Brezilyalı yönetmen Walter Salles'in Motosiklet Günlüğü (The Motorcycle Diaries) filminden sonra tekrar yollara düştüğü yeni filmi On The Road nihayet Cannes'da Yarışmalı Bölüm'de seyircisiyle buluştu. Jack Kerouac'ın kaleme aldığı ve kısa sürede kültleşen aynı isimli Beat klasiğinden uyarlanan film 8 yıllık bir çalışmanın ürünü. Amerika'nın Batı'sına doğru çıkılan gizemli yolda bireysel kimlik arayışlarının büyük yer kapladığı roman yönetmene göre mistik de bir hava taşıyor. 50'ler ve 60'ları derinden etkilemiş, gençlik hareketlerine yön vermiş, daha da önemlisi "çıkılan yolda gidilen mesafenin değil yaşanılan maceraların" önemini vurgulamış Yolda, duraksız bir gidiş halinin, merkezsiz ve yörüngesiz bir özgürlüğün dilini taşıyor. Otobiyografik özellikler de taşıyan romandan uyarlanan film bu yönüyle hem Beatnikleri hem de sinemaseverleri oldukça memnun edecek gibi.
Gösterimden sonra tüm kadro basının karşısına çıkan ekip filme dair merak edilen soruları cevapladı. Yönetmen Salles önce belgesel olarak düşünülen projenin iki genç insanın yeni ve henüz keşfedilmemiş bir insan coğrafyasında başlattıkları politik ve sosyal bir uyanışı temsil ettiğini söyledi. Ayrıca tüm oyuncuları filmin birer yazarı gibi düşündüğünü ifade eden yönetmen, kitabın doğasına uygun olarak filmi serbest bir doğaçlama havasında çektiklerini ifade etti. Kristen Stewart ise filmde canlandırdığı Marylou karakteri hakkında konuşurken Marylou'nun bir asi olmadığını, tersine sadece kendisi olduğunu belirtti. Oynadığı karakterin filmin tüm ruhunu taşıdığını söyleyen Stewart çekimler sırasında Marylou'nun kendine eşlik ettiğine de değindi.
Günün bir diğer yarışmalı filmi auteur yönetmen Leos Carax'ın Tokyo!'yu saymazsak Pola X'ten 13 yıl sonraki yeni çalışması Holy Motors'du. Cannes Film Festivali'nden Thierry Frémaux'nun seçkinin "en çılgın" filmi şeklinde niteliği Holy Motors, ilk dönemiyle birlikte Fransız sinemasının seyrini değiştiren sinemanın şairi Carax'ın 28 yılda çektiği 5. uzun metrajı. Tıpkı Tokyo gibi farklı hikâyelerin buluştuğu filmde yönetmenin demirbaş oyuncularundan Denis Lavant farklı farklı karakterlere hayat verirken ona Kylie Minogue, Eva Mendes ve Michel Piccoli gibi ilginç sayılabilecek bir kadro eşlik ediyor. Carax'ı tanıyanları hayal kırıklığına uğratmayacak bir deneysellik, erkek ve kadına dair benzersiz bir içgörü ve tabii ki stilize görsellikle örülü Holy Motors yine kendine has bir amosferle seyircisini sarmalıyor. Eleştirmenlerin fikir birliğine vardığı üzere Carax geç döndü, pir döndü...
Basına karşı her daim mesafeli davranmasıyla tanınan Carax basın toplantısında yine ilginç açıklamalarda bulundu. Filminde diğer filmlere yaptığı göndermeler üzerine gelen soruya yönetmen, "Bu 'gönderme' lafından nefret ediyorum. Sinema bir ada gibidir, devasa bir mezarlığa sahip güzel bir ada. Bir film çektiğinizde sinemayı yaratmış olursunuz" şeklinde cevap verirken, filmde seyrettiğimiz Eva Mendes'i "erotik olduğu kadar aynı zamanda robotik" olduğunu için seçtiğini belirtti.
Dünkü seçkide bulunan bir diğer dikkat çeken yapım ise Bernardo Bertolucci’nin Io e te isimli filmiydi. Yönetmenin cesur denilebilecek örneklerinden izler taşıyan yapım, bir arayış filmi olarak okunabilir. Bertolucci’nin yine genç oyuncularla çalıştığı film bir evin bodrum katında yaşayan genç bir kızın yarı-öz ablasıyla olan ilginç ilişkisini anlatıyor.
Önceki haberlerimize ulaşmak için tıklayın!
Like Someone In Love, Senaryosuz Bir Film!
Mungiu Yeni Filmini Anlatıyor!
Reality Filminin Başrol Oyuncusu Hapiste!
Cannes Film Market'te Neler Oluyor?
Cannes Günlükleri - 1. Gün
Moonrise Kingdom'ın Cannes Basın Gösterimi ve Toplantısı Yapıldı!