Tenten'in Maceraları: Beyazperde.com eleştirisi

Tüm dünyada bilinen ve sevilen, meraklı olduğu kadar da korkusuz Frankofon çizgi roman kahramanı Tenten, son olarak Indiana Jones ile tatminsiz bir işe imza atmış usta yönetmen Steven Spielberg'in yönetmenliğinde yüksek bütçeli bir animasyonla karşımızda... Filmi, hikayesi ve içerdiği benzer aksiyon yüzünden, Indiana Jones'un rövanşı olarak izlemek de mümkün.

Tenten'le beyazperdede daha önce de karşılaştık. Kahramanın gerçek oyuncularla çekilmiş iki sinema filmi ve biri stop motion kukla animasyonu olan 3 canlandırma sineması örneği var. Ayrıca 3 sezon devam eden bir çizgi TV dizisi de var fakat ilk defa Amerikalı olmayan bir çizgi roman kahramanının maceraları, böylesi büyük bir bütçe ile sinemaya uyarlanıyor.

Amerikalıların her şeyi kendi seyirci beğenilerine uydurma hadisesinden hiç etkilenmemişe benzeyen Tenten'in Maceraları (The Adventures of Tintin: Secret of the Unicorn) , yapılmış aslına en sadık çizgi roman uyarlamalarından biri... Özellikle Kaptan Haddock'un azılı bir ayyaş olması hadisesinin törpüleneceğini düşünürken filmin bunu ana espri malzemesi haline getirmesi cesur ve takdir edilesi bir tutum. Tenten çizgi romanlarında kahramanın vazgeçilmezi olan köpeği fındık / Milu ve sakar Interpol ajanları Dupond&Dupont kardeşler bu macerada da karşımızdalar.

En heyecanlı Tenten hikayesi olduğunu iddia edemesem de, filmin oldukça kolay takip edilen, buna rağmen grift bir olay örgüsü içeren senaryosu, finale kadar seyirci ilgisini sürdürecek türden bir çalışma ama çocuklardan çok gençler ve yetişkinler için yazılmış olduğunun altını çizmem gerek.

Tenten'in maceraları ilklerle dolu bir film. 50'ye yakın filme yönetmen olarak imza atmış Spielberg'in ilk animasyon denemesi ve Peter Jackson'ın görsel efekt firması Weta Digital'in de bu alanda ilk çalışması... Weta'nın, görsel efekt pazarında, geçmiş yıllarda George Lucas'ın ILM'inin elindeki liderlik bağrağını devraldıktan sonra Lucas'ın yakın dostu Spielberg'le böyle bir maceraya girişmiş olması son derece ilginç aslında bakarsanız. Ortaya çıkan sonucun ne olduğunu epey merak ediyordum ve filmi izledikten sonra şunu rahatlıkla iddia edebilirim ki, şu ana kadar Tenten'in Maceraları'nın animasyon kalitesine yaklaşacak bir iş görmüş değiliz. Robert Zemeckis'in Kutup Ekspresi (The Polar Express) gibi filmlerde yeni bir gerçekçilik yaratmak uğruna denediği ama kısmen başarılı olabildiği, gerçek oyuncu performansı ile çekilen sahnelerin dijitize edilerek animasyon ortamına aktarıldığı hareket yakalama/motion capture tekniği, bu defa müthiş bir şekilde başarılmış olarak karşımızda... Filmi, karakterlere, mekan ve araç tasarımlarına ve tüm bunların hareket dinamiğine hayran kalmadan izlemek mümkün değil. Seyircisiz filmlere giden yolda bir milattan bahsedilecekse, sanırım bu Tenten'in Maceraları olacaktır.

Gelelim filmle ilgili tatsız noktalara takılmaya... Artık daha pahalı bilet sattırmasından başka hiçbir albenisi kalmayan 3D numarasına Tenten'de de mecburuz. Filmin ülkemizde gösterilecek tüm kopyaları 3D olarak hazırlanmış ve oldukça hızlı akisyon anlarının yaşandığı uzun sekanslar boyunca, 3 boyut teknolojisi takibi daha da zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Tenten 3D olduğu için daha etkileyici değil, daha yorucu olabiliyor sadece...

Ayrıca, aseksüel olduğundan emin olduğumuz kahramanın macerasında 75. dakikaya kadar hiç dişi karakter görmüyor olmamız, 107 dakikalık film boyunca görünen tek dişi karakterin ancak beş dakikalık bir komedi malzemesinden ibaret olması filmi cinsiyetçi tercihlerle izlenir yapacaktır. Evet, itiraf ediyorum; kahramanları, öyküsü ve aksiyonuyla tamamen erkeklere hitap eden bir animasyon olmuş Tenten'in Maceraları...

Tenten'in Maceraları, teknik olarak üstünlüğü tartışılmaz olsa da, izlediğim en iyi animasyon ya da Spielberg gibi bir ustanın en iyi işi değil şüphesiz... Fakat hakkını teslim edeyim; çorak bir vizyonda karşıma çıkan, benim gibi Tenten'i çocukluğuna gömmüş herkesi zaman tüneline sokacak kadar keyifli bir seyirlik oldu. Bu filmi izlemek çocukluğumuzun Milliyet Çocuk dergisini okumak gibi bir şey... Benim gibi Avrupa çizgi romanlarından hoşlanan bir aksiyon sineması tukunuysanız sinemanın yolunu tutmanızda fayda var.

Twitter: murattolga / murattolga@gmail.com