Halka Hizmet vs. Hükümete İhanet…?
Yazar: Duygu KocabaylıoğluVatan haini kimdir, ya da vatana ihanet nedir? Doğup, büyüdüğünüz; atalarınıza ya da size memleket olan, üzerindeki halk ile sevdiğiniz, vatandaşı olduğunuz toprak parçası mıdır vatan? Öyleyse vatan hainliği söz konusuyken kime hesap vereceksiniz? Belli bir süreliğine halkın oylarıyla seçilmiş ve kendi çıkarlarına göre kanunları yontan hükümet yetkililerine mi, yoksa halkın bizzat kendisine mi?
Ya da 30 yıllık hayatınızda yaptığınız tek bir eylem ile bir anda vatana karşı suç işlemiş, ihanet etmiş olabilir misiniz? Nazım Hikmet varyemezleri değil de halkının ezilenlerini savunduğu için mi vatan haini ilan edilmişti? Peki İngiliz istihbarat kurumu GCHQ’de çevirmen olarak çalışan Katharine Gun (soyadı Türk eşinden dolayı aslında Gün), meşruiyeti sorgulanır bir savaştan –kendi çapında- halkını ve ülkesinin itibarını korumaya çalışırken vatanına ihanet mi etti? Yoksa, aldığı yanlış kararlardan paçasını kurtarmaya çalışan hükümet görevlilerinin kovanına çomak mı soktu?
Çok sorulu bir paragrafla giriş yaptık; zira Katharine Gun’ın gerçek hayat hikayesinden uyarlanan Resmi Sırlar (Offical Secret) filmi, tüm bu soruları seyircinin kucağına da tabir-i caizse bomba misali atıp sahneden ayrılıyor. En son bir başka savaş dramı diyebileceğimiz Eye In Sky’ın yönetmeni olan Gavin Hood’u (X-Men Origins: Wolverine (2009); Ender's Game (2013)) yeniden amiral koltuğunda seyrettiğimiz yapım, alışılageldiği üzere biyografik bir kitabın ("The Spy Who Tried to Stop a War: Katharine Gun and the Secret Plot to Sanction the Iraq Invasion") uyarlaması.
Bilmeyenler için çekirdek hikayeden bahsedecek olursak, ABD’nin Irak işgali öncesindeki günlerde, işgalin tartışıldığı ve sürecin oylanacağı BM Güvenlik Konseyi toplantıları öncesi, İngiliz istihbarat kurumu GCHQ görevlisi Katharine Gun’ın, mailleri arasına bir iç yazışma düşer; aynı birimdeki diğer çalışanlara da geldiği gibi. Fakat biriminden -emir olarak- talep edilen istihbarat çalışması, ABD’nin BM delegelerine şantaj yapmak için istediği, NSA casus operasyonunun bir parçasıdır. Birimdeki çalışanlar da bu işte bir ‘sakatlık’ olduğunu fark eder fakat kimse fazla sorgulamadan, işine devam eder. Bir kişi hariç: Evet, Katharine Gun. Bir arkadaşı vasıtasıyla skandal boyutundaki bu istihbarat emrini basına sızdıran Gun, fazla saklanmadan sızıntının kendisinden çıktığını itiraf eder; fakat bunu bilerek isteyerek, savaşın kirli yüzünü halka ifşa etmek ve İngiliz halkını korumak için yapmıştır. Çok da haksız sayılmaz; zira İngiliz hükümetinin meşruiyeti sorgulanan bir savaş için ABD ile ortaklıktan ziyade, Oval Ofis’in elinde ‘maşa olduğu’ gerçeği gün geçtikçe daha çok ayyuka çıkacaktır.
Film, bilgiyi ilk sızdırma anından itibaren inişli çıkışlı bir tempoda ilerliyor; hatta Gun’ın itirafı o kadar erken geliyor ki, senaryo tüm gizemini kaybetti zannediyorsunuz. Oysa yönetmen Gavin Hood, filmin ikinci yarısını kişisel bir ‘vicdani gerilim’ ekseninden çıkartıp, İngiliz hükümetinin, Irak işgali sonrası –kitle imha silahları da bir türlü bulunamayınca- nasıl da faka bastığını göstermek için kullanıyor. Ana çerçeveyi destekleyen yan öykülerde özgür basının ne kadar özgür kaldığı ya da hükümet yanlısı olup, yozlaştığı ince ince sorgulanırken, hikayedeki bir başka gerilim unsuru da Gun’ın, Kürt kökenli Türk vatandaşı eşi Yaşar tarafından geliyor; çünkü Yaşar hem Kürt hem Müslüman! Hem de İngiltere’deki varlığı oturma izninin yenilenmesine bağlı. Gun ailesine savaş açan hükümet tabii bu fırsatı da es geçmiyor ve göçmen statüsündeki Yaşar’ın üzerine gerçek bir kabus gibi çöküyor.
Oyunculuklarda Keira Knightley baş karakteri, yaşayan bir insan olarak beyaz perdeye taşımayı başarıyor; fakat, umduğumuz gibi Oscar’lık bir Knightley performansı değil. Knightley harici filmin en öne çıkan performansı, filmin ikinci bölümünde Gun’ın avukatlığını üstlenen Ben Emmerson rolünde Ralph Fiennes’den geliyor. Fiennes’ın kararlı ve inatçı bir yapıda sırtladığı karakter nihayetinde Katharine Gun’ın beraat etmesini sağlıyor.
Ez cümle, yılın ilk cuma vizyonunda, biyografik suç ve dram kategorisinde kendisini seyrettirebilen, dahası seyirciyi sorgulamalara iten bir film Resmi Sırlar. Sahi vatan haini kimdi son kertede?