The Staircase kullanıcı yorumları

Yaratıcılığını, 6 bölüm boyunca yönetmen koltuğunda da oturmakta olan Antonio Campos'un üstlendiği ve hikaye editörlüğünü de Aisha Bhoori ile Sebastián Silva'nın yaptıkları "The Staircase"; yaşanmış gerçeklerden yola çıkılan, biyografik bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, Fransız sinemacı Jean-Xavier de Lestrade'nin, 13 bölümlük bir belgesel (2004) olarak çekerek Netflix platformunda da yayınladığı (2018); merdivenin dibinde ölü olarak bulunan Kathleen Peterson vakasının, HBO Max için kurgulanılmış 8 bölümlük bu versiyonuna biraz daha yakından bakalım...

***

- 9 Aralık 2001, Saat 02:40 -


Acilen aranan 911 ve onu arayan Michael Peterson (Colin Firth) arasında...


"911, acil durum nedir?"

"1810 Cedar Sokağı..."

"Sorun nedir?"

"Eşim kaza geçirdi... Hala nefes alıyor..."

"Ne tür bir kaza?"

"Merdivenlerden düştü... Hala nefes alıyor, lütfen gelin..."

"Bilinci yerinde mi?"

"Ne?"

"Hayır, değil..."

"Kaç basamaktan düştü?"

"Ne?"

"Kaç basamak vardı?"

"15, 20... Ne bileyim... Lütfen birini gönderin, hemen..."

"Size soru sorarken ambulansı yolluyorum..."


- Beş dakika sonra -


"911, acil durum nedir?"

"Neredeler? Burası 1810 Cedar Sokağı... Nefes almıyor, lütfen acele edin..."

"Bayım, sakin olun... Yoldalar... Nefes almadığından emin misiniz? Bayım?"


Şeklinde bir konuşma geçmekteyken...

***

Michael'ın ilk evliliğinden olan küçük oğlu Todd Peterson'da (Patrick Schwarzenegger)...

Çakır keyif bir vaziyette...

Kız arkadaşının kullandığı bir otomobil ile Noel partisinden babasının evine dönmekte...

***

Ama...

Kapının önündeki ambulans ile polis aracının...

Birbirlerine karışan siren sesleri ve tepe ışıklarının aydınlatmalarıyla karşılaştığında...

Aniden ayılarak kendine gelen Todd...

***

Kapıdaki polis memurunun da onayını alır almaz...

Bir solukta içeriye dalıp...

"Baba! Kathleen!" diye bağırıp...

Kathleen'in (Toni Collette) cansız bedeninin başındaki polisler ile ilk yardım görevlilerine...

"Ne oluyor? Neler oluyor?" sorularını yöneltip...

***

Bir sandalyeye çöküp oturan köşedeki Michael'ın yanına ulaştığında da...

Sorduğu...

"Baba, ne oldu? İyi misin? Kathleen'e ne oldu?"

Sorularının karşılığında Michael...

Kathleen... Ters bir şeyler var... Tanrım, yanlış bir şey var..."

***

Ardından da mutfak lavabosunda yüzünü yıkarken...

Aynen ileride...

Cenaze töreni için...

Eve toplanacak kızlar ile Kathleen'in kız kardeşlerine de anlatacağı gibi...


"Birlikte bahçedeki havuzun başında içmeye devam ediyorduk... Günlerden Cumartesi olmasına rağmen... Sabah erken saatlerde iş yerinde bir toplantısı olduğu için önce o içeriye girdi... Yarım saat kadar sonra da ben...

Ve...

Onu böyle merdivenlerin dibinde...

Kanlar içinde yatarken buldum..."


Demekle yetinecek...

***

Zaten...

İlk soruşturmayı yürütecek olan Çavuş Francis Borden'da (Josh Drennen) çıkıp gelecek...

Ve...

"Ne yapıyorsanız hemen durun... Suyu da kapatın lütfen..." demek suretiyle...

Evin tamamının...

Suç mahalli olarak ilan edildiğini tebliğ edecektir...

***

- Eylül 2001, Kathleen'in Ölümünden Üç Ay Önce -


San Francisco'da üniversiteye başlayacak olan Michael'ın üvey kızı Martha Ratliff (Odessa Young) için Kathleen...

Kocası Michael...

İlk evliliğinden olan kızı Caitlin Atwater (Olivia DeJonge), Michael'ın diğer üvey kızı Margaret Ratliff (Sophie Turner) ile Michael'ın oğulları Todd ve Clayton Peterson'ın (Dane DeHaan)...

Katılımlarıyla...

Yemekli bir kutlama partisi düzenlemektedir...

***

Derken...

Yeniden olay gününe dönüldüğünde...

Telefona sarılan Todd...

Amcası Bill Peterson'ı (Tim Guinee) arayarak durumdan haberdar ederken...

***

Bulduğu ilk uçakla...

Yanlarına geleceğini söyleyen Bill'de Todd'a...

Kesinlikle polislere ifade vermemelerini...

Ve kendisini beklemelerini tembihler...

***

Derken...

Elindeki arama izniyle...

Durham Polis Merkezi'nden Teğmen Art Holland'da (Cory Scott Allen)...

Mevzuya dahil olur...

***

Ve gördükleri karşısında...

Gecenin bir yarısı olmasına karşın...

Telefonla aradığı...

Durham Bölge Savcısı Jim Hardin'i (Cullen Moss) uykusundan uyandırır...

***

Ertesi sabah...

Geceyi komşuları Larry Pollard'ın (Joel McKinnon Miller) evinde geçiren Michael...

Kathleen'in kız kardeşi Candace Hunt Zamperini'yi (Rosemarie DeWitt) arayarak ondan...

Kocası Mark Zamperini'nin (Kevin Sizemore) araç telefonunun numarasını alacak...

***

Çünkü Mark'tan da Michael...

Kathleen'in merdivenlerden düşerek öldüğünü...

Candace ile Kathleen'in öteki kız kardeşi Lori Campbell'a (Maria Dizzia)...

İletmesini isteyecektir...

***

Bu arada Michael'ın...

Bir savaş romanları yazarı olmasının yanı sıra yerel gazete "The Sun" için haftalık köşe yazıları da kaleme alan...

Ve uydurduğu yalanların anlaşılması nedeniyle, 1999 yılındaki Durham Belediye Başkanlığı seçimlerini de kaybeden...

Ünlü birisi olduğunu da belirtmiş olalım...

***

Çok geçmez...

İki gün içinde...

Bill'de Durham'a vardığında...

Cinayetle suçlanacağı kaçınılmazmış gibi duran ağabeyi Michael'a...

***

İlk görüşmelerinde kendisine...

Dava süreci boyunca...

Tüm aile fertlerinin desteğini arkasına alması tavsiyesini verecek olan...

Ceza avukatı David Rudolf'u (Michael Stuhlbarg) tutması önerisinde bulunur...

***

Ki nihayetinde...

"Aşırı kan kaybı yüzünden ölüm" notu düşülen...

Kathleen'in otopsi raporunda...

Sıradan bir merdivenden düşmenin ötesindeki bir boğuşma ile tartaklamanın...

Sebep olabileceği...

Bol miktardaki yara bereye de dikkat çekilmiştir...

***

Ancak Michael'ın...

Kathleen'in kız kardeşlerine uydurduğu bahaneye göre...

Polis ile savcı Jim Hardin'in...

Kendisini suçlarcasına mercek altına almalarının asıl müsebbibi...

Vakti zamanında haklarında yazmış olduğu...

Olumsuz köşe yazılarıdır...

***

"Spoiler" oluşturmaması adına, anlatımını burada noktalayacağımız, ana karakterlerinin neredeyse tamamını tanıttığımız dizinin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Colin Firth ile Toni Collette, muhteşem bulduğumuz performanslarını sergilemeye devam ederlerken...

Olayların nereye evrileceğini görecekleri, 7 buçuk bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,