Kobay intikamı!
Yazar: Banu BozdemirKore filmleri eskiden salonlarımızı daha çok ziyaret ederdi, ticari değeri fazlaca olmadığından azaldı diye düşünüyorum. O yüzden Hoon-Jung Park’ın ellerinden çıkan Manyeo / The Witch / İntikam filmini keyifle izledim diyebilirim. Filmin ilk yarısıyla ikinci yarısı arasında epey fark var. İlk yarısı nispeten sakin geçen filmde ikinci yarı ivme kazanıyor ve sır perdesi gizemli bir şekilde aralanıyor. Küçük bir kızın işkence yapılan bir tesisten kaçtığını gördükten sonra hem kızın hem de geride kalanların yolunu merak ediyoruz. Hafızasını kaybeden kızın hayatı ona sahip çıkan ailenin de yardımıyla gayet sorunsuz görünüyor. Ve o ana kadar filmin tek aksiyon unsuru Ja yoon’un en yakın arkadaşı Myung-Hee’nin davranışları. Kimsenin dikkate almadığı bu kızcağız arkadaşı için epey çabalasa da asıl karizmatik olan maalesef Ja yoon oluyor. Hele de ikinci yarıda!
Kore filmleri telaffuzundan dolayı mıdır nedir dramla ironi arasında gidip gelir genelde ve filmlerinde mutlaka karizmatik erkekler barındırır. Hatta burada iki tane var, birisi Ja yoon gibi işkenceye, mutasyona uğramış ama yerini terk etmemiş English Witch ve olayları kontrol altında tutmaya çalışan Mr. Choi’yi sayabiliriz. Film bir nevi kendi canavarını yaratmak ve sonrasında o canavarı kontrol altına alamayıp, sana karşı saldırıya geçmesine engel olamamak fikriyatı üzerine kurulu! Tabii Ja yoon bu anlamda bir ezberbozan rolünde! Genetik mühendislerinin insan hayatı üzerine yaptıkları deneylerden ilham alan film, burada çocukları kullanmış. Deney başarısızsa kobaydan kurtulmak işin başlıca formüllerinden biri!
Güney Kore taşrasında hayat bulan film, dünyada ve özelinde Kore’de yaşanan krizi de es geçmiyor, Ja yoon’u evlat edinen aile çiftlikteki hayvanlarına bakmak da zorlanıyor. Ja yoon da çareyi televizyondaki bir yarışmaya katılmakta buluyor. Filmin fazla ters köşe barındırdığını söylemek durumundayım ve bu daha da lezzetli kılıyor filmi! Yerli yerinde kullanılan türe ait trükler, şiddetin yerini alan hızlı ve zekice hamleler sayesinde film bizi istediği noktaya çekmeye başarıyor. Konu aslında çok farklı değil ama bizi yavaş yavaş o noktaya çekmesi ve son darbeyi vurması da Kore sinemasının hatrı sayılır hareketleri içinde yer alıyor. Gerçi Kore sineması birçok filme feyz teşkil etse de, Hollywood özellikle de son yıllarda Keanu Reeves’li John Wick’le aklımızı baştan alsa da Kore sineması bence hala yerini ve orijinalliğini koruyor. Film Part 1 ibaresiyle vizyona çıktı, ikincisi de yolda demektir, bilindik bir hikayede daha fazla şiddete kasabilir film!
twitter.com/banubozdemir