İşte basın toplantısından en çarpıcı açıklamalar...
Yönetmen Abbas Kiarostami:
- Evet İran'lıyım ve daha önce de İtalya'da ve farklı coğrafyalarda film çektim, şimdi ise Japonya'da. Coğrafyayı da işin içine katmadan kafamdaki hayali sizlere nasıl aktarabilirim ki? Bu sinemanın artısı, bunu yapabiliyor olmak, ama zorlukları da beraberinde getiriyor elbet. Beklenmedik durumlar yaşanabiliyor, doğru yolu bulana kadar risk almak ve denemek lazım, ben öyle yapıyorum.
- Aslında Japonya'da bir film çekeceğim cümlesi, arkadaşlarımla aramızda bir şakaydı ama gerçeğe dönüştü.
- Ben bu filmle şunu ispatlamış oldum, en azından kendime, insanların yaşadıkları, her yerde aynı. Bu yüzden uluslararası bir film çekmeye çalıştım. Ben İran'lıyım, filmim Japonya'da geçiyor, şu an Cannes'da bunu birçok farklı ülkeden gelen insan izliyor, ama herkes anlıyor, çünkü herşey heryerde aynı yaşanıyor aslında.
- Ben Japonya sinemasının son dönemlerde çekilmiş filmlerine şöyle bir baktım ve açıkçası Hollywood kopyası filmler görmek beni mutsuz etti. Beni etkileyen ise Yasujiro Ozu ve diğer eski, maalesef kaybettiğimiz Japon yönetmenler.
- Filmi tasarlarken, sonu kafamda tam da şu an olduğu gibi, yarım kalmış şekilde bitiyordu. Kafamda eski zamanlarda siyah beyaz filmlerin sonunda çıkan The End yazısı beliriyordu tam da o an. Zamana bıraktım. Fakat filmi çektiğimde de farkettim ki o şekilde bitirmek istiyorum, devamı gelmiyor, anlatacağım şey bu kadar. Sonra şunu da farkettim ki aslında filmimin bir başı da yok, yani bir anda bir noktadan aniden hız alıyor ve bir noktada da kesiliyor. Ama şu var, hayat ta böyle zaten. Yani neyin başlangıç neyin son olduğunu bilemeyiz ki, ben de bir kesit anlatmak istedim sadece hayattan...
-Amacım uluslararası bir hikaye anlatmaktı, insan ilişkilerinde hepimizin ortak olduğunu hissettirmekti. İranlı olmak ya da Japon olmakla ilgili birşey katmamaya çalıştım filme.
Yapımcı:
-Japonya-Fransa ortak yapımı ilk film bu tarihte, bu yüzden de zor oldu aslında, daha önce yapılmış bir sözleşme örneği bile yoktu. Finans konusunda çaldığımız kapılar yüzümüze kapandı biraz. Örneğin arte tv ile anlaşamadık, biz de kültür bakanlığından destek aldık bir de ben bir kolleksiyonerim, kolleksiyonlarımdaki bir sanat eserini satarak film bütçesine ekledim.
Aktör Tadashi Okuno:
-Bize bir senaryo metni verilmedi. Yönetmen bize biz olmamızı söyledi, doğal olmamızı, hareketlerinizi hesaplamayın dedi, üstelik, eğer filmde nefes nefese kalmam gerekiyorsa, gerçekten nefes nefese kalmalıydım, hiçbir şeyi -mış gibi yaptırtmadı bize.
Haber: Melis Z. Pirlanti