Senden Önce Ben - Beyazperde.com eleştirisi : En az Can Dostum kadar nüktedan ve eğlenceli..

Senden Önce Ben, son zamanlarda beyazperdede örneklerini görmeye alıştığımız bir roman uyarlaması. 2012’de yazar Jojo Moyes tarafından kaleme alınan kitap, yayınlanışının dört sene sonrasında beyazperdede hayat buldu. Başrole Game of Thrones’un Khaleesi’si olarak tanıdığımız Emily Clarke ve Sam Claflin’i taşıyan İngiliz yapımı ilk bakışta size Can Dostum isimli Fransız filmini anımsatabilir. Zira her iki film de felçli ve aksi bir adamın hayatına giren, pek de o ortamın insanı olmayan bir bakıcı üzerinden ilerliyor. Senden Önce Ben de en az Can Dostum kadar nüktedan ve eğlenceli bir film, üstüne bir de İngiliz aksanı gelince seyri daha da keyifleniyor.

Geçirdiği kazanın öncesinde oldukça renkli bir hayatı olan Will Traynor, tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan beri kendisini dört duvara mahkum etmiş, her şeyden elini eteğini çekmiş bir hayat sürmektedir. Ailesine destek olmak için çalışmak zorunda olan Louisa ise, küçük bir kasabada yetişmiş olmanın verdikleriyle küçük dünyasında yaşayan ancak hayalleri olan genç, enerjik ve oldukça renkli bir kadındır. Kader bu iki insanı bir araya getirir ve ağlarını örer. Lou, sebatkarlığı ve fedakarlığı ile kısa sürede Will hayatının merkezine yerleşir, ancak sonradan öğreneceği gerçek, ona hayatının hem en mutlu hem de en zor zamanlarını yaşatacaktır.

Filmin başrollerinde yer alan Emilia Clarke ve Sam Claflin’in kimyaları oldukça tutmuş, her ikisi de oldukça sempatik. Emilia Clarke’ın zaman zaman aşırıya ve yapmacıklığa kaçan bir sevimliliği var ama, neyse ki oynadığı karakter buna müsait. Filmde Game of Thrones izleyicilerini güzel de bir sürpriz bekliyor aslında. Will’in babasını oynayan Charles Dance bildiğiniz gibi Game of Thrones’da Tywin Lannister karakterini oynuyordu ve geçtiğimiz sezon diziye veda etmişti. Filmde bir Lannister ve bir Targaryen’i (Khaleesi) bir arada, aynı sahnelerde görmek, bir GOT takipçisi olarak benim oldukça hoşuma gitti. Filmin diğer yan rollerinde Doctor Who’dan Clara olarak tanıdığımız Jenna Coleman ve Harry Potter’dan Neville Longbottom olarak hatırlayabileceğiniz Matthew Lewis de yer alıyor.

Senden  Önce Ben’in eğlenceli olan kısımları sizi güldürebilirken, sonlara doğru yükseltilmeye çalışılan dram tam yerini bulmuyor. Aslında filmin konusu oldukça müsait olmasına rağmen, pek de ajitasyona başvurulmaması bunun bilinçli yapılmış bir tercih olduğunu düşündürebilir.

İlk kez uzun metrajlı bir sinema filmine imza atan yönetmen Thea Sharrock’tan bahsetmeden de geçmek olmaz. İngiliz televizyonunun sevilen dizilerinden Call The Midwife’ın birkaç bölümünü yönetmiş olan Sharrock, aslında yönetmenliği gerçek sahne tozunu yuttuğu tiyatro sahnesinde icra ediyor ama beyazperdeye geçişi de oldukça yumuşak olmuş. Zira film, her ne kadar ufak tefek aksamaları olsa da, bir ilk film olmanın ötesinde.

Bu arada yeni James Bond kim olacak sorusu halen cevabını bulamamışken, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ki, Sam Claflin’in Bond için hiç de fena bir aday olmadığını filmin bir sahnesinde izlediğimiz Bond videosuna dayanarak söyleyebiliriz.

Son olarak Senden Önce Ben için kitabın milyonlarca okuyucusunu hayal kırıklığına uğratmayacak bir uyarlama diyebiliriz. Bakalım Jojo Moyes’in Lou’nun hikayesine devam ettiği Senden Sonra Ben isimli kitabı da beyazperdede yer alabilecek mi?