Evden uzakta üniversite okumak için ailelerine rest çeken evlatlar, çocukları dizlerinin dibinde gözlerinin önünde yaşasın isteyen ebeveynler... Ne annelerin gönlü razı çocuklarını gurbete göndermeye, ne babalarının içleri el veriyor "E hadi git!" demeye...
Melek Balıkesir'de terzilikle evini geçindiren ve dul kaldıktan sonra tek çocuğu İpek'e gözü gibi bakan, fedakar bir annedir. Liseden mezun olan kızının yakın bir üniversitede hemşirelik okuması tek dileğidir. Fakat tiyatro oyunculuğu hayallerini süsleyen İpek annesinin gönlünü kırmadan kendi yolunu çizemeyeceğini fark eder ve kısa bir not ile elinde bavulu hiç bilmediği kurtlar sofrası İstanbul'un yolunu tutar.
İstanbul'da tek tanıdığı aynı mahallede komşularının kızı olan Esin'dir. Güç bela Esin'i İstanbul'da bulan İpek tiyatro seçmelerine girmek, okula kayıt yaptırmak ve İstanbul'da yolunu bulmak için çırpınırken, annesi Melek de boş durmaz ve kendisini süt annesi Kehribar ve onun yarım akıllı kızı Mualla'nın yanına atar. Artık tek amacı kızı İpek'i bulup ona iyi bir ders vermektir...