SEZON 1:
"Küçük yaşta gözlerine kaçan kimyasallardan dolayı kör olan Matt Murdock, bu sayede çok özel güçlere sahip olmuştur. Günümüzde ise gündüzleri arkadaşları Foggy ve Karen ile birlikte işlettikleri avukatlık firmasında çalışıp geceleri ise suçla savaşıyordur. Fakat büyük kötü Wilson Fisk Matt'in yoluna çıkınca, her şey değişecektir."
Bu dizi başlamadan önce Marvel'ın böyle bir işle uğraştığından haberim bile yoktu. Hatta Netflix'in adını daha önceden hiç duymamıştım. Bu yüzden ne düşüneceğimi bilmeden dizinin ilk bölümünü izledim ve hiç de fena bulmadım. Fakat ilk bölümden sonra diziye uzun bir ara verdim ve dizinin diğer bölümlerini ancak 2015'in yaz ayında izlemeye devam edebildim. Ve tüm diğer bölümleri birkaç gün içerisinde bitirdim. Ve şundan eminim ki Daredevil, Marvel'ın şu ana kadar yaptığı en iyi işlerden birisi.
Karakteri anlamak açısından 2003 yapımı Daredevil filmi bu konuda çok zayıf bir iş çıkartmıştı. Filmin sahip olduğu komik ve ciddi tonlar resmen birbirine girmişti. Fakat bu dizi karakterin kişiliğini ve bu evrenin atmosferini o kadar iyi anlamış ki, diziyi izlerken kendinizi Daredevil'ın çizgi romanını okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu da dizinin en iyi yanı olsa gerek.
Charlie Cox, Daredevil rolünde harikalar yaratmış. Önceden Cox'un oyunculuğunu "idare eder" bulsam da bu dizi ile beni gerçekten etkilemeyi başardı. Cox, karakterinin insancıl yönünü ve suçla savaşma amacını çok iyi ortaya koymuş. Üstelik Foggy ve Karen karakteri için Elden Henson ve Debora Ann Woll da kusursuz seçimler olmuş.
Gelelim Vincent D'Onofrio'ya. Zaten Men In Black, The Magnificent Seven ve hatta Full Metal Jacket filmlerini gördüyseniz, adamın ne kadar abartılı ve eğlenceli performanslar verdiğini görürsünüz. D'Onofrio, Wilson Fisk karakterine oldukça karanlık ve gerçekçi bir şekilde yaklaşmış. Hatta dizinin 8. bölümünün neredeyse tamamı bu karakterin karanlık geçmişine odaklanmış. Bu sayede her ne kadar kötü birisi olsa da, Fisk'in motivasyonunu rahatça anlayabiliyorsunuz. Ve D'Onofrio da bunu ortaya koymak için enfes bir seçim olmuş.
Biraz da aksiyon sahnelerinden konuşalım. Daredevil, son zamanlarda izlediğim dizilerin arasında en iyi aksiyon sahnelerine sahip olanı. Sahneler arasındaki oyuncu ve dublör değişimi neredeyse fark edilmiyor. Üstelik dizinin oldukça karanlık bir tonu olduğundan dövüş sahneleri çok daha gerçekçi hissettiriyor. Bu arada 2. bölümdeki tek çekim sahnesinden de konuşmam lazım. Bu sahneyi izlerken resmen ağzım açık kaldı ve "Bunu nasıl çekmeyi başardılar?" diye merak ettim.
Kısacası Daredevil, son zamanlarda yayınlanan en iyi dizilerden birisi. Karakterleri etkileyici, oyunculukları kusursuz ve aksiyon sahneleri inanılmazdı. Eğer hala izlemediyseniz, bir göz atmanızı kesinlikle tavsiye ederim. Dediğim gibi, Marvel'ın yaptığı en iyi işlerden birisi.
DİZİNİN İYİ YANLARI:
+ Kusursuz hazırlanmış, gerçekçi dövüş sahneleri.
+ Karakterleri umursamamız için ortada iyi bir nedenin olması.
+ Bütün performanslar.
+ Etkileyici senaryo.
TOPLAM PUAN: A+
SEZON 2:
"Daredevil'ın ikinci sezonunda The Punisher karakteri ile tanışıyoruz. Bu esnada Karen ile Matt arasındaki aşk giderek büyüyor. Ayrıca "El" adındaki gizli bir tarikat Hell's Kitchen'ı işgal etmeye başlamıştır ve Daredevil, eski sevgilisi Elektra ile El'i durdurmaya çalışır."
Bu sezon için çok ama çok heyecanlıydım. İlk sezona bayılmıştım, karakterlere ve durumlara ilgi duymuştum, aksiyon sahnelerinde ise sevinçten havalara uçmuştum. Bu yüzden ikinci sezonun beni daha da etkilemesini bekliyordum. Genel anlamda bu sezonun ilk sezondan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Fakat bu sezonun kusurları da yok değil.
Bu sezon hakkındaki tek sıkıntım, Elektra'nın bu sezondaki yeriydi. Karakterleri ve ilişkiyi yakından tanımak açısından Matt ile Elektra'nın geçmişini flashback sahneleriyle görmek iyi bir fikir olsa da, bu sahnelerde yaşanan şeyler o kadar da etkileyici değildi. Hatta biraz klişeydi doğrusu. Bu sahneler diziden rahatlıkla çıkartılabilirdi. Ve genel anlamda Elodie Yung'un Elektra'sını o kadar da başarılı bulmadım. Gerçi sorun onda değil, daha çok karakter için yazılmış senaryodan kaynaklanıyor.
Fakat bu sorunun dışında bu sezon hakkında anlatacağım o kadar iyi şey var ki, nereden başlayacağımı bilemiyorum.
Bu sezon hakkındaki en iyi şey kesinlikle The Punisher'dı. Jon Bernthal, resmen The Punisher karakterini yaşamış. Onun yaşadığı duyguları ve geçmişine ait acıları sırf yüz ifadesinden bile görebiliyorsunuz. Özellikle Daredevil ile The Punisher'ın karşı karşıya olduğu sahneler altın değerindeydi. Bu yüzden de bu sezonun 3. bölümüne bayıldım.
Daredevil'ın 2. sezonunun 3. bölümü, The Defenders da dahil olmak üzere izlediğim en iyi Marvel/Netflix bölümüydü. Bu bölümde The Punisher ile Daredevil'ın ideolojilerinin çarpışmasını görüyorsunuz ve karakterler hakkında daha fazla şeyler öğreniyorsunuz. Ayrıca ilk sezonun 2. bölümde yaşanan tek çekimlik enfes bir aksiyon sahnesi var ya? Bu bölümde onu geçmeyi başarmışlar. Daredevil'ın tek çekimde merdivende kötü adamlarla dövüştüğü sahne gerçekten inanılmazdı. Tekrar ve tekrar izleyeceğiniz türden.
Oyunculuklar demişken, Charlie Cox yine Daredevil rolünde harikalar yaratmış. Ayrıca Rosario Dawson'ı daha büyük bir rolde görmek çok güzeldi. Elden Henson ve Deborah Ann Woll'u yeniden birlikte izlemek hoştu.
Genel anlamda bu sezonun ilk sezondan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Aksiyon sahneleri daha başarılıydı, karakterler daha ilgi çekiciydi, drama her zamankinden daha güçlüydü. Sadece Elektra'nın hikayeye dahil olması bu sezonu biraz aşağıya çekmiş. Yine de, bu sezon bana Daredevil'dan istediğim her şeyi verdi. Eğer ilk sezonu sevdiyseniz, bu sezonu daha da fazla seveceksiniz.
DİZİNİN İYİ YANLARI:
+ Jon Bernthal'lı The Punisher'ın olduğu bütün sahneler.
+ Charlie Cox'un güçlü performansı.
+ Daha büyük ve etkileyici aksiyon sahneleri.
+ Karakterlerin geçmişine dair daha fazla şey öğrenmemiz.
DİZİNİN KÖTÜ YANLARI:
- Elektra karakterinin bu sezonu biraz yavaşlatmış olması.
TOPLAM PUAN: A+