Dizi, bir gün dünya genelinde 150 milyon insanın aynı anda birden bire ortadan kaybolmasıyla başlayan olayları anlatıyor. Kaybolan insanlar hiç bir şekilde bulunamıyorlar. Buna Ani Ayrılış adı veriliyor. Günahkar Geriye Kalanlar adında bir tarikat doğuyor, bu insanlar dünyanın sonunun geldiğine ve hayat devam edilmesinin anlamsız olduğunu insanlara göstermeye çalışıyor. Dizi üç sezon boyunca yaşadıkları olayı anlayamayan, anlamaya çalışan ama cevap bulunamaması sebebiyle kendi yanıtlarını yaratan ve kendi hikayelerini yazan insanları anlatıyor. Böylece dizinin tamamı dinin aslında ne olduğunu anlatan büyük bir alegoriye dönüşüyor. İnanç ve iman, hakikat arayışında kendimize anlattığımız hikayeler mi, yoksa hakikatin kendisi mi? Bizler sorularımızın doğru yanıtlarını bulamadığımız için mi inanıyor ve kendi hikayelerimizi yazıyoruz, yoksa aslında hakikate temas mı ediyoruz? İnanç bizi iyileştiriyor mu, aramızdan ayrılanların başına ne geldiğini bilmeyen bizler için bir iyileşme süreci mi, hayatı anlamlı yapacak, tutunacak bir dal mı, yoksa sadece kendimizi mi kandırıyoruz? Dizinin tamamı bu meseleyi bütün karakterleri üzerinden bütün yönleriyle ortaya koyarak bizi hikayeleri dinlemeye, onlara inanmayı ya da inanmamayı seçmeye çağırıyor. Dizinin yapımcılarından birisi Lost?un yapımcılarından olduğu için doğa üstü ya da mistik olan şeylerle karşılaşsak bile bunların hepsi aslında kayıp duygusuyla, yas duygusuyla başa çıkmaya çalışan insanların savunma ve hayatta kalma mekanizmalarını yürüttükleri ilginç, renkli olaylara dönüşüyor. İnanç iyileştirir mi, yoksa inanç bir psikoz türü müdür, hayat çok ve karmaşık olduğu ve ölümden sonra ne olduğu bilinemediği için kendimizi iyi hissetmek adına, burada olma tecrübemizi korkudan uzak tutmak için kendimizce yarattığımız bir hayata dayanabilme mekanizması mıdır? Peki ya Tanrı kimdir? O da Aniden Ayrılanlardan mıdır, yoksa Geriye kalan Günahkarlardan mı? Bu anlamda dizi neden burada olduğumuzu açıklamaya çalışan bütün büyük anlatılanlara yeniden bakmaya çağırıyor bizi. Eğer diziyi izlerseniz muazzam güzellikte bir metinle karşılaşacaksınız. Kesinlikle çok şaşıracağınız çok ilginç bölümlerle dolu sıra dışı bir çalışma. Kesinlikle kalburüstü ve müzikleri de en az metni kadar güzel.