Hesabım
    Birleşen Gönüller
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Birleşen Gönüller

    Ne olursa olsun beklemek...

    Yazar: Melis Zararsız

    Bu hafta vizyona giren Birleşen Gönüller adlı Türk filmi, 2003 yılında yayınlanmış olan Niyazi Sanlı imzalı Aşka Son Bakış kitabının gerçeklere dayanan ana hikayesi esas alınarak ve epey yan hikaye eklenerek sinemaya aktarılmış. Daha önce bazı tv dizilerinden bildiğimiz yönetmen Hasan Kıraç’ın ilk sinema filmi olan proje epey yüksek bütçeli, bu anlamda 2014’ün en iddialı yapımlarından biri olarak sunuluyor. İki ayrı dönemi (1940’lar ve 1990’lar…) yansıtan film için Bulgaristan’a 10 tır dolusu ekipman götürülmüş, özel dekorlar ve kostümler için… Çekimler genelde Bulgaristan’da, Lukovit nehir kıyısında, Plovdiv, Jeravna, Beli Bryag Tren İstasyonu, Sofya’daki okullarda vs yapılmış.

    Film teknik açıdan gerçekten çok başarılı, 2.Dünya Savaşı sahneleri, Nazi işgaline yer verilen sahneler, çalışma kampı, gerçekten hem kostüm, hem mekan, hem efektler, (bilgisayarla yapılmış olduğunu bilseniz de göze batmayan çok güzel kareler var) çok çok inandırıcı ve etkileyici… Konudan da bahsetmemiz gerekirse; 90’lı yıllarda evli ve iki çocuklu Dilek (Yağmur Kaşifoğlu) ve Yunus (Atılgan Gümüş), Yunus’un görevi nedeniyle Kazakistan’a yerleşirler, Yunus orada okulu olmayan bölgeye okul inşa edip öğretmenlik yapacaktır, yaşamın tüm zorluklarına rağmen hayata esprili ve olumlu bakmayı tercih eden, güçlü, hırslı ve inatçı bir adamdır. Dilek ise kocasına aşık ama Kazakistan’a taşınmak konusunda tereddütlü ve mutsuzdur, aslında bu mutsuzluğuyla kocasına da hiç destek olamamakta, hayatı zorlaştırmaktadır. 70 yaşlarındaki Cennet teyze (başarılı oyunculuğu ile Sema Çeyrekbaşı) ise kendi hikayesini anlatarak Dilek’e güç olur. Kuzey Kafkasya Türkü olan Cennet, Niyaz (Fikret Hakan) ile evlendiğinin ertesi günü sevdiği adamı savaşa yollamıştır. 2. Dünya savaşının çetin şartları ve Naziler... Hamile olan Cennet ile sevdiği adam Niyaz birbirlerine söz verirler, ne olursa olsun Niyaz geri dönecektir, ne olursa olsun Cennet onu bekleyecektir.

    Türk sinemasında Nazi işgalinin Kuzey Kafkasya tarafından anlatıldığı başka bir film hatırlamıyorum, bu açıdan değerli bir çalışma. Oyunculukları ve senaryonun işlenişini ise oldukça abartılı bulduğumu söylemeliyim. Müzik ve ses efektleri, büyük büyük hamasi cümleler, filmin dramatik dokusu genel anlamda oldukça “bağırıyor” filmde, etkilenmemiz, gözyaşı dökmemiz için oldukça ağdalı bir dil kullanılmış, halbuki filmin zaten düşünüldüğünde, konusu okunduğunda bile yeterince iç acıtan bir hikayesi var, bu anlamda bu kadar parlatılmasına hiç gerek yokmuş. Sanat yönetimi ise başarılıydı, filmde Yunus ile Dilek’in çocuklarını takip eden ve 40’lardaki hikayeye de eşlik eden kelebek, doğa görüntüleri, renkler, Yunus’un anlattığı Zümrüd-ü Anka kuşunun hikayesiyle birleştiğinde ortaya sanatsal açıdan da lezzetli bir iş çıkmış diyebiliriz. Haftanın şans verilebilecek, ama zayıf yönleri de olan filmlerinden…

    twitter.com/blossomel

    about.me/melisz

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top