Çok küçük yaştayken hem annesini, hem de gözlerini kaybeden Aliş, babasının seneler evvel yaptığı bir besteyi bulmak için İstanbul'a gelir. Burada yolu "üçkağıtçı" lakaplı Semai ile çakışır. Kendini ışıltılı müzik dünyasının içinde bulan Aliş, bestenin izini sürmeye başlar..