YOU COME AT THE KİNG BEST NOT MİSS
The Wire dünya dizi tarihindeki en sağlam en gerçekçi ve en kusursuz dizilerden bir tanesi onun kıymetini ilk başta anlamayabilirsiniz sıkılabilirsiniz ama diziye bir şans verin ve sonuna kadar izleyin çünkü sonuna gittikçe meraklanacak her bir karakteri ilgi ile takip edecek ve neler olacağını çözmeye çalışırken bulacaksınız dizinin konusu baltimore'un arka sokaklarında polis teşkilatı ile çeteler arasında yaşanan çekişme diyeceksiniz ee bu çok basit bir konu işte öyle değil bu dizi de saçma sapan dram sahneleri yok gangster müzikleri yok öyle kahraman polisler veya gururlu suçlular yok kendinizi bir anda suçluların dünyasında iken polislerin kucağında buluyorsunuz polislerin dünyasına dalmışken suçluların kafasına giriyorsunuz dizi de bir atmosfer yaratılmış sanki orada yaşıyormuşsunuz bir polissiniz veya bir suçlu dizinin ikonik karakterleri ve diyalogları var ve her bir karakter için ayrı ayrı detaylıca düşünülmüş yazılmış çekilmiş sahneler roman yazsanız bu kadar ince düşünmek akıl ister her an her karakterin başına bir şey gelebiliyor ve şok oluyorsunuz zaten dizi yi bu kadar belgesel tadında yapan şey ise yazar ve yönetmen david simon'un o kirli pis kokuşmuş baltimore sokaklarında yıllarca hem polis teşkilatı hem de suçlular ile çalışmış bir gazeteci olması büyük bir anahtar ilk sezon da uyuşturucu savaşı gangsterler ikinci sezon da avrupalı mafyalar ve işçiler üçüncü sezon da politika ve polis teşkilatı dördüncü sezon eğitim sistemi beşinci sezon da ise medya ele alınıyor tabi bütün sezonlarda suçluların kariyer edinmeye çalışması hayatta kalmaları polislerin ise düzeni korumak için verdikleri amansız mücadeleyi izliyoruz tabi bu iki taraf sadece birbiri ile değil kendileri ve kendi sevdikleri vede patronlarıyla da sınıyorlar sınanıyorlar the wire'ı izleyin izlettirin.