Bu diziyi çok uzun zamandır bekliyordum ve bu yüzden çıkar çıkmaz bütün sezonu 1 günde bitirdim. Marvel/Netflix dizilerini gerçekten çok seviyorum. Daredevil'ın 1. ve 2. sezonu harikaydı, Jessica Jones ve Luke Cage'in 1. sezonları ise oldukça sürükleyiciydi, Iron Fist'in 1. sezonu ise pek iyi değildi ama diziyi izlerken pek nefret ettiğimi de söyleyemem. Bu yüzden bu dört kahramanın bir araya gelmesini epeydir bekliyordum. Ve merak etmeyin, bu eleştiride hiç spoilera değinmeyeceğim.
"The Defenders, Daredevil'ın 2. ve Jessica Jones, Luke Cage, Iron Fist'in 1. sezonlarından karakterlerimizi bıraktığı yerden alıyor ve onların hikayelerini sürdürmeye devam ediyor. Aynı zamanda da bu dört kahraman birbirleriyle tanışıyor ve El ile savaşmak için birlikte çalışmayı öğreniyorlar."
Önce iyi yanlardan başlayalım. The Defenders'ın taşıdığı tona bayıldım. Çünkü şu ana kadarki bütün Marvel/Netflix dizilerinin kendine özgü karakterleri ve karanlık bir tonu vardı. Bu yüzden de her bir dizi farklı bir tona sahipti. The Defenders ise içerdiği karanlık temalara rağmen çok daha aydınlık ve farklı bir tona sahip. Bunun da en büyük nedeni, bu dörtlünün arasındaki kimyadan odaklanıyor olması.
The Defenders hakkında en çok beklediğim şey de buydu herhalde, herkesin tanışıp birbirleriyle kaynaşması. Ve The Defenders da bunu çoğu zaman iyi bir şekilde yapıyor. Mesela 4. bölümün ilk 10 dakikası, bu kahramanların bir masada oturup konuşması ile geçiyor. Bunun dışında ekip arasında geçen konuşmalar da çok eğlenceliydi. Luke Cage'in Iron Fist'in güçlerini anlamaya çalışması ve Jessica Jones'un Daredevil'ın sürekli kostüm giymesine karşı dalga geçmesi gibi sahneler, The Defenders'ı normalden çok daha eğlenceli bir hale getirmiş.
Bunun dışında oyunculuklara ve karakterlerin daha net bir şekilde anlaşılmış olmasını çok başarılı buldum. Charlie Cox, her zamanki gibi Daredevil rolünde harikalar yaratmış, Jessica Jones rolündeki Krysten Ritter da öyle. Onların karakterlerinin karmaşık yapısını ve yaşadığı zorlukları bu dizide de rahatça görebiliyorsunuz. Ayrıca Luke Cage'i canlandıran Mike Colter, her zamanki gibi çok havalıydı. Benim en büyük endişem, Finn Jones'un Iron Fist'i hakkındaydı. Çünkü Iron Fist'in karakteri kendi dizisinde çok zayıf yazılmıştı ve sürekli "Ben ölümsüz Iron Fist'im, sen değilsin, benim" gibi şeyler diyordu. Bu yüzden onun bu dizide daha samimi ve eğlenceli olmasını bekliyordum. Kısacası, Iron Fist'i bu dizide kendi dizisinden daha çok beğendim. Karakteri, kendi dizisinden çok daha netti ve daha samimiydi.
Bu arada Sigourney Weaver, her zamanki gibi mükemmeldi. Üstelik onun canlandırdığı kötü karakterin "her şeyin başında olan büyük kötü" gibi birisi olmaması ve karakterinin daha insancıl oluşunu görmek çok şaşırtıcıydı. Son olarak Elektra'yı bu dizide Daredevil'ın 2. sezonundan daha iyi buldum. Elektra, Daredevil'ın dizisine biraz zorla sıkıştırılmış gibiydi ve onun hikayesi diziyi biraz yavaşlatıyordu. Ama The Defenders'daysa Elektra oldukça şaşırtıcıydı ve tıpkı çizgi romanlarındaki gibi bir yapıya sahipti.
Ayrıca dizinin aksiyon sahneleri çoğu zaman başarılıydı. Bazı sahneler biraz fazla karanlık olup bir sürü açıyla çekilmiş olsa da 3. bölümdeki koridor sahnesi ve final bölümü, bunu fazlasıyla düzeltmeyi başarmış. Bir de final bölümüne de bayıldım. Oldukça güçlü bir finaldi ve beni 2. evre için daha heyecanlı bir hale getirdi.
Bir de The Defenders, ellişer dakikalık 8 bölümden oluşmasının yanı sıra dizi, daha aydınlık bir tona sahip olduğu için çok hızlı bir şekilde ilerliyor ve dediğim gibi izlerken hiç sıkılmıyorsunuz. Diğer Marvel/Netflix dizilerini bitirmem normalde birkaç ayı bulmasına rağmen, The Defenders'ı 1 günde bitirdim.
Şimdi de kötü yanlara geçelim. Eğer The Defenders hakkında "Bu dizi tüm zamanların en iyi süper kahraman dizisi olup kusursuz olacak" gibi bir düşünceniz varsa, beklentilerinizi biraz düşürmenizi tavsiye ederim. Çünkü bu dizi benim için ufak bir hayal kırıklığı yarattı. Kötü değil, sadece umduğum kadar iyi değildi. Tıpkı The Avengers filmleri gibi. Herkes The Defenders'ın televizyonun The Avengers'ı olmasını beklerken, ortaya çıkan sonuç daha çok Age Of Ultron gibiydi, anlıyor musunuz? Yani sonuç kesinlikle kötü değil, hatta izlemesi oldukça eğlenceli ama bu karakterler için görmeyi umduğumuz hava tam olarak ortada yoktu.
The Defenders'ın en büyük sorunu, süresinden kaynaklanıyor. Az önce dediğim gibi, diziyi izlemesi çok kolay ve hatta bütün sezonu 1 günde bitirdim ama bir yandan da görmeyi umduğum şeyleri tam olarak bulamadım.
Mesela takımın kaynaşması. Bunu o kadar dört gözle bekliyordum ki, size anlatamam. Ve dizide de sadece 10 dakikalık bir yemek sahnesi buna adanmış. Sonra da hemen "El'i durdurmalıyız" konusuna geçmişler. Yemek sahnesini izlemek çok keyifliydi, hatta 50 dakikalık bölümün tamamı sırf böyle geçseydi bile ortaya inanılmaz bir bölüm çıkardı. Ama sadece 10 dakika sürüp direk konuya geçmek hiç de yeterli değildi.
Çünkü bu dizi, her ne kadar karakterlerine teker teker odaklansa da genel anlamda bu dörtlünün bir takım olması hakkında. Ve burada da konuya o kadar çabuk girmişler ki, takımın birlikte hareket etmesi biraz aceleye gelmiş gibi hissettiriyor. "Madem birlikte birkaç adamı patakladık, hadi yemek yiyelim ve El'i hemen alt edelim" gibi bir durum çıkmış ortaya. Ama karakterler arasında serpiştirilmiş komik sahneleri izlemek hoştu. Keşke bundan daha fazlası olsaydı.
Ayrıca Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage ve Iron Fist dizilerindeki yan karakterler bu dizi için biraz fazla zorlama olmuş. Çünkü bu koca dizide sadece Colleen Wing ile Claire Temple'ın bir işe yaradığını düşünüyorum. Mesela Luke Cage'deki Misty Knight'ı görmek güzeldi ama onun dizide yaptığı tek şey, neler olduğunu anlamaya çalışmaktı. Bu sahneler de tempoyu biraz yavaşlatmış. Bunun dışında Trish de The Defenders için oldukça gereksizdi. Özellikle de Karen ile Foggy'nin karakterlerini bu dizide çok zayıf buldum. Çünkü bu ikili Matthew'un kimliğini çoktan biliyor ama buna rağmen onun yaşadıklarını ve yapmakta zorunda olduğu seçimleri bilmiyormuş gibi Matthew ile tartışıyorlardı. Bütün bu yardımcı karakterlerin neden dizide olduğunu çok iyi anlıyorum fakat eğer dizi sürekli ana konuya ulaşmak için acele etmeye çalışmasaydı, ortaya daha dengeli bir iş çıkabilirdi.
Nereye varmaya çalıştığımı anlıyor musunuz? The Defenders, gerek karakterleri gerek senaryosu olsun, oldukça dolu dolu bir iş. Çıkan sonuç ise biraz aceleye gelmiş gibi hissettiriyor. Bu da diziyi kesinlikle kötü yapmıyor, sadece biraz yetersiz bırakıyor.
Kısacası, eğer Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage ve Iron Fist'in bir araya gelmesini dört gözle bekliyorsanız, The Defenders'ı izlerken çok eğleneceksiniz. Çünkü dizi ilerlerken hiç sıkmıyor, ayrıca oldukça başarılı performanslar ve eğlenceli aksiyon sahneleri sizi etkilemeyi başarıyor. Ana karakterlerin yolculuklarının bu dizide bitip yeni sezonları için yeni bir sayfa açıyor olmaları oldukça başarılıydı. Sadece dizinin süresi biraz daha uzun olsaydı ve ana hikayeye girişmek için bu kadar acele etmeseydi, ortaya daha iyi bir iş çıkabilirdi. Ama yine de elimizde olan sonuç iyi vakit geçirmeye yetiyor. Eğer beklentilerinizi biraz düşürürseniz, The Defenders'ı izlerken çok eğleneceksiniz.
Not: Marvel/Netflix dizilerini şöyle sıralayabilirim:
1- Daredevil Sezon 2 (A)
2- Jessica Jones Sezon 1 (A)
3- Daredevil Sezon 1 (A)
4- Luke Cage Sezon 1 (A-)
5- The Defenders Sezon 1 (B+)
6- Iron Fist Sezon 1 (B-
DİZİNİN İYİ YANLARI:
+ Ana karakterlerin bir arada kaynaşmasını görmek.
+ Aksiyon sahneleri.
+ Final bölümü.
+ Sigourney Weaver'ın performansı ve Elektra karakteri.
DİZİNİN KÖTÜ YANLARI:
- Dizinin kısalığı ile biraz aceleye gelmiş gibi hissettirmesi.
- Biraz gereksiz kalmış olan yan karakterler.
PUAN: B+