Hesabım
    Midway
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Midway

    “Midway’in Perde Arkası”

    Yazar: Başak Bıçak

    İkinci Dünya Savaşı, dünya tarihinin son büyük savaşı olması, en büyük katliamlara tanıklık etmesi, üzerine bolca görsel, işitsel vb. malzeme barındırmasının yanında, Amerika vb. galip ülkelerin milliyetçi damarları için eşi bulunmaz bir propaganda aracına dönüşebilmesinden mütevellit hem sinemaya sıklıkla konu oluyor hem de tarihe meraklı insanlar tarafından en çok merak edilen konular arasında yer alıyor. Atom bombasının atılmasından, Pearl Harbor’a, Dunkirk kuşatmasından, Yahudi soykırımına değin bu korkunç savaşta yaşanan insan trajedileri veyahut kahramanlık mücadeleleri, defalarca farklı yönetmenler tarafından farklı hikâyelerle sinemaya aktarıldı, aktarılmaya da devam ediyor. İşte o öykülerden biri olan ancak savaşın seyrini değiştirmesine rağmen Pearl Harbor’ın gölgesinde kaldığı için daha az bilinen Midway Muharebesi, yeniden beyaz perdede, hem de Roland Emmerich’in ellerinde…

    Stargate (1994), Independence Day (1996), The Patriot (2000), The Day After Tomorrow (2004) gibi filmlere imza atan Roland Emmerich, yine büyük bütçeli bir prodüksiyonla karşımıza çıkıyor ve Pasifik Cephesi muharebelerinin en önemlilerinden biri olan Midway Savaşı'nı filmleştiriyor. Daha önce From Here to Eternity (1953), Pearl Harbor (2001), Tora! Tora! Tora! (1970) gibi birçok filmle sinemaya uyarlanan 1941 tarihli Pearl Harbor baskının hemen öncesiyle açılan Midway, bu baskından yaklaşık yedi ay sonra yeniden karşı karşıya gelen Japon ve Amerikan askerlerinin yaşadıklarını her iki tarafın gözünden anlatmaya çabalıyor. Bu haliyle daha çok Tora! Tora! Tora!’yı andıran ancak savaş sahneleri bakımından bu filmin bir parça gerisinde kalan Midway’de; bir tarafta Hawaii’yi yeni deniz sınırlarının ileri karakolu haline getirmek isteyen ve bu sebeple önce Pearl Harbor’a saldıran, ardından da Midway adasını ele geçirme planları yapan Japonlar ve onların üst düzey isimleri, diğer tarafta ise Dick Best (Ed Skrein) öncülüğündeki ABD’li pilotlar ve istihbarat subayı Edwin Layton (Patrick Wilson) yer alıyor.

    Film, daha çok bu iki ismin etrafında şekillenip, ABD’nin zaferinin de etkisiyle, haklı bir biçimde kahramanlık öyküsüne dönüştürülürken, muadillerinden farklı olarak Japon tarafı karikatürize edilmeden resmediliyor. Bu noktada, ABD tarafında yer alan ve asıl ağırlığı oluşturan Dick Best ve Edwin Layton gibi karakterlerin en azından bir parça da olsa derinleştirilmesi beklenebilir ancak Midway, kendisini karakterler üzerinden tanımlamaya çalışmıyor ve daha ziyade hikâyesini, politik ve askeri bakımdan yorumlama gayreti içerisine giriyor. Katmanlı karakter yoksunluğu Midway için bazı anlarda dezavantaja dönüşse ve senaryo bazı anlarda daha çok bir tarih kitabı izlenimi yaratsa da, film genel hatlarıyla gerçeklere dayandığı ve görsel açıdan, bilhassa iki ordunun savaştığı sekanslarda zenginleştiği için söz konusu eksiklik fazla göze batmıyor. Özellikle Dick Best’in öneminin arttığı finale doğru pilotlar arasında geçen çatışmaların, filmin başlangıcında yaşanılan görsel efekt talihsizliğini unutturduğunu ve kahramanlık hikayelerinin de yardımıyla, Midway’i izlenmesi keyifli bir esere dönüştürdüğünü söylemek gerek.

    Wes Tooke’un senaryolaştırdığı Midway’de, yukarıda bahsettiğim gerçekçi tutumun ağır basmasının film için küçük bir avantajı da olmuş… Netflix yapımı ve benim çok sevdiğim Five Came Back belgeselinde de anlatıldığı gibi, Hollywood’dan beş yönetmenin İkinci Dünya Savaşı'na kameralarıyla katılması durumunu Midway’de görmek mümkün oluyor. O beş yönetmenden biri olan John Ford’un kamerasıyla yaşananları kaydettiği anlar, filmin hikâyesine eklemlenmiş ve bence çok da güzel olmuş.

    Midway’in bir diğer avantajlı yanı ise kadrosunda… Ed Skrein, Patrick Wilson, Luke Evans, Woody HarrelsonAaron Eckhart ve Nick Jonas gibi isimler, oldukça sakin, filmin ruhuna uygun ve abartıdan uzak performanslar sergiliyorlar. Başlangıcındaki görsel efekt kazalarını ve senaryo sıkıntılarını göz ardı edersek; baştan sona izlemesi keyifli, savaş sekanslarıyla tatmin edici ve en önemlisi, Midway Savaşı'nın perde arkasını her iki tarafın da bakış açısıyla, etraflıca anlatması bakımından önemli bir izle-unut filmi Midway. Mutlaka beyazperdede görülmeli.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top