The Midnight Club kullanıcı yorumları

Senaryosu, Christopher Pike'ın aynı isimli romanından (1994)...

Aralarında...

Yaratıcılığını da üstlenen, korku sinemasının ünlü isimlerinden Mike Flanagan ile Leah Fong'un da bulundukları altı kişi tarafından kaleme alınan "The Midnight Club"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

Korkunun, "Psikolojik (Psychological)" alt kategorisindeki...

Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 10 bölümlük tek sezon olarak çekilen ve değeri anlaşılamadığı için de...

Devamı getirilemeyen bu Netflix dizisine biraz daha yakından bakalım...

***

- Sacramento, 1994 -


Lise son sınıf öğrencisi Ilonka (Iman Benson)...

Arkadaşı Lauren (Taylor Dianne Robinson) ile birlikte...

Brian (Matheus Severo) ile tanışıp...

Onunla, tatlı tatlı sohbet de edeceği...

Bir okul partisine gider...

***

Ancak...

Aniden bastıran bir öksürük fırtınası ile birlikte...

Ağzından kan gelmeye başlar...

***

Zira...

Sonbahar da Stanford Üniversitesi'ne gitmeye hazırlanan 18 yaşındaki Ilonka...

Ne yazık ki...

Ölümcül nitelikteki...

Akciğere de sıçramış vaziyetteki bir tiroid kanserine yakalanmıştır...

***

O yüzden de...

Ilonka'dan umudu kesen doktoru...

Tedaviden çok...

Onun ağrılarını dindirmekle uğraşmaktadır...

***

Ama...

Kansere karşı direnmekte kararlı olan Ilonka...

Yaptığı bir internet araştırması esnasında...

Brightcliff Bakımevi'nin web sitesiyle karşılaşır...

***

Ki burası...

Ölümcül hastalığa yakalanmış gençlerin...

Kendi tercihleriyle geçiş yaparak terapi aldıkları bir yerdir...

Ve...

Ilonka'ya esin kaynağı olan...

17 yaşındaki Julia Jayne'de (Larsen Thompson) kanseri zaten...

Orada yendiğini iddia etmektedir...

***

Üvey babası Tim'i de (Matt Biedel) ikna eden Ilonka...

Kapağı Brightcliff'e atar atmaz...

İlk olarak lösemi hastası Kevin (Igby Rigney) ile tanışır...

***

Ardından da sıra...

Pratisyen hemşire Mark (Zach Gilford) ile tesisin sahibi Dr. Georgina Stanton'a (Heather Langenkamp) gelir...

***

Elbette...

"Saat 22:00'den sonra odadan çıkmanın yasak olduğu..."

Bakım evindeki...

AIDS hastası Spencer (William Chris Sumpter), yumurtalık kanseri Natsuki (Aya Furukawa), lenfoma Sandra (Annarah Cymone), glioblastoma hastası Amesh (Sauriyan Sapkota), patalojik bir yalancı olan Cheri (Adia)...

Ve kemik kanseri nedeniyle...

Sağ bacağı kesilmiş olan ve o sebeple de tekerlekli sandalye kullanan oda arkadaşı Anya'da (Ruth Codd)...

Birer birer...

Sıralarını savacaklar...

***

Fakat...

Çok geçmeyecek...

Mark ile Dr. Stanton hariç...

Bu isimlerin hepsi...

***

Kendilerini gizlice izleyecek olan Ilonka'ya haber vermeden...

Birer "Gece Yarısı Kulübü" üyesi olarak...

Gecenin bir yarısı yataklarından kalkıp...

Alt kattaki kütüphanede toplanarak...

***

Yanan şöminenin önündeki masada...

İçilen şaraplar eşliğinde birbirlerine...

Korkunç hikayeler anlatacaklar...

***

Ve bu olay...

Hemen her gece de tekrarlanacakken...

***

Ilonka...

Kulüp üyelerinin tek görevinin...

Hikaye anlatmakla sınırlı kalmayıp...

Aralarından ilk ölenin...

Hayatta kalan diğerleriyle...

İletişime geçerek...

Öteki taraf hakkında bilgi vermek olduğunu da öğrenecektir...

***

Adları ile hastalıklarına dair detayları da verdiğimiz...

Bu sekiz genç kulüp üyesinin, kendi korkularıyla da yüzleşecekleri dizinin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; aynı beğeni ve ilgiyle izleyeceklerini umduğumuz...

Birbirinden nefes kesici, 9.5 bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,