Jacqueline, savaşın parçaladığı ülkesinden bir Yunan adasına kaçar. Günlük ihtiyaçlarını karşılamak için az bir para karşılığında turistlere masaj yapar. Jacqueline, burada yalnız bir Amerikalı tur rehberi olan Callie tanışır. İkisi birbirlerinden umut buldukça yakınlaşır.
Genç bir kız olan Artemis, babasının ağır bir hastalığa yakalanmasından sonra yıllardır gitmediği Atina’daki evine geri döner. Boşanmış ebeveynlerin tek çocuğu olarak Paris’e bakabilecek tek kişi odur. Artemis’in babasının bakımıyla ilgilendiği bu süreç, babasını daha iyi anlamasını ve onu ilk kez gerçekten sevmesini sağlar.
Zamanın gelişigüzel değiştiği bir dünyada, bir çiftin ilişkisi, geçmişe, bugüne ve geleceğe dair bireysel ve ortak anılar sürekli değiştikçe sınanır. Çift, zamanın doğrusal olarak aktığı bir yere taşınmaya karar verir. Ancak bu kararın bedeli oldukça yüksektir.
Fırtınalı bir gecede Yunan dağlarında doğar doğmaz terk edilen Jon, babasını veya annesini tanımadan evlat edinilir. Genç bir adamken, ölümcül trajik bir kazadan sonra hapsedildiği hapishanede gardiyan olan Iro ile tanışır. Görünüşe göre onun varlığını arıyor, onunla ilgileniyor, onun için müzik kaydediyor. Bir süre ...
Nikitas, Yunanistan’da ormanın kalbinde bir çiftlik evinde yalnız yaşayan bir adamdır. Yıllardır ormanı kazıp, doğayı rahatsız eden ve mülkünü tehdit eden endüstriyel canavara karşı savaşan Nikitas’ın hayatındaki en büyük sorun bu değildir. 20 yıldır görmediği oğlu Johnny, beklenmedik bir anda Nikitas’ın yanına ...
İranlı genç Babak, Atina’da okumaktadır. Babak’ın annesi Peri ve kocası, oğullarını ziyaret etmek için Atina’ya gider. Ancak oğulları onları karşılamak için havaalanına gelmez. Bu durum Peri ve kocasının endişelenmesine neden olur.
Bir fabrikada çıkan yangın, çok sayıda işçinin işsiz kalmasının yanı sıra bir kasabanın temel geçim kaynağını da kaybetmesine neden olur. Aradan geçen beş yılın ardından fabrikanın sendikası, tazminat mücadelesinde zayıflatıcı bir darbeyle karşılaştı. Uzun süredir mülklerini özelleştirmek için yangına neden ...
Filipinli dindar denizci Joe, açık denizde bir transatlantik geminin vardiyası sırasında, Dumitru adında Romanyalı bir kaçak ile karşılaşır. Tayvanlı yetkililerin fark etmesi durumunda Dumitrı gemiden atılacaktır. Tanrıya minnetini göstermek isteyen Joe, bu amaçla Dumitru’yu saklamaya karar verir ve kendisini bir kovalamaca oyununun içinde bulur.
Hafızasını kaybeden Anna, sadece yemek yapmayı unutmaz. Bu sayede, yalnız bir adama ait olan, işçi sınıfına ait bir sahil meyhanesinde iş bulur. Anna'nın basit ama lezzetli yemekleri özenle ve güzelce hazırlanır ve en temel yemeği bile bir deneyim haline gelir. Yemeğiyle müdavimlerinin anılarını canlandıran Anna, müşterileriyle arasında bir bağ oluşturur.
Aris ve Anna bir akşam, garip sesler yayan ve insan seslerinin iletilmesini sağlayan antenlerle çevrili yarı terk edilmiş bir kasabada buluşurlar. İnsanların davranışları da dahil olmak üzere her şeyin pek doğru görünmediği bu tuhaf, rüya gibi dünyada bu iki yalnız ruh, yavaş yavaş birbirlerine karşı hisler beslemeye başlarlar.
Tek başına seyahat eden Elena, birden rotasını değiştirir ve kendisini adaya giden bir feribotun içinde bulur. Feribotta, içinde kemik olan bir sandığı gömmek için adaya giden Antonis ile tanışır. Kurdukları iletişimden keyif alan Antonis ve Elena, kutuyu gömecek iyi bir yer bulmak üzere birlikte dolaşmaya karar verirler.
Puanım :
0.5 Berbat
1 Çok Kötü
1.5 Kötü
2 Yetersiz
2.5 Geçer
3 Ortalama
3.5 İyi
4 Çok İyi
4.5 Muhteşem
5 Kusursuz!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.