Hesabım
    Poseidon’dan Kaçış
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Poseidon’dan Kaçış

    <b>Poseidon’dan Kaçış</b> Yok

    Yazar: Ertan Tunç

    Eğer yeni bir yaklaşım, farklı bir üslup sergilenmeyecekse bir sanat eserini tekrarlamanın anlamı var mıdır? Öteden beri; sanatta yineleme nefret, sanatta yenileme/yenilenme saygı uyandırmaktadır. İnsanoğlu daha iyisini yapamayacaksa piramitleri yeniden inşa etmesinin ne kadar anlamı var ise karşımızdaki Poseidon'dan Kaçış'ın da o kadarcık anlamı var. 1972 tarihli Poseidon Macerası'nın kült mertebesine ulaşmasını sağlayan benzemezliğidir. Poseidon'dan Kaçış ise, niye çekildiği gün gibi aşikâr olan ticari bir tuzak.

    Ama hakkını vermek gerekir ki; bu ticari tuzak son derece dahice hazırlanmış. Tanıtım fragmanlarının başarısına ek olarak, dağıtım ağının elini kuvvetlendirecek çeşitli kozlar da (güzel kız ve erkek oyuncular, popüler Hollywood oyuncuları, usta bir yönetmen) göz doldurmayı başarıyor. Josh Lucas'ın giderek parlayan erkek yıldız statüsünden ilk birkaç dakika içinde yararlanılmış. Russell ve Dreyfuss'un oyunculukları namına bir şey söylemek güç.

    Wolfgang Petersen; dalgaları, denizi ve okyanusu bir karaktere büründüren filmler çekmiş bir yönetmen. Yine üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Poseidon'dan Kaçış; Kusursuz Fırtına'yı anımsatan, derinlikten kaynaklanan tehdidi görsel açıdan mükemmele yakın yansıtmayı başaran bir film. Dalgaların yarattığı dehşet ortamının, senaryonun karakter gelişimlerini örtbas etmekte kullanılmış olması şaşırtıcı değil.

    Yerlerde sürünen dramatik çatının son yıllarda en çok öne çıkan senaristlerden, ödül canavarı Akiva Goldsman'ın gelmiş olması üzücü. Tüm film; Nelson'ın ve Ramsey'in yarım kalan hikayelerini merak etmekle geçiyor. Özünde, bir karakter diye nitelenebilecek sadece Nelson ve Ramsey var. Geriye kalan karakterlerin, Dylan dahil, hiçbir hikayesi yok. Kişisel özelikleri belirgin değil. Ama Dylan'ın, cana yakın gelen, hınzır bir delikanlı olduğunu ve özdeşleşilmesinin kolay olduğunu da ekleyelim.

    Bir yönetmenin sevdiği yönetmenlerin, en sevdiği filmini yeniden çekmesi; Van Sant'ın Sapık'ı, Jackson'ın King Kong'u örnek verilebilir, büyük çoğunlukla bir adım geriden başlar. Yeniden çevrim açısından bakıldığında; Poseidon'dan Kaçış'ın tek özelliği teknolojik yenilikleri kullanışı ama felaketi aktarış biçimi açısından seneler öncesinin Titanik'inin bile daha etkileyici olduğunu hatırlatmak isterim. Poseidon'dan Kaçış'ta ilk filmin Hıristiyanlığı ön plana çıkaran ayrıntısı bile değiştirilmemiş. Belki, kendi canını kurtarmak için masum birini ölüme gönderen mimar tipi benzeri ayrıntılar var ama günümüz sinemasını hesaba kattığımızda, bu tip yaklaşımların yenilik içerdiğini söylemek çok güç.

    Sonuçta usta bir yönetmenden güçsüz bir yeniden çevrim izlemiş olduk. Poseidon Macerası'nı yeniden çekerek tamamen ticari bir eğilim güdüldüğü de ortaya çıktı. Bütün gözde Hollywood oyuncularına rağmen berbat bir senaryonun kurbanı olan, klişelerle dolu (iki dakika yerinde durmayan, sahte-gerilim yaratıcısı Conor tiplemesi, alkolik kumarbaz), öte yandan heyecanlı bir macera filmi Poseidon'dan Kaçış. Kuzey Amerika gişesini hedefleyen sıradan bir yeniden çevrim olmasına rağmen Amerika dışında daha çok tutulması muhtemel. Görsel şovları, ünlü isimleri ve güzel kızlarıyla küçük bir yanılsama yaratması muhtemel. Yinede başı belli, sonu belli, ticari bir tuzak. İkaz etmedi demeyin.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top