Wander eleştirileri

Senaryosunu Tim Doiron'un yazdığı “Wander”, yönetmen koltuğunda April Mullen'ın oturduğu bir "psikolojik gerilim" ve "komplo teorisi" kokteyli olarak çıkıyor karşımıza...

Lütfen, "Hadi canım sende, olur mu böyle şey?" demeyin...

Ve final sahnesine kadar izleyin de görün bakalım oluyor muymuş...

Gerçekten de başlangıçta her şeyin apaçık belli olduğu ve sonuna kadar öyle de devam edeceği zannedilen hikayesi ile kupkuru bir kurguya sahip olduğu duygusu yaratan film izleyicinin dimağında, birkaç kavşaktaki esaslı ters köşe ve şaşırtmaca ile Coen biraderlerin filmlerinin lezzetini bırakmıyor da değil...

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filmimize biraz daha yakından bakalım...

"Kontrolden çıktı bu" diyen Şerif Luis Santiago (Raymond Cruz), Leiland (Roger Dorman) ve buyurgan tavırlarından, asıl yönetimin onda olduğunu anladığımız Elsa (Katheryn Winnick), yolun ortasında uzanmakta olan ve adının Zoe (Elizabeth Selby) olduğunu sonradan öğreneceğimiz bir genç kızın cesedinin başında durmaktadırlar...

An itibarıyla özel dedektif Arthur Bretnik (Aaron Eckhart) ve yakın dostu Jimmy Cleats (Tommy Lee Jones), Arthur'un çöldeki karavanından radyo yayını yapmakta olup kendilerini arayan bir kadın dinleyici, polislerin de işin içinde olduğu bir biçimde kızının öldürüldüğünü iddia etmektedir...

Ertesi sabah aynı kadın dinleyici yani Elena Guzman (Deborah Chavez) ve Jimmy, Arthur'un karavanın kapısına dayanmışlardır...

Zira Wander isimli küçük bir kasabada yaşayan Elena, trafik kazasında öldüğü söylenen ama göğsünde bir delik bulunan Zoe'nin annesidir ve Arthur'dan 10 bin dolar karşılığınıda olayın gerçek faillerini bulmasını istemektedir...

Ki bu durum, Arthur'un yedi yaşındaki kızı Cleo'nun (Tylannie Smith-Scott) ölümü, karısı Tanya'nın (Nicole Steinwedell) sakat kalması ve kendisinin de bir ayağının aksaması ile sonuçlanan kazaya da çok benzemektedir...

O yüzden de Arthur için Wander'a doğru yola koyulmanın tam zamanıdır...

Karavandaki Jimmy ile şehirde kalan ve aynı zamanda avukatı da olan Shelley Luscomb (Heather Graham), Arthur'a bilgisarlı destek vereceklerdir...

Ancak Arthur'un kasabaya giriş yaptığı anda karşısına, "Seni ilgilendirmeyen işlere burnunu sokma" dercesine kendini takdim eden Şerif Santiago dikilir...

Tabii bu oldukça garip bir vaziyettir ve yapılan uyarının tersine Arthur'un burnuna pis kokular da gelmeye başlamıştır...

İlk iş olarak kasabada, dedektif olarak kendisini tutan Elena ile görüşen Arthur, Zoe'nin cesedinin halen morgda bekletilmekte olduğunu öğrenir ve gece morga yaptığı ziyaret esnasında gizlendiği yerden, Elsa'nın ağzından çıkan laflar ile işin başındaki adam olduğunu düşündürttüğü Dr. Victor Canton'ın (David Gibson) adına da ulaşır...

İkinci gün gündüz gözüyle kaza mahalline giden ve takip edildiğinden kesinlikle emin olan Arthur, yerde bir mikro çip (aslında bio çip) bulur...

Aynı günün akşamında, Zoe'nin aracını bulmak üzere kasaba hurdalığına giden Arthur, içinde G - card olan aracı bulur bulmasına da aynı anda silahlı bir saldırıya da maruz kalınca, topuklayarak uzaklaşır oradan...

Dakika henüz 36...

Emin olun, şu ana kadarkiler hiç bir şey değildi...

Bunları kısa bir fragman olarak kabul ederek kurulun koltularınıza ve tadını çıkartın "Wander"ın geriye kalanının...

Keyifli seyirler,