Farklı Bir Özpetek Filmi: <b>Cahil Periler</b>
Yazar: Anıl ErginCahil Periler Ferzan Özpetek'in üçüncü filmi. Özellikle ikinci filmi Harem Suare'de yakalamış olduğu "1001 Gece Masalları" havası, bir çok seyircide fantastik bir öykü etkisi yaratmıştı. Hamam ile kendini gösteren masalsı atmosfer ikinci filme iyice hakim olmuştu. Nasıl olmasın ki...Tarihin fenomen konularından harem olgusuna el atmıştı Ferzan Özpetek ve tarihi gerçeklerin dışına çıkmadan da, haremin büyülü atmosferini yansıtabilmişti.
Cahil Periler'e önceki iki filmin etkisiyle gittik tabii. Film hakkında duyduğumuz yorumlar da etkilemişti bizi. Ama açıkcası biraz hayal kırıklığı yaşadık, sebebi filmin atmosferi ile ilgili diyebiliriz. Önceki filmlerinde yakaladığı hava, bu filmde söz konusu değil. Her şeyden önce mekan İstanbul değil, Roma'da geçiyor. Bazıları konu ilk filmdekinin aynısı diyebilir. Bir noktaya kadar doğru bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Ama arada önemli bir fark var: Hamam'da baş karakterin o güne kadar yaşadığı dünyadan tamamen farklı bir yaşamı keşfetmesi anlatılıyordu. Cahil Periler'de de böyle bir durum söz konusu; ama hayat tarzını değiştiren karakter film başında ölüyor. Ayrıca Hamam'da farklı bir atmosfer anlatılıyorken, Cahil Periler'de ise farklı bir yaşam tarzı ve farklı insanlar konu ediliyor. Hamam için bir şekilde İstanbul belgeseli de denilebilir. İstanbul'un büyüleyici atmosferini anlatırken, bir yandan da sünnet veya kahve falı gibi Türk adetlerini göze batmayacak şekilde gösterebiliyordu.
Filme gelince: Cahil Periler 15 yıldır evli olan, mutlu mesut bir çiftin bir trafik kazası sonucu bölünmesiyle başlıyor. Filmin bayan karakteri eşinden kalan eşyaları düzenlerken bulduğu bir aşk notu üzerine eşinin ilişkilerini araştırıyor ve eşinin 7 yıldır kendisinden gizli olarak bambaşka bir hayat yaşadığını öğreniyor. İlk başta şok olurken, yavaş yavaş o farklı çevreye girmeye başlıyor ve kocasının tanıdığından çok farklı yönleri olduğunu keşfediyor.
Bugüne kadar eşcinseller hakkında veya eşcinselliğer yer veren pek çok film çevrildi herhalde. Dog Day Afternoon, Philadelphia, Kuş Kafesi ilk başta akla gelenler. Cahil Periler, eşcinselleri bir "alien" veya problemleri olan insanlar olarak değerlendirmiyor. Filmdeki eşcinsel karakterler düzgün bir iş sahibi ve en azından görünüşte mutlu bir yaşama sahip. Ama Özpetek AIDS gerçeğini araya sıkıştırmayı da ihmal etmemiş. Ayrıca kocasının 7 yıl boyunca kendisini aldattığını öğrenen kadın da bu ilişkiden annesine bahsederken bunun eşcinsel bir ilişki olduğuna değinmiyor. Sadece bir diğer kadından bahsediyor. Bu durum da aslında; Ferzan Özpetek'in bazılarının algıladığı gibi bir eşcinsel hikayesi değil de bir aşk üçgenini anlatmak istediğinin ipucunu veriyor.
Cahil Periler sıkıcı bir film değil. Çok net ve açık bir anlatıma sahip. Seyirci koltuğuna oturduğunda filmin içine girmekte zorlanmıyor ve sık sık yanındakine dönüp "Ne oldu yaa! Anlamadım ben şimdi" demek zorunda hissetmiyor. Oyuncuların performansları ise üstün olmamakla beraber gayet başarılı. Bir istisna hariç: Kargo vokalisti Koray Candemir performansıyla hayal kırıklığı yaratıyor. Okul müsameresindeymiş gibi!..