Hesabım
    Tatlım Tatlım
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Tatlım Tatlım

    Nesiller farklı ilişkiler aynı!

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Hijyenik Aşklar kitabının raflara çıkma tarihi 2003, tiyatro oyunu Haybeden Gerçeküstü Aşk’ın sahneleneme tarihi 2004; aynı metnin beyazperdeye uyarlanmış hali olan Tatlım Tatlım’ın vizyona girişi 2017! Kadın-erkek ilişkilerinde beyaz yakalı modern çiftlerin yaşadığı klişe problemleri bir patates çuvalına koyup, sallayıp sallayıp duvara vurma hadisesinin, 10 yılın üzerinde mazisi var yani. Peki, yakın zamanda Ekşi Elmalar ile beyazperdeyi yeniden koklayan Yılmaz Erdoğan’ın yıllanmış metninin, taze filminde yeni ne olan var?

    Aslında hem pek çok şey hem hiçbir şey! Zira 10 sene evvelki şehirli kadın-erkek ilişkilerinde neredeyse hiçbir şeyin değişmediğini bize 4 ayrı çift üzerinden anlatan Tatlım Tatlım, bu anlamda dramaturgi olarak ciddi bir risk alıyor. Zira tiyatro sahnesinde tek bir çiftin (Demet Akbağ-Yılmaz Erdoğan) ilişki evrimini seyrederken, aynı metin bu sefer 8 oyuncu arasına bölünmüş; bu dört çift arasında keyif alınan hadiselerle sıkıntıya sürükleyen dertler benzer; bir anlamda 4 ayrı çift tek bir ilişkiyi resmediyormuş gibi bir düzen içerisinde rollerini canlandırmışlar. Yani metnine aşina olduğumuz filmin tüm yükü oyunculuklarda aslında.

    Bu açıdan bakıldığında kadronun ağırlıklı olarak BKM ekibinden oluşması, karşılıklı oyuncu pratiğine alışkın isimlerin, çiftleri canlandırması yerinde bir kast çalışması olmuş. Yılmaz Erdoğan ekibini nokta atışı olarak iyi seçip değerlendirmiş özetle. 4 çift arasında en iyi elektriğe sahip olanlarsa zannımca Çağlar Çorumlu ve Şebnem Bozoklu ikilisiydi; Serkan Keskin ne oynasa kendisini seyrettirmeyi başarıyor ve Fatih Artman Behzat Ç.  Sonrası BKM çatısı altında komedi karakterlerine iyi ısındı diyebiliriz.

    Yılmaz Erdoğan imzalı metnin bu yeniden yorumunda, “ben bu filmi görmüştüm” ön yargısına kapılmayın. Başta da dediğim gibi aslında pek değişmedik, değişmiyoruz; hatta değişsek bile bunun olumlu bir yönde olduğunu ifade etmek Pollyannacılık olacaktır. Çünkü 2004’te sahnelendiğinde henüz ortada “Gelinlerin Tatlı Telaşı” başlıklı bir sosyal medya grubu ya da “dantellere sarılan koçişkolatalar” yoktu! Erdoğan filme bu katmanı dahil etmeden ilerlemiş ama olsa da sırıtmazdı hani!

    4 çift arasında ilişki girişi-gelişmesi-sonucu ekseninde düzlemsel olarak ilerleyen hikaye kurgusu da olay bütünlüğüne göre işliyor. Yani bir çiftin bıraktığı ‘aşk böcüklüğünü’ diğer sırtlarken, tartışmalar, kavgalar hatta ayrılıklar da aynı paralelde ilerliyor. Bu tutum yer yer diğer hikayelerin unutulması riskini de taşıyor.  Teatral metinlerin sinemaya uyarlanmasında en büyük çekince ise diyalogların sinema senaryosuna oturtulamaması ekseninde gelişir. Neyse ki Yılmaz Erdoğan hali hazırda yazı insanı olduğundan, Tatlım Tatlım’ın akışkan diyalogları, hazır cevap esprileri karakterlerin ağzında çok sırıtmıyor. Görüntü yönetimi (Gökhan Tiryaki) ve kostüm seçimleri ise tam alıştığımız BKM kalitesinde; yani prodüksiyonda teknik pürüz yok!

    Uzun lafın kısası karşımızda özellikle kadın seyirci kitlesini güldürecek, yanındaki eşini/sevgilisini çimdikleyip “al işte aynı sen!” dedirtecek, bu süreçte erkek tarafının da “ne alakası var yavrum, ben banyonun yerlerini ıslatmıyorum ki?” savunmasına itecek bir film var karşımızda. Yani ya Yılmaz Erdoğan ileri görüşlülüğü yakalamış ya da biz, bir 15 yıl öncesine göre ileriye doğru evrilmeyi pek başaramamışız!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top