zorunda kalan bir ailenin yaşadığı olaylar bir önceki filmde yer alan Orhan karakterinin de dahil olmasıyla çözülebilmiş ancak Siccîn 5’te Orhan karakteri olmaksızın üç ayrı ailenin hayatlarını cehenneme çeviren lanetli kabusların, geçmişte yapılan tek bir ayinde kesişmesini konu edinmişti. Siccîn 6’da ise Orhan karakteri tekrar dönmüş ve yine bir ailenin içinde bulunduğu tuhaf olayların çözümü için kolları sıvamıştı.
Sanat yönetimi ve makyajları göz alıcı olan filmin, sinematografisi de muhteşem. Oyuncuların performansları ve mimikleri gece kâbuslarınıza girecek denli başarılı bir şekilde beyazperdeye yansıyor. Siccîn serilerinin alametifarikası olan aile dinamiği bu filmde de kullanılmış. Anne, baba ve iki kızından oluşan çekirdek aileye babanın Alzheimer hastası olan annesi Lale eşlik ediyor. Alışkın olduğumuz bu aile dinamiğine Kara Ay’da Zulmat Ayini yaptıran Meral bakıcı olarak eklemlendiriliyor. Bu ailenin Siccîn 4’teki aileye benzemesinin yanı sıra iki filmdeki olay örgülerinin matematiği de birbirini andırıyor. Bu kez yönetmen ayna, sandık, su, oyuncak bebek, dolap gibi tekinsiz nesnelerine saati de mükemmel bir biçimde ekliyor.
Yönetmen Mestçi, ülkedeki en fazla korku filmi çekmiş olan yönetmen olmanın kendisine verdiği sorumluluğu bu hikâyede kabullenmiş. Dilenci mafyası, cinayetlerin cezasız kalması, kırsalda toprak yüzünden yaşanan çatışmalar gibi sorunları kör göze parmak olmayacak şekilde hikâyeye yedirmeyi ve şeytani kötülüğü farklı insanlara eşit şekilde pay etmeyi de ihmal etmeyerek artı puanı hanesine yazdırmayı başarıyor.
Sinister (2012), The Conjuring 2 (2016), Smile (2022) gibi tüm dünyayı korkutan filmlere saygı duruşlarında bulunan ve bunları filmin içerisine harika bir yaratıcılıkla uyarlayan korku sahneleriyle karşımıza çıkıyor; jump scare sahnelerden ziyade olayın gizemi ve karakterlerin korkunçluğu üzerine eğilmeyi tercih ediyor.
Filmde nazar boncuğu olarak sayabileceğimiz iki şeyin ilki, Orhan karakterinin tıpkı Siccîn 4’te olduğu gibi olaylara son anda yetişmesi ve o sahneye değin bu konuda kendisini yönlendiren güçle arasındaki ilişkinin önceki filmlere nazaran kopuk kalması. Oyuncular izleyicileri avuçlarının arasına alacak kadar iyi performans göstermeleri ile Orhan karakterine ayrılan sürenin kısalığı telafi edilebiliyor. Ancak ikinci nazar boncuğu da bu konuyla ilintili, zira Orhan karakterinin olaya tam anlamıyla dahil olduğu andan itibaren replikleri daha farklılaştırılarak yazılmadığı için bir yerden sonra tekrara düşmekten kurtulamıyor.
Sonuç olarak Siccîn 7; bu senenin en iyi filmlerinden biri olmakla birlikte, oyuncularının performansları, sinematografisinin gücü, sanat yönetimi ve makyajın gerçekçiliğiyle sinemada izlenmeyi hak ediyor.