Blake ve Sarah yeni nişanlanan bir çifttir. Uzun ve karmaşık bir arayışın ardından çift, hayatlarını geçirecekleri hayallerindeki evi bulur. Çift, arka bahçesi, havuzu, yenilenmiş geni mutfağı olan güzel bir banliyö evini görür görmez büyülenir. Ancak çok geçmeden bir sorunla karşı karşıya kalırlar. Evin önceki sahibinin arkadaşı olan Randy, konuk evinde yaşamaktadır ve oradan ayrılmayı reddeder. Randy’yi evden çıkarmak için çabalayan çift, kendilerini zorlu bir savaşın içinde bulur.
Evliliğinde sorunlar yaşayan Miriam, depresyonun eşiğindedir. Sorunlarından biraz olsun uzaklaşmak isteyen Miriam, hafta sonu için yıllardır görüşmediği kız kardeşi Greta’nın göl kenarında bulunan evine gider. Başlarda her şey yolunda gider ancak bir süre sonra Miriam, kendisini beklenmedik durumların içinde bulur.
2085 yılında Dünya büyük bir çölden başka bir şey değildir. Elektrik yok, mahsuller artık yetişmiyor ve son on yıldır dünyaya bir bebek gelmedi. Hayatta kalan son insanlar, Atina’da bir araya gelmeye çalışır.
Bir grup genç, bir okul gezisi sırasında eski bir kalıntıyla karşılaştıklarında, kendilerini inançlarının ötesinde temel güçlere ve asırlık bir kötülüğün dünyayı yok etmesini engelleme sorumluluğuna sahip büyülü bir dünyada yakalanmış bulur.
1920’lerde Bolşevikler tarafından insanlara dayatılan kıtlık sonucu, Kazakistan nüfusunun yüzde 70’i ölür. Ölüm ve çaresizlik duygusunun üstesinden gelmeyi başaran Turar, ailesini kurtarmak için mücadele eder.
Yetenekli bir bilardo oyuncusu olan Spencer, yeteneğini boşa harcar. Zamanını arkadaşları ile küçük suçlar işleyerek geçiren Spencer, zamanla kontrolden çıkar. Bu sırada tesadüfen bir yabancıyla karşılaşması, onun hayatını tersine çevirme fırsatını yakalamasına neden olur.
Borcu nedeniyle köşeye sıkışan Agatha Christie, ünlü Belçikalı dedektif Hercule Poirot'nun yer aldığı yayınlanmamış bir el yazması karşılığında kendisine 20.000 £ teklif etmeye hazır Çinli bir iş insanıyla tanışmak için bir otelin barına gider. Ancak Londra, Alman bombalarının saldırısı altındadır ve romancı, ...
The Mimic, komşusu ile arkadaş olan, anlatıcı olarak adlandırılan bir adama odaklanıyor. Komşusunun sosyopat olabileceği fikrine kafayı takan anlatıcı, gerçekleri ortaya çıkarmak için harekete geçer. Onunla birlikte çıktığı uzun yürüyüşler, akşam yemeği randevusu ile anlatıcı gencin hakkındaki gerçeklere adım adım yaklaşır.
1950’lerde Harlem’de babasının plak dükkanında çalışan bir kadın, genç bir saksafoncuyla tanışır. Adama aşık olan kadın, kendisini duygusal bir krizin ortasında bulur.
Eski bir özel kuvvetler ajanı olan Jesse Freeman, artık son teknolojiyle donatılmış bir basketbol arenasında gövenlik görevlisi olarak çalışır. Terörist bir grup tarafından arenaya düzenlenen bir saldırının ardından Jesse, teröristler tarafından kaçırılan kızını ve diğer taraftarları kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişir.
Başarılı bir havacılık yöneticisi olan Meksikalı Renato, Amerikalı bir üvey kardeşi olduğunu öğrendiğinde şok olur. Özgür ruhlu kardeşi Asher ile Renato birbirlerinden oldukça farklı karakterdedir. İ
Gizemli geçmişe sahip olan bir adam, kendi kişisel cehenneminden kaçmak için ülkeyi terk eder. Ancak adam, daha a kötü bir yere varır.
Puanım :
0.5 Berbat
1 Çok Kötü
1.5 Kötü
2 Yetersiz
2.5 Geçer
3 Ortalama
3.5 İyi
4 Çok İyi
4.5 Muhteşem
5 Kusursuz!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.