Kimi bölümlerinin yapım, yönetim ve senaristliğini de üstlenmesinin yanı sıra üç sezonluk mini TV serisinin tamamının yaratıcılığını da Vera Miao'nun üstlendiği "Two Sentence Horror Stories"; beklentileri yeterince karşılayan bir Amerikan korku antolojisi olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan söz konusu serinin, kurt adamından vampirine ve iblisinden eşcinseline kadar farklı karakterleri bünyesinde barındıran; yirmişer dakikalık 10 bölümden oluşan serinin, 2022 tarihinde vizyona sokulan son sezonuna biraz daha yakından bakalım...
***
1. "Crush / Ezmek":
"İçinde yılların hatırasını barındırmasına karşın", kocaman bir çöplüğü de andırmakta olan evlerinde yaşayan (gerçekte de ikiz kardeş olan Jacqueline Robbins ve Joyce Robbins'in canlandırdıkları) yaşlı kız kardeşler Mabel ile Jane Laurent; karşılarına beklenmedik bir ortak düşman çıkana kadar, mütemadiyen birbirlerinin gırtlağına sarılmaktadırlar...
İşte bu genel çerçevede Mabel ve Jane, yine benzeri bir münakaşayı da içeren kahvaltılarını yapmaktayken; aniden kapının zili çalınıverir...
Zira Jane'in oğlu Tom'un, kendilerine bakıcı olarak tuttuğu Seth (Matthew Kevin Anderson) gelmiştir...
Sağlık kontrollerini sağlamanın yanı sıra Seth'in bir başka görevi de; yaşlı kız kardeşleri, Mabel'ın fare beslediği bu evden taşınmaya ikna etmektir...
***
2. "Plant Life / Bitki Yaşamı":
"Doğa Ana'yı hiçe saymak tehlikelidir..."
Teknoloji takıntılı Christian'ın (Donald Heng) sevgilisi de olan erkek arkadaşı Ben (Michael Ayres), birlikteliklerinin yıl dönümü akşamında; sokağın bir köşesinde terk edilmiş vaziyette bulduğu, üzerinde "Benimle ilgilen, ben de seninle ilgileneceğim" yazılı bir nota haiz bir saksı çiçekle çıkıp gelir...
Ben'in bu hediyesi, Christian'ın bilgisayar başından biraz olsun uzaklaşıp, canlı bir varlıkla bağ kurması içindir...
Ki, öyle olacaktır da...
***
3. "Toxic / Toksik":
"Arkadaşlarımın şakaları zararsızdır..."
Beş genç arkadaştan oluşan bir grubun "Lanetliler Ormanı'ndaki" kamp gezisi, gruptakilerden dördünün (Wes - Sam Robert Muik, AJ - Sean Depner, Jeremy - Patrick Lubczyk ve Brendan - Michael Taylor); aralarından Pete'e (Graham Verchere) yaptıkları bir şakanın feci şekilde ters gitmesiyle trajik bir hal alacaktır...
***
4. "Teatime / Çay Zamanı":
"Oyuncaklarım arasında en çok bu bebeği seviyorum..."
Samantha "Sam" (Christina Orjalo), garip bir İngiliz çifti olan Bay (Matthew James Dowden) ve Bayan Manderley'in (Paula Lindberg) küçük kızları Angela'ya (Sophia Reid-Gantzert); bir akşamlığına bakması için tutulan genç bir bebek bakıcısıdır...
Elbette buraya kadar her şey normalmiş gibi görünebilir...
Zaten asıl macera da Sam'in, Angela'nın şeytani bir güce sahip olan bebek koleksiyonuyla tanışmasıyla başlayacaktır...
***
5. "Teeth / Dişler":
"Seninle tanışmadan önce karanlık ve ıssız bir yerdeydim..."
Ormanda romantik bir hafta sonu geçirmek amacıyla şehirden ayrılan lezbiyen çift Cara (Naomi King) ile Olivia (Savannah Basley), biraz zorlukla da olsa Cara'nın kiraladığı eve ulaşırlar...
Ancak adres sormak üzere durdukları "Yeşil Hilal" adındaki akaryakıt istasyonunda rastladıkları "homofobik" Burly (Trevor Lerner) ve arkadaşları, kızlardan hiç hoşlanmamışlardır...
***
Bitti mi?
Tabii ki hayır...
Şu ana kadar kendimizi, ilk beş bölümün; dördüncü dakikalarına kadar olan kısımlarıyla sınırlayarak, gelişme ve sonuca dair "spoiler" içermeyen bilgiler vermeye çalıştık...
Başta da vurguladığımız biçimde geride, kısa hikayelerden oluşan korku - gerilim kategorisinin hayranlarını; "The Killer Inside / İçerideki Katil" - "Onun hepsini istedim", "Patel Motel Cartel / Patel Motel Karteli" - "Ergenlik en kötüsüdür.", "Erased / Silinmiş" - "Evimde bir yabancı var...", "Heirloom / Aile Yadigarı" - "Ağacın kökleri derinlere iner...", "Homecoming / Eve Dönüş" - "Ailemin bir sırrı var..." isim ve ana fikirli, hepsi birbirinden ilgi çekici beş bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,