Hesabım
    Fare Şehri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Fare Şehri

    <b>Fare Şehri</b>’nden İnsan Manzaraları

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Animasyon, sinemacılara hayal güçlerinin sınırlarını zorlayarak yeni dünyalar yaratabilme ya da içinde bulunduğumuz dünyayı bambaşka bir diyara çevirebilme olanağı sunan bir tür. Aynı türün izleyicilere tanıdığı fırsat ise yaratılan bu fantastik dünyanın içinde dolaşıp, bu alemin bir parçası olabilme imkanı. Bu nedenle de animasyon filmler genellikle, yaşadığımız dünyanın iç acıtan sorunlarından ve bilindik gerçekliğinden uzaklaşmak istediğimizde bize kucak açan en eğlenceli ve sevecen yapımlar.

    Son zamanlarda karşımıza çıkan örneklerinde ise, buna benzer bir kaçıp kurtulma duygusuna kapılmamız giderek güçleşiyor. Çoğu animasyon film, yetişkin izleyicileri hedef kitlesine katıp, gişe hasılatını artırabilmek için "ciddi" meselelere değinme yolunu seçiyor.

    Simgeler, benzerlikler ve metaforlar yardımıyla görünen öykünün arkasına yayılan güncel veya tarihsel problemler bize, her daim uzaklaşmak istediğimiz dünyayı hatırlatarak çizgisel alemin içinde hayallere kapılmamızı imkansızlaştırıyor. Animasyon filmler, yavaş yavaş tarihi veya siyasi göndermelerle süslenerek sadece esas söylenilecek sözleri başka türlü söylemenin bir yolu olarak algılanmaya, bir metafor aracı olarak görülmeye başlandı. Dreamworks'ün yeni animasyon filmi Fare Şehri, yukarıdaki tartışmanın tam göbeğinde yer alabilecek bir yapım olmasa da, kafamızda bu tarz düşüncelerin oluşmasına sebebiyet verebilir.

    Fare Şehri, hem küçük izleyicileri memnun etmeyi hem de yetişkinlere seslenmeyi hedefleyen, her iki kesime birden hitap etmeye çalışırken de çıkmaza sürüklenen bir film. Büyük izleyicilerin neler olacağını önceden tahmin edebildiği basmakalıp bir olay örgüsüne sahip olan Fare Şehri, böyle bir kurguyla ister istemez yetişkinlerin filmden alacakları hazzı son derece kısıtlıyor. Bizler, film boyunca zaten neler olacağını bildiğimiz bir gidişatı takip etmek yerine, kendimizi farelerin yaşadığı şehrin minyatür güzellikleri arasında gezinmeye, kontrolümüz dışında işleyen bu oyuncak kentin gizemini çözmeye kaptırmak istiyoruz.

    Fakat film, küçük izleyicilerin ilgisini çekebilmek için büyük izleyicilerin bu tarz beklentilerini göz ardı etmek zorunda kalıyor. Öncelikle ardı ardına espri patlatan, sakarlık üstüne sakarlık yapan karakterleri gösteren filmin, görüntü akışı bir yetişkin için fazla süratli. Büyük bir ihtimalle küçük izleyicilerin bütün dikkatleriyle filme odaklanmalarını sağlamak için tutturulan bu hareketli tempo, filmi içeriksizleştirecek düzeyde.

    Dahası bir görünüp bir kaybolan fazla sayıda yan karakter, sürekli değişen mekan ve olay örgüsü, sahnelerin ve karakterlerin çizgisel zenginliğini keşfedebilmemiz için yeterli zaman bırakmıyor. Oysa hayal etme mekanizmaları çocuklarınki kadar verimli çalışmayan ve dikkatleri küçük çocuklar kadar hızlı dağılmayan bizler, filme bağlanabilmek ve filmin içinde olduğumuzu hayal edebilmek için fare şehri Ratropolis'te daha yavaş bir tempoda daha çok vakit geçirmeye ihtiyaç duymaktayız.

    Aslına bakarsanız Fare Şehri'nin yetişkin izleyicileri hayal dünyasına sürüklemek ya da filme bağlamak gibi bir isteği olduğu da söylenemez. Aksine gerçek dünyaya ve sinema endüstrisine yaptığı dur durak bilmeyen referanslarla bizleri hayal aleminden çok, hali hazırda konumlanmakta olduğumuz gerçek dünyanın içine çekmekte ve gündelik gerçekliğimizi unutturmamakta kararlı. Esasında filmin bu duruşu, bizim kendisinden beklentimizin hemen hemen aksi diyebiliriz.

    Gerçek dünyaya yapılan göndermeler yardımıyla, yerin altına itip ötekileştirdiğimiz fareler dünyasının aslında ne kadar da bizim dünyamıza benzediğini fark etmek ya da başkarakter Roddy'nin aslında ne kadar "fare" olmadığını, tam da biz "insanları" aynaladığını sezmek bizi kesinlikle heyecanlandırmıyor. Çünkü bu animasyonda bizi heyecanlandıracak olan şey, sinemacılar tarafından sıfırdan yaratılmış rengarenk bir hayal alemine dalıp, gerçek hayatta göremediklerimizi görme, düşünemediklerimizi düşünme, yaşayamadıklarımızı yaşama imkanımızın olması aslında.

    Fare Şehri, hemen hemen her sahnesinde çizgiselliğinden kopup, gerçek insan ve nesne formuna yakınlaşma, kısacası etten kemikten aktörlerin rol aldığı bir sinema filmi olma çabasında. Özünde bir animasyon filmin, en az bir sinema filmi kadar ciddi ve içerikli olabileceğini, hem çocukları eğlendirip, hem de büyüklere hitap edebileceğini kanıtlamayı amaçlayan bu iyi niyetli gayret, bana kalırsa sonuçsuz kalmış. Fare Şehri, yine de anlık espirilerinin komikliği ve çizgi kalitesiyle vakit geçirmek için izlenebilecek bir film. Lakin izlemeden önce büyük beklentiler içine girmemek gerek.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top