Hesabım
    Zübeyde, Analar ve Oğullar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Zübeyde, Analar ve Oğullar

    Zübeyde hanıma yaklaşmak!

    Yazar: Banu Bozdemir

    Maçka Sanat Parkı’nda Zübeyde Hanım’ın heykeli vardır, gelip geçerken çokça gördüğümüz… Zübeyde, Analar ve Oğullar filminin çekildiğini öğrendiğimde, aslında Zübeyde Hanım'la ilgili pek bir şey bilmediğimiz geldi aklıma. Kafamda çocukluğumdan beri dolanan bilgi ise Mustafa’nın annesinin isteğiyle önce Mahalle Mektebi’ne sonra da babasının isteğiyle Şemsi Efendi İlkokulu’na gitmesi. Bu durumda Zübeyde Hanım’ın babaya göre daha muhafazakar olduğu bilgisinin kafamın bir yerinde durması…

    Filme giderken çok da umutlu değildim ama Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dehayı doğuran ananın hayatına tepkisiz de kalmak istemedim açıkçası ve karşımda her şeyiyle iyi düşünülmüş, kotarılmış, hamasete düşmeden, tarihi bilgilerin canlandırılması eşliğinde, kostüm, dekorların iyi yerleştirildiği, oyunculukların filmin içine yedirildiği başarılı bir filmie karşılaşınca açıkçası mutlu oldum!

    Biz küçük Mustafa ve kardeşi Makbule’nin babalarının kaybettikten sonra anneleriyle birlikte dayılarının evinde kaldığını ve orada karga kovaladığını biliyoruz. Bu da çocukluğumuza ait bir bilgi. Zübeyde Hanım’ın altı çocuk doğurup dördünü hastalıklardan dolayı kaybetmesi de öğrendiğim büyük bir trajedi!

    Film Zübeyde hanımı gençliğinden itibaren alıyor ve son anlarına kadar getiriyor ve hepsini tek oyuncu Aslıhan Güner canlandırıyor ve bunu da başarıyla yapıyor. Zübeyde Hanım’ın gençliğine ait neredeyse hiç fotoğraf yok, gözlüklü, beyaz başörtülü fotoğrafı genelde referans alınır. Taa gençliğine uzanmak, vakur, çektiği acılara rağmen dik durduğunu görmek, oğluyla zaman zaman çatışmasına rağmen elinde kalan cevherin farkında olduğunu gösteren bir kadın muhakkak Zübeyde hanım. Aslıhan Güner bu acılı kadına gayet iyi bir şekilde hayat veriyor.

    Zübeyde hanım yanında kızı Makbule’yle vatanı kurtaran oğlu Mustafa Kemal’den gelecek her haberi yüreği ağzında bekleyen bir anne, hatta onu görmek için uzun bir tren yolculuğu bile yapıyor. Aslında Akaretler’deki evinde oğlunun konumundan dolayı baskılara, tehditlere maruz kaldığını da filmin sonlarındaki akıştan öğreniyoruz, film çok oralara girmiyor. Bir de gönül ilişkilerine! Makbule’nin de iki evlilik geçmiş başından ama filme yansımıyor, sonra onun yani Makbule hanımın ölünceye kadar abisinin yakınlarında, ona destek olmayı seçen bir kardeş olduğunu öğreniyorum. Belki onun hayatı da bir gün filme aktarılır.

    Bu arada Atatürk’ü canlandıran Alican Yücesoy bugüne kadar Atatürk’e en fazla benzeyen aktörlerden birisi olmuş. Çok fazla bir makyaj yapmak zorunda da kalınmamış sanırım, doğal bir benzerlikten söz etmek mümkün. Yücesoy hiç rol kesmeden, olabildiğince olağan ve doğal bir şekilde Atatürk’e hayat veriyor. Çocukluk ve gençlik halleri de gayet iyi!

    Ali Rıza Bey’i Devrim Nas, üvey baba Ragıp Bey’i ise Emre Kınay oynuyor. Ragıp beyi başlarda bir baba olarak kabul etmek istemese de sonrasında iyi anlaştıklarını ve Atatürk’ün baba açısından şanslı olduğunu görüyoruz. Ali Rıza beyin Zübeyde hanıma zaman zaman Zübide demesi ve annesini kızdırmak için Atatürk’ün de bu kelimeyi kullanması filme sempati katan detaylardan.

    Uğraşılmış, özenilmiş, hamasete kaçmadan süreci anlatmaya çalışan bir film olmuş Zübeyde, Analar ve Oğullar filmi…

    twitter.com/banubozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top