Manasız varoluşumuz!
Yazar: Ali Ulvi UyanıkNeden varız? Ne anlamı var? İnsanlığın binlerce yıldır biriktirip önümüze yığdığı, tümhayatımız boyunca boğuşmak zorunda kaldığımız somut-soyut bilgiler, kavramlar, inanç- politika sistemleri, estetik, ahlak, mantık ve tümünün karmaşık incelemeleri / açıklamaları ne işimize yarıyor? Bir gün gelip, varoluşumuzun karanlık kuyusunun diplerinde mutsuzluktan boğulmak üzereyken bizi kurtarabilecekler mi? Yaşama yeniden bağlanmak ve dünyada zerre kadar da olsa bir fark yaratmak için aklımızı devre dışı bırakıp eyleme geçtiğimizde, tesadüflerle örülen anlamsız bir kader içinde sürüklendiğimizi er ya da geç anlamıyor muyuz?
1 Aralık'ta 80 yaşını tamamlayacak olan ve sanırım sinemada ruh-beden yaşı ilerledikçe beyni yenilenen tek örnek olan Woody Allen, varoluşsal tüm büyük soruları mizahın ya da dramın entrikaları içinden geçirerek sormaya devam ediyor. Sonuçta, doğaldır ki, hepimizle oyun oynayan bu kozmik şakaya zekasıyla karşılık veriyor; asla değişmeyen temel insan güdüleri ve zaaflarını temel alarak seyirciyi şaşırtmayı sürdürüyor.
"Mantıksız Adam"ın (Irrational Man) kısa öyküsünü okuyanlar, ana karakter olan Abe'in (Joaquin Phoenix) felsefe profesörü olduğunu öğrendiklerinde, hikayenin karmaşık diyaloglar ve tartışan bir yapısı olduğunu zannederler. Ancak ilk paragrafta ipuçlarını vermeye çalıştığım gibi, Abe dibe vurmuş, hayattan zevk almayı ve umudu kesmiş, yılgın, alkol bağımlısı, iktidarsız bir adam olduğundan, felsefe konuşmak gibi bir niyeti de yoktur! Allen, Søren Kierkegaard gibi, Immanuel Kant gibi filozoflara değinse de, esas itibariyle, Abe'in kişiliğinde, karamsarlığın her geçen gün arttığı bir dünyadaki çaresizliğimizin dramatik yanlarıyla ilgileniyor.
Abe, ilk derste, felsefenin gerçek yaşamdaki zor sorulara yanıt vermeyen bir lafazanlık olduğunu söyler (zaten okuldan mezun olup düzenin çarklarına kapılan kim felsefe düşünür ki?)! Küçük bir kasabada yer alan üniversiteye gelmiştir. Çapkınlıkları, eksantrikliği, hakkındaki tuhaf bilgiler kendisinden önce üniversite çevresine yayılmış olsa da, o tamamıyla amaçsız ve çökmüş vaziyettedir.
Bir eylemci ve bir gönüllü olarak sorunlu bölgelerde insanlara yardım etmeye çalışan, ancak bu gezegende hiç bir şeyin değiştirilemeyeceğinin farkına varan Abe'in bakış açısı, bu kasabadakilerin anlayamayacakları bir yerdedir.
Ancak, bir rastlantı ve bir kısmet yeni bir oyun kurar... Abe ile yakın ilişki kuran iki kadın, sıkıcı evliliğinden kurtulmak için risk almaya hazır olan profesör Rita (Parker Posey ) ile sevgilisine rağmen yeni hocasıyla 'tamamlanacağını' zanneden zeki Jill de (Emma Stone), bilmeden bu oyunun parçası olurlar.
Allen, fiziksel olarak da bir değişiklik gerçekleştirmiş Joaquin Phoenix 'in performansıyla, Abe'in yer aldığı her sahneye huzursuzluk yüklüyor... Felsefe sözcüğünün ağırlığı altında küçük kasaba ahlakıyla dalga geçerken, alttan alta insan doğasının suça yatkınlığının önünü açıyor... Seyirciyi inandırıp, ikna ediyor, hatta suç ortağı yapıyor. Gerçek hayatın acımasız yüzü ve sürprizleriyle, bir defa daha, varoluşsal sorulara manalı tek bir yanıt 'veremiyor'! 'Düzensiz düzenin' tuhaflığı, karanlığı ve karışıklığı içinde, bizleri en çıplak halimizle yüzleştiriyor.