“Paris! Sen mi büyüksün, ben mi?!”
Yazar: Ali ErcivanParis. Büyük şehir. Genç bir adam. Yakışıklı. Sokakta onu yadırgamanız için hiçbir sebep yok. Ama anadili farklı. İbranice. Elinde Fransızca sözlüğü. İsrail’den geliyor. Oraya ait değil. Buraya da ait hissetmiyor. Kalacak yeri yok. Bir adres sadece. Boş bir daire. Soğuk. Eşyasız. Fakat ülkesine dönemez. Dönmez. Savaştan, askerlikten, büyük bir travmadan kaçmış. Arap değil. Ama Ortadoğulu. Yahudi. Paris’te de olsa yabancı. Egzotik. Oryantal.
İsrailli yazar ve yönetmen Nadav Lapid’i en çok geçtiğimiz senenin başarılı Amerikan bağımsız filmlerinden Anaokulu Öğretmeni’nin (The Kindergarten Teacher) uyarlandığı 2014 tarihli Haganenet ile biliyoruz. Filminin İngilizce’ye uyarlanmasıyla dikkatleri çektikten kısa süre sonra, yeni filmi Eş Anlamlılar (Synonyms) ile Berlin Film Festivali’nde sürpriz bir şekilde Altın Ayı ödülüne layık görülünce, şu dönemin takibe değer sinemacıları arasına adını yazdırdı hiç şüphesiz.
Eş Anlamlılar, tam “bireysel tarzda genel görünümlü serbest bir çalışma” açıkçası. Şaka bir yana, alışageldiğimiz manada bir yapıdan bahsedemeyiz. Bir ruh halinin peşinde yönetmen; kahramanı Yoav’ın ruh halinin. Onu en çıplak haliyle bize göstermekte, anlatmakta kararlı. Korkuları, zayıflıkları ve öfkesiyle. Dünyanın en büyük ve çok kültürlülüğüyle gurur duyan şehirlerinden birinde, dışardan bakınca uyum sağlayamaması için hiçbir sebep olmadığını varsayacağınız -ne de olsa Arap değil, müslüman değil, öyle değil mi?- model gibi bir adamın yersiz yurtsuzluğu mevzu bahis. Göçmenlik mevzusunun Avrupa sinemasına kaçınılmaz olarak sık sık konu edildiği bir dönemde, çok ters köşe bir film. Onu ilgi çekici veya önemli yapan da bu.
Yalnız Nadav Lapid bu kadar nevi şahsına münhasır bir film yaparken, gitgide söylemeye çalıştıklarının anlaşılmayacağından endişe eder gibi görünmeye başlıyor. İlginçtir ki, vatandaşlık alma hazırlığında bir kursta Fransa milli marşını söyleme talimi yapan göçmenlerin sahnesi, Eş Anlamlılar’ın hem en kuvvetli hem de en kör gözüne parmağım kısmı. Yoav’ın buradaki patlamasından etkilenmemek güç ama filmin meselesini bu denli bağırmaya ihtiyacı var mı, o da tartışılır.
Neticede, üç büyük festivalin birinden büyük ödülle dönmüş, belli ki ilerleyen senelerde de çok konuşacağımız genç bir yönetmenin, aidiyet ve göçmenlik gibi güncel ama çetrefilli konulara şiirsel, mizahi ve özgün yaklaşımı Eş Anlamlılar. Senenin önemli ve kaçırılmaması gereken yapımlarından biri olduğunu vurgulamaya gerek bile yok herhalde. İnanın, zihinde demlendikçe kıymeti artan filmlerden aynı zamanda…
Twitter: aliercivan