Yaratıcılığını, 5 bölümünün senaristi de olan Mark Protosevich üstlenirken, yönetmen koltuğunda da Fernando Meirelles (5 bölüm) ile Adam Arkin'in (3 bölüm) oturmakta oldukları "Sugar"; gizemini sonuna kadar koruyan, bir suç draması olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, izleyicisiyle, Apple TV+ platformunda buluşturulan; toplam 8 bölümlük bu mini diziye biraz daha yakından bakalım...
***
Dizi...
Tokyo'daki evinin mutfağında suşi hazırlamakta olan Hideo'nun (Taishi Mizuno) çalan telefonundan...
Kimliği meçhul birisince kendisine...
"Galiba binanın önünde para düşürdünüz... Yanıldıysam özür dilerim..." denildiği...
Ve...
Havadan para kazanacağını duyarak şaşıran Hideo'nun da...
"Hayır, lütfen..." diye atlayarak...
Gelen adama kapısını açtığı...
***
Ve kendisine verilen bir tomar parayı Hideo...
Tam cebine indirecekken...
Ödül olarak...
İçinden bir miktarını, bulup getirene vermesi gerektiğini düşünüp...
Bir de bunu dillendirirken...
***
Parayı getiren adam...
Yani özel dedektif John Sugar (Colin Farrell)...
Telefonundaki...
Altı gündür kayıp olan Yuma Kobayashi'nin (Koya Harada) fotoğrafını...
Hideo'ya doğru tutarak...
Görüp görmediğini sorduğu...
***
Olumsuz yanıt alınca da...
"Bence doğru konuşmuyorsun..." diyerek içeriye dalıp kapıyı da kilitleyen Sugar'ın...
Sözüne...
"Korkunç bir hata yaptın... Yuma'nın ebeveynlerine fidye mesajı yolladın... Kobayashi'lere...
Ama Bay Kobayashi, Yuma'nın babası değil...
Yuma'nın gerçek babası Masaki Hashimoto (Yoshio Maki) adında biri ve Bay Hashimoto, Tokyo yakuzasında bir patron...
Böyle olunca da...
Asıl soru, şimdi ne olacağı...
Sana bir şans vereceğim... Tek yapman gereken, beni çocuğa götürmen...
Yuma'yı aldığım anda, babasını aramadan önce sana iki saat vereceğim...
O süre zarfında, havalimanına git ve herhangi bir yere bilet al... Yabancı bir ülke olması yeterli... Japonya'da güvende olmayacaksın..."
Şeklinde devam eder...
Ve Hideo'nun da...
İşittikleri karşısında...
Sugar'a bıçakla saldırdığı...
***
Ama Hideo...
Sugar'ın takım elbisesinin ceketini parçalamak ve kolunu yaralamak dışında hiçbir neticeye ulaşamazken...
Sugar'ın dolaplardan birinin içinde...
Oyun oynamakta olan Yuma'yı bulduğu ve babasına teslim ettiği sahne ile başlar...
***
Ardından...
Oteline geçip...
Kolundaki yaraya gerekli pansumanı yapıp...
Akşam yemeği faslını da hallettikten sonra Sugar...
Artık bir barda oturmuş...
Yudumladığı içkisinin tadını çıkartırken telefonuna...
Thomas Kinzie'nin (James Cromwell), Jonathan Siegel (James Cromwell) namına gönderdiği hizmet talebi mesajı gelir...
***
Bu iş teklifi üzerine Sugar...
Yeniden...
Ev kiralamak yahut da satın almak yerine...
Clinton (Darwin Shaw) ve Consuela (Marisa Echeverria) gibi çalışanlarını da yakından tanıdığı...
Onların da, kendisinin huyunu suyunu bildikleri...
Gerçekte de kurgusal bir mekan olan...
Düzenli olarak Hotel Del Corazon'da konakladığı Los Angeles'a döner...
***
Ve aralarındaki anlaşmaya aykırı olmasına rağmen...
Menajeri Ruby'e (Kirby) uğramadan...
Doğrudan...
Film yönetmeni Jonathan Siegel ve onun avukatı da olan Thomas Kinzie ile buluşur...
***
Zira...
Kendisine büyük bir hayranlık duyduğu Siegel'ın 25 yaşındaki torunu Olivia Siegel (Sydney Chandler)...
Babası Bernard "Bernie" Siegel'ın (Dennis Boutsikaris) ifadesine göre...
Tam iki haftadır kayıptır...
***
Ve şimdi Siegel...
Çok sevdiği torununun...
Sugar tarafından bir an önce bulunmasını istemektedir...
***
Ki...
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Uyuşturucu problemi bulunan Olivia...
Daha öncesinde de...
Haftalar...
Hatta aylar boyunca kayıplara karışmış...
***
Ancak her seferinde...
Hiç değilse para için...
Dedesini aramayı ihmal etmemiş...
***
İşte o yüzden de Siegel...
Şimdi ziyadesiyle endişelidir...
Çünkü...
Geçen iki hafta boyunca Olivia'dan...
Tek bir haber dahi alamamıştır...
***
Bu genel çerçeve içerisinde...
Sugar'ın Siegel'ı kıramayacağını tahmin ederek proaktif davranan Ruby...
Yenilenmiş Kaliforniya özel dedektiflik ruhsatı, sürücü ehliyeti ve Glenn Ford'un...
Sinemanın ölümsüz duayenlerinden Fritz Lang'ın "The Big Heat" (1953) filminde kullandığı silah için taşıma ruhsatını ayarlamıştır bile...
***
Çok geçmez...
Jonathan Siegel'ın da...
Torunu Olivia'nın kullanımına tahsis etmek gayesiyle...
Kat maliklerinden biri olduğu kent merkezindeki binaya giden Sugar...
Binanın yöneticisi Gary Bascomb'tan (Travis Richey) dairenin yedek anahtarını alarak...
Olivia Siegel vakasına...
İlk adımını atmış olurken...
***
Aynı esnada...
Babası Bernie'nin, ilk karısı Rachel Kaye'den (Natalie Alyn Lind) olan üvey kız kardeşi Olivia'yı yoklaması amacıyla gönderdiği David Siegel (Nate Corddry) ile onun silahlı koruması Kenny'de (Alex Hernandez) dairededirler...
Ve elbette...
Karşılaşmaları da kaçınılmazdır...
***
Neyse...
Evdeki araştırmalar sırasında...
Olivia ile birlikte...
Yakın tarihlerde poz veren ve eskiden kendisinin üvey annesi de olan ünlü rock yıldızı Melanie Matthews'un (Amy Ryan) fotoğrafını bulan Sugar...
Belki bir şey biliyordur umuduyla...
1966 model klasik Chevrolet Stingray Corvette'ine atladığı gibi soluğu...
Ona ulaşabileceğini öngördüğü bir barda alır...
***
Fakat...
Melanie'nin içkiyi fazla kaçırması sebebiyle...
Ondan hiçbir şey öğrenemezken...
David'in peşine taktığı...
Kenny'nin kendisini takip ettiğini de fark eder...
***
Ama...
Daha da önemlisi...
Olivia'nın...
Apartmanın otoparkında park edilmiş vaziyetteki otomobilinin bagajında...
Araştırmaları sonucunda...
Clifford Carter'a ait olduğunu öğreneceği...
Bir cesede rastlamasıdır...
***
Başta, Clifford Carter'ı arayan Byron Stallings (Eric Lange) ile çetesinin de mevzuya dahil olacağı dizinin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir finali de bünyesinde barından, birbirinden nefes kesici...
Yedi bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,