Labirent: Alev Deneyleri - Beyazperde.com eleştirisi : Alevli çöllerde ve yok olmuşluğun tam ortasında bir macera!

İlk film hakkında küçük sürpriz bozanlar içerebilir!

Geçtiğimiz yıl sadece 28 yaşında iken Hollywood’un en dikkat çekici macera - bilimkurgu filmlerinden birine imza atan Wes Ball, ikinci uzun metrajlı filmiyle yine harikalar yaratmış! James Dashner’ın 2009 yılında piyasaya çıkan The Maze Runner adlı kitabından uyarlanan Labirent: Ölümcül Kaçış, hem teması hem de şaşırtıcı sonu ile büyük beğeni toplamıştı. İkinci bölüm olarak vizyona giren ve ikinci kitap üzerinden uyarlanan Labirent: Alev Deneyleri ise birinci filmin üstüne çok daha fazlasını ekleyerek seyirci karşısına çıkıyor.

Açık konuşmak gerekirse, son yıllarda patlama yaşayan ve gençleri merkezine alan distopik kurgulu macera filmlerine mesafeli yaklaşsam da, hatta Ölümcül Kaçış adlı ilk projeye delicesine tapmasam da, Alev Deneyleri tek kelimeyle türü sevenler için bir ziyafete dönüşmüş diyebilirim. Serinin ikinci filmi ilk kısmın bittiği noktadan başlıyor ve kahramanlarımıza üst üste büyük sürprizler yaşatıyor. Geçtiğimiz yıl izlediğimiz Labirent: Ölümcül Kaçış’ın finalinde (şayet romanları okumadıysanız) yaşadığınız şaşkınlık, ikinci bölümde yerini daha büyük şoklara bırakıyor. Pek tabii bunlar 6. His gibi kültleşmiş korku filmlerindeki sürprizlerden çok, akıllıca kurgulanmış hikayenin nimetleri!

Neden hapsedildiklerini bilmeyen, geçmişe dair hiçbir şey hatırlamayan gençlerden sadece belli bir kısmının kurtulabildiği Labirent artık sadece ufacık bir ön adım olmuştur. Thomas (Dylan O'Brien)’ın önderliğindeki 5-6 kişilik ekip, korkutucu ve akıll karıştırıcı mekandan kaçtıktan sonra aralarındaki tek kız olan Teresa (Kaya Scodelario) ile birlikte bir ekip tarafından güvenli bir merkeze götürülüyorlar. Game of Thrones dizisinden hatırlayacağımız Little Finger adlı şeytani zekaya sahip bir karaktere can veren Aidan Gillen ise Janson adlı karakter ile “kurtarıcı” rolünü üstleniyor. Pek tabii dostlarımız vardıkları durakta her şeyin göründüğü gibi olmadığını bir dost sayesinde öğreniyorlar ve durmak bilmeyen, adrenalin dolu maceraları kaldığı yerden devam ediyor.

Ardı ardına gelen ve akıllardaki soru işaretlerini silen sürpriz gelişmeler, akıllara bol ödüllü oyun Last of Us’ı getiren Işıl hastalığına yakalanmış Deliler, uçsuz bucaksız Alev, yok olmuş bir dünyanın kalıntıları ve derinliğe sahip (oyuncuların da katkısı büyük) karakterler etrafında dönen kurguda hem aksiyona doyuyorsunuz, hem de abartıdan uzak anlatım sayesinde gerçekçi bir hikayeyi takip ediyorsunuz. Pek tabii bunların hepsi distopik bir yaratıya uygun şekilde ilerliyor.

John Paesano’nun başarılı müzikleri ile heyecanlandıran koşuşturma bazıları için fazla gelebilecek gibi olsa da, türü sevmeyenler bile bu şaşırtıcı hikaye ve yok oluş kurgusunu çok sevecek. Jorge (Giancarlo Esposito)  gibi akıllara zarar ve eğlenceli karakterlerin de yer aldığı yapımda, yönetmen Ball ile yaşıt genç aktris Rosa Salazar, Brenda rolüyle gençleri bir hayli etkileyecek; özellikle de hüzünlü hikayesi sayesinde.

Labirent: Alev Deneyleri en samimi tabirle pek çok açıdan başarılı, herkesçe beğenilebilinecek, türün meraklıları içinse adeta orgazm yaşatacak anlara sahip, sonuna yaklaştığımız bu senenin dikkat çekici macera – bilimkurgu filmlerinden!

burcinaygun@gmail.com