Hesabım
    Shelter
    Üye Eleştirileri
    Basın Eleştirileri
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    Shelter hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    Dizi eleştirileri
    3,0
    9 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Harlan Coben'in "Shelter" (2011) isimli romanından, bizzat kendisi ve kızı Charlotte Coben tarafından geliştirilerek...

    Senaryosu da, muhtelif senaristlerle beraber kaleme alınan "Harlan Coben's Shelter"; gizemini sonuna kadar sürdüren, (Edward Ornelas, Christina Choe, Deborah Kampmeier ve Patricia Cardoso adındaki) dört farklı sinemacı tarafından yönetilmiş ilginç bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz...

    İkinci sezonuna da, çekim izni almasına neredeyse garanti gözüyle baktığımız; bu Amazon Prime Video platformunun sekiz bölümlük TV dizisinin ilk sezonuna, biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Birinci Bölüm: Pilot...

    - New Jersey 1998 -

    İçinde...

    Yaşça büyük olan Brad Bolitar'ın (Maximo Masefield), kendilerine liderlik etmekte olduğu bir grup çocuğun bulunduğu karanlığa bürünmüş kocaman bir ev; New Jersey, Kassleton polisince kuşatıldığında çocuklar, evdeki ses geçirmez sığınağa indirilirler...


    ***


    - Santa Monica 2023 -

    Aradan 25 yıl geçmiş ve tamamen bir yetişkine dönüşmüş olan aynı Brad (Kristoffer Polaha) telefonda, karşısındakine...

    "Merhaba, ben Brad... Ayrıntı veremeyeceğim ama yurt dışından ayrılarak Birleşik Devletler'e tekraren döndük...

    Ya aslında sen beni arasana... Çok üzgünüm..." demekte...

    ***

    Ardından da...

    Elindeki topla, sahildeki basketbol potasının bulunduğu alanda...

    Kendisini beklemekte olan, oğlu Mickey Bolitar'ın (Jaden Michael) yanına gitmektedir...

    ***

    Zaten...

    Santa Monica'ya da Bolitar ailesi...

    Sırf Mickey...

    Kaliteli bir basketbol programına sahip olan bir okula gideceği için gelinmiştir...

    ***

    Çok geçmez...

    Mickey'in annesi Kitty Bolitar'da (Narci Regina) kendilerine katılır...

    ***

    SUV otomobillerine atlayan mutlu aile...

    Radyodaki, kurgusal "34 and Out" topluluğunun seslendirmekte olduğu "Shelter" isimli şarkıya eşlik ederek...

    Yollarına devam etmektedirler...

    ***

    Ancak bu mutluluk...

    Çok da uzun sürmez...

    Zira...

    Gecenin karanlığının içinden...

    Hızla koparak gelmekte olan devasa boyutlardaki bir kamyon, çarparak devrilmelerine yol açacaktır...

    ***

    Ters dönmüş aracın içinde, koltuğa emniyet kemeriyle bağlı vaziyetteki Mickey; çarpmanın etkisiyle, dışarıya fırlamış olan babasının...

    Sedyeye alınır alınmaz...

    Bir sağlık görevlisince (Luke Marinkovich), ambulansa götürülmekte olduğunu görür...


    ***


    - New Jersey, Dört Ay Sonra -

    Amcası Myron Bolitar'ın, lisede kazanmış olduğu basketbol kupalarıyla dolu bir odada uyanan Mickey artık...

    Bir avukat olan halası Shira Bolitar (Constance Zimmer) ile birlikte yaşamaktadır...

    ***

    Çünkü...

    Geçirdikleri kazada...

    Babası Brad hayatını kaybederken...

    Annesi Kitty ise, görünen o ki; henüz Mickey'e bakabilecek durumda değildir...

    ***

    Neyse...

    İyi bir ebeveyn olmayı bir türlü beceremeyen Shira hala, yeğenine kahvaltı hazırlamış olsa da...

    Mickey'in tek istediği şey...

    Dr. Shippee'nin (Robin S. Walker) aksi yöndeki talimatlarına rağmen...

    Bir an önce, hastanedeki annesini görmektir...

    ***

    Derken...

    Yeni başlayacağı okulun ilk günü için...

    Evden ayrılarak, kapıdan adımını dışarıya attığı anda Mickey'i; kendisi gibi, Kasselton Lisesi birinci sınıf öğrencisi olan Arthur Spindell (Adrian Greensmith) karşılar...

    ***

    Yakınlık göstererek, kendisine oldukça samimi davranan Arthur'un gayesi...

    Mickey'i de, okulda görevli olan babası Arthur Spindell, Sr.'ın (Dustin Charles) kamyonetiyle okula kadar götürmektir...

    Fakat...

    Mickey tercihini, tek başına yürümekten yana kullanır...

    ***

    Yürürken de...

    1998 yılındaki, içi çocuklarla dolu...

    Hobart Caddesi'ndeki ürkütücü evden...

    Babasının öldüğü kazadan önce, araçlarında dinleyerek eşlik ettikleri "Shelter" şarkısının nağmeleri yükselirken; penceredeki perdeyi aralayan, "Yarasa Hanımefendi" lakaplı yaşlı bir kadın (Tovah Feldshuh)...

    Kendisini süzmektedir...

    ***

    Gördükleri karşısında iyice meraklanan Mickey...

    Okula vardığında, Arthur'dan Yarasa Hanımefendi hakkında bilgi almasının ardından...

    Ashley Kent (Samantha Bugliaro) ile göz göze gelirken...

    ***

    Amcası Myron'ın oğlu olduğunu zannederek birden ortaya çıkarak...

    Yanına yaklaşan...

    Okul basketbol takımının kaptanı ve son iki yılın en skorer oyuncusu Troy Taylor (Brian Altemus) ile onun kız arkadaşı Rachel Caldwell (Sage Linder) ile tanışmak zorunda da kalır...

    ***

    Bu arada Mickey...

    Okulda, kendisi gibi yeni olan Ashley ile beraber...

    Onun eşya dolabıyla ilgilenirlerken yanlarına, babasının da öğretmeni olan Bayan Friedman (Didi Conn) yaklaşır...

    ***

    Yapılan sohbet sırasında...

    Bayan Friedman'ın Avrupa Tarihi dersini, ikisinin de almakta olduğu anlaşılan Mickey ile Ashley...

    Akşam saat 18:00'de restoranda...

    Yeniden buluşmak üzere, birbirlerinin telefon numaralarını da alarak kendi sınıflarına girerler...

    ***

    Yalnız bir ara...

    Bay V.'nin (Geoffrey Cantor), telefonuyla gizlice fotoğrafını çektiği...

    Okulun, amigo kızlarının arasına katılmaya heveslenen Ashley'in...

    Çantasında, koskocaman bir silah taşımakta olduğunu da fark ediyoruz...

    ***

    Bu olayın devamında...

    Evine gitmekteyken...

    Basket takımının kaptanı Troy'un verdiği gazla, bir miktar basketbol oynayarak...

    Tüm marifetlerini sergileyen Mickey kendini...

    Yolunun üstündeki, Yarasa Hanımefendi'nin evinin bahçesinde bulur...

    ***

    Bulur bulmaz da...

    Karşına dikilerek...

    Kendisine doğrudan adıyla Mickey olarak hitap eden Yarasa Hanımefendi kendisine...

    "Beni dikkatli dinle... Baban... Baban ölmedi... Yaşıyor, inan bana..." diyecek...

    Ve...

    Mickey'in konuya ilişkin sorularını yanıtlamaksızın, kendini evinin içine atacaktır...

    ***

    Böyle olunca da...

    Çıldırmışçasına bir öfkeyle...

    Yarasa Hanımefendi'nin kapısına dayanan Mickey'i, aniden çıkıp gelen Ema Winslow (Abby Corrigan) sakinleştirir...

    ***

    Sakinleşir sakinleşmez de...

    Akşam yemeği hususunu...

    Ashley ile telefonda bir kez daha teyit eden Mickey...

    Önceden gittiği restoranda, kendine bir kahve ısmarlayarak...

    Ashley'i beklemeye koyulur...

    ***

    Ama...

    Onun dışında, ne gelen vardır ne de arayıp soran...

    Üstelik Ashley, Mickey'in mesajlarını da cevaplamamaktadır...

    ***

    Halasını, babasının ölümüne neden olmakla suçlayan Mickey...

    Gecenin bir yarısı, babasına ilişkin sorular yöneltmek gayesiyle Yarasa Hanımefendi'nin evinin kapısına dayandığında...

    Şerif Taylor (Lee Aaron Rosen) tarafından tutuklanarak göz altına alınırken...

    ***

    Bay V.'nin telefonundaki Ashley'in fotoğrafının altına...

    Şimdilik kimden geldiğini bilmediğimiz, "Bul onu... Yoksa hepimiz ölürüz..." mesajı düşer...

    ***

    "Catch Me If U Can", "The Dirt Locker", "Phantom Threads", "See Me Feel Me Touch Me Heal Me", "Candy's Room", "Sweet Dreams Are Made of This" ve "Found" isimli yedi bölümün daha yer alacağı dizinin devamında...

    Siz değerli sinemasever dostlarımızı...

    Mickey, Arthur ve Ema birlikteliğinin sebep olacağı, ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran...

    Kaçırmamanızı önereceğimiz bir TV dizisinin devamı bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Back to Top