Hesabım
    The Changeling
    Üye Eleştirileri
    Basın Eleştirileri
    Ortalama puan
    3,0
    1 Puanlama
    The Changeling hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    Dizi eleştirileri
    3,5
    11 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Victor LaValle'ın aynı isimli romanından (2017) uyarlayarak, senaryosunu da kaleme alan Kelly Marcel'in yapımcı yaratıcılığını da üstlendiği "The Changeling"; son derece değişik tarzdaki fantastik bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, şu ana kadar sadece üç bölümü vizyona sokulmuş olan, sekiz bölümlük bu Apple TV+ platformu dizisine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    - 2010 -

    Dizinin anlatıcısına (Victor LaValle) göre...

    "Bu masal, Queens'teki bir kütüphanede başlıyor..."

    ***

    Ve...

    "Kimse yok mu?

    Tehlikedeyim... Kötü bir durum!

    Tuvalete ihtiyacım var!" diye bağırarak kütüphaneye dalan, ellerindeki torbalarda da devlet sırları bulunduğunu iddia eden bir adamın (Jamaal Burcher) karşısına...

    Bir üst kattaki Apollo Kagwa (LaKeith Stanfield), raflardaki kitaplara bakınmaktayken...

    Kütüphanenin giriş katındaki Emma "Emmy" Valentine (Clark Backo), "Sesimi dinle... Beni duyabiliyor musun? Neden bağırıyorsun?" diyerek dikiliverir...

    ***

    Üzerinde kimliği de bulunmayan bu adam...

    Torbalarını, güvenmek zorunda kaldığı Emmy'e teslim eder etmez; anahtarını aldığı tuvalete koşturur...

    ***

    Bu olayı...

    En başından bu yana, ilgiyle izlemekte olan Apollo; aşağı inerek Emmy'nin yanına gelip...

    Lafı çok da evirip çevirmeden ona...

    "Benimle yemeğe çıkmak ister misin?" sorusunu yöneltiverir...

    ***

    Başlangıçta Emmy bu teklifi, anında geri çevirse de...


    Anlatıcının ifadesiyle...

    " Eğer Emma Valentine...

    Apollo Kagwa'nın bu kadar kolay pes edeceğini sandıysa...

    Yanılmıştı...

    Ama bunun...

    Neden ve nasıl olduğunu anlamak için önce, eskiye dönmemiz gerek..." der...

    ***

    Ve böylelikle de biz...

    1968 yılına uzanmış oluruz...

    ***


    Anlatıcı sözüne...

    "(Apollo'nun babası) Brian West'in (Jared Abrahamson) (annesi) Lillian Kagwa (Adina Porter) ile tanışmaları, 1968'deki büyük çöp grevi günlerindeydi..." biçiminde devam eder...

    ***

    Brian, Lillian'ın sekreter olarak çalışmakta olduğu Glamour Time isimli mankenlik ajansına gelerek; Pavel Arsenyev (Ariel Eliaz) ile görüşmek istediğini söyleyecek ve telefonla patronunu arayan Lillian...

    Brian'ın bu talebini, ona iletecektir...

    ***

    Bu gelişme...

    Arsenyev'i, ziyadesiyle rahatsız edecektir...

    Zira...

    Brian onun, şartlı tahliye memurudur...

    ***

    Arsenyev'i rahatsız eden bir başka husus da...

    Afro Amerikan kökenli Lillian, beyazlar ile çıkmadığını açıkça ifade etmiş olsa da...

    Brian'ın ona, ilgi göstermiş...

    Hatta o günden sonra...

    Bıkıp usanmadan, peşine düşecek olmasıdır...

    ***

    İşte Brian'ın bu ilgisi...

    Lillain'ın işini kaybetmesine de yol açar...

    ***

    Ardından da...

    Çakma mankenlik ajansı numarasıyla...

    Para aklama dümenini sürdürmekte olan Arsenyev'de, tutuklanacaktır zaten...

    ***

    - 1977 -

    Brian, yıllardır ardından koşturduğu Lillian'ı...

    Nihayet ikna etmiştir...


    ***


    İşte...

    Babasının ısrarını sürdüren Apollo'da...

    Hem de...

    Aynı yıl içinde...

    Emmy'i, birlikte yemeğe çıkmaya razı edecek...

    ***

    Ancak yemek yedikleri akşam...

    Apollo'nun, evlenmeyi de teklif ettiği Emmy...

    Brezilya'ya dönecektir...


    ***


    - Yeniden 1977 -

    Brian ile Lillian'da yemektedirler ve birbirlerine, kendi geçmişlerinden bahseder...

    Ardından da...

    Sylvester Stallone'nin başrolünü oynadığı "Rocky" (1976) filmini seyretmek amacıyla, bir sinemaya giderler...

    ***

    Derken Lillian...

    Lubbick, Weiss ve Blackwood isimli bir hukuk firmasında...

    İşe başlasa da...

    Aynı yıl içinde Brian ile evlenir evlenmez, Apollo'ya hamile kalacaktır...

    ***

    Fakat...

    Mutlu başlayan...

    Brian ile Lillian'ın ilişkisi...

    Apollo'nun (Maurice Wayne Anglin) dördüncü doğum gününde, Brian'ın ortalıktan kaybolmasıyla...

    Ani bir kesintiye uğrayacaktır...

    ***

    Üstelik...

    Brian'ın bu, birdenbire yok oluşu...

    Çocukluğundan bu yana Apollo için...

    Sıklıkla rüyalarında gördüğü, babasının dönüşüyle sonuçlanan bir karabasan halini alacaktır...


    ***


    - 1988 -

    Lubbick, Weiss ve Blackwood'da çalışmaya devam eden Lillian...

    Gerek patronları ve gerekse de iş arkadaşlarının destekleriyle, Apollo'yu (Liam Pyram) büyütmeye devam etmektedir...


    ***


    - 1992 -

    Apollo (T'Mi Mason), evlerin kapısının önüne...

    Kim tarafından bırakıldığı bilinmeyen, babasının kutusundaki özel eşyalarına erişmiştir...


    ****

    Tekraren 2010 yılına dönüldüğünde...

    Apollo'nun telefonuna Emmy'den...

    "Yarın eve dönüyorum... Uçağım geç saatte inecek ve artık beni görmek istemiyor olabilirsin... Ama istiyorsan... Geliş bölümünde, ilk senin yüzünü görmek isterim..." yazılı bir mesaj gelir...

    ***

    Havalimanında sabahlayan Apollo ile Emmy...

    Kahvaltı için bir restorana uğradıklarında...

    Emmy, Salvador'a gittiğinde...

    Itapua adlı bir mahallede, bir aile ile kaldığından ve oradaki Lagoa de Abaete adındaki göl ve lagünün varlığından söz eder...

    ***

    Aslında kendisine...

    Oraya gitmemesi tembih edilmiş olmasına rağmen laf dinlemeyen Emmy, soluğu orada almış...

    Yanına vardığı, ismini de bilen büyücü kadın kendisinden...

    Üç dilek tutmasını istemiştir...

    ***

    O kadının, Emmy'nin bileğine üç düğüm atarak bağladığı...

    Kırmızı renkteki iplik, kendiliğinden düştüğünde...

    Emmy'nin dilekleri gerçekleşecektir...

    ***

    En azından...

    O kadın böyle olacağını iddia etmektedir...

    ***

    Emmy'nin anlattıklarını ilgiyle dinleyen ve ben tanrı Apollo'yum diyen Apollo...

    Büyücü kadının, "sakın kesme" uyarısına karşın...

    Cebinden çıkardığı çakısıyla, Emmy'nin bileğinde altı aydır durmakta olan ipliği kesip atar...

    ***

    Zira...

    Emmy'nin tüm dileklerini, bizzat Apollo'nun kendisi gerçekleştirmeyi kafasına koymuştur...

    Ve...

    O yüzden de...

    Büyüye gerek bulunmamaktadır...

    ***

    Kısa bir süre sonra...

    Apollo ile Emmy...

    Evlenirler...

    Ve Emmy hızlıca...

    Hamile de kalır

    ***

    Bu arada...

    Apollo ile Emmy'nin lüks bir restoranda birlikte oldukları dostları Michelle (Rasheda Crockett)...

    Karnı burnundaki Emmy, lavaboya gittiği bir esnada...

    Apollo'ya...

    Emmy'nin, "iyi bir koca" ve "sağlıklı bir çocuk" olan ilk iki dileğinin gerçekleştiğinden...

    Ama...

    Üçüncüsüne ise, henüz hiç yaklaşılamamış bile olunmasının yanı sıra Salvador'da tanıştığı Norveçli bir fotoğrafçıya çırıl çıplak fotoğraf çektirdiğinden de bahseder...

    ***

    Çok geçmez...

    Birilerinin tavanına, "Anlamadığınız şeylere inandığınızda acı çekersiniz..." yazdığı bir trenin vagonunda....

    Emmy ile Apollo'nun...

    Brian adını verecekleri oğulları doğar...

    ***

    Doğduğu andan itibaren de, iki Brian ile Salvador'daki...

    Artık büyücümü yoksa cadımı...

    Ne derseniz deyin...

    Hiç fark etmez...

    Mevzuya damgalarını vuracakları dizinin devamında siz değerli sinemasever dostlarımızı; bol miktardaki ters köşe sürprizi bünyesinde barındıran, yedi bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Back to Top