Çılgın gece hayatına, çılgın yönetmenlik!
Yazar: Ali Ulvi UyanıkFelix van Groeningen (1977- ), “Çölde Kutup Ayısı” (De helaasheid der dingen) gibi gayrimümkünlüğü vurgulayan bir isime sahip üçüncü filmiyle, bizleri 'ailenin savaş alanına' dahil etmişti... Bu filmde, Flaman alt sınıfındaki dışı pis içi temiz karakterlerin 'insan hissetme' mücadeleleri üzerinden, uysallaştırılmış bireyler yetiştiren sisteme giydiriyordu...
Genç yönetmen, Yabancı Dilde Film Oscar adayı olan "Kırık Çember"de (The Broken Circle Breakdown) ise, farklılıkları ve çatışmalarıyla müthiş bir elektriklenme, şiddetli bir aşk yaşayan müzisyen çiftin bir aile kurmaya 'yeltenmelerinin', görünmez bir güç tarafından adeta cezalandırılmasını tartıştırıyordu. Çift, minik kızlarının acımasızca ve adaletsizce hastalanmasıyla birlikte, inançlarının-inançsızlıklarının, sevgilerinin, merhametlerinin, sabırlarının test edileceği yönlere savruluyorlardı.
Groeningen "Belgica"da, öyküsünü, aynen "Kırık Çember"de olduğu gibi sağlam bir müzikal yapı ile bütünleştiriyor... Geçmişe dair ortak problemin babaları olduğu iki erkek kardeşin çalkantılı ilişkisini ele alıyor.
Filmi adı, Jo'nun (Stef Aerts) işlettiği bir cafe-bardan geliyor : Geyiğin, kendisinden çok güçlü gergedanı 'becermesi' gibi bir logoya sahip Belgica, geceleri maskelerin atılmasıyla rollerin değiştiği ve herkesin her şekilde dağıttığı bir mekan... Alternatif/elektronik dans ve rock ile çılgınlar gibi eğlenilen, duyguların çıplaklaştığı bir yer... Jo'nun kentin dışında sıkıcı işlerle uğraşan, evli - çocuklu ağabeyi Frank'ın da (Tom Vermeir) olaya dahil olmasıyla büyüyen ve canlı performanslarla gözde bir buluşma noktası haline gelen ruhsal boşaltım-terapi merkezi!
Bu hızlı ritim, yüksek ses, su gibi akıtılan içkiler, kokain, kusmuk, sidik, seks kokusu, kavga-gürültü arasında iki kardeşin ilişkisi, hızlı iniş çıkışlarla aile kavramını masaya yatıracaktır.
Frank, bar işine girmesiyle ilgili bir türlü ikna olmayan karısına 'yavan bir hayat yaşadıklarını' vurgular. Onun için bu işe atılmak, bir yeniden genç olmak, delirmek, aile babası kimliğinden sıyrılmak halidir. Oysa Jo, sevgilisinin hamile olduğunu öğrendiğinde, durulma ve aile kurma dürtüsü belirir.
İki kardeş, belirlenmiş erkek olma rollerinde iki zıt yönde hareket ediyor gibilerdir... Sorumluluklar üzerinden de çatışırlar... Hikaye bu çatışma üzerinden, irkiltici bir seksist zemin ve dil oluşturan erkekliğin, ilkel, sert ve zayıf hallerini besleyen tüm bir ortamı mükemmel kurguluyor.
Önceki iki filme göre hafif bir dram içerse de, Soulwax grubunun önemli katkılarıyla muhteşem bir soundtrack'e sahip olan "Belgica", bir yönetmen için tam bir meydan okuma örneği. Bırakınız bilmeyi-gözlemlemeyi, gece hayatını gözeneklerinden içeriye çekmemiş biri için bu filmi gerçekleştirmek imkansız gibi. Groeningen, daimi görüntü yönetmeni Ruben Impens'le (1971- ) birlikte hayalet gibi hareket etmiş... Barda dış dünyadan iyice kopulduğu anlara kaptırdığınızda, sizde de, doğaçlama ve organik bir hissiyat oluşturmasını bilmiş.... Bir yönetmenin hem damgasını vurduğu, hem de görünmez olduğu bir başarı bu.
Özellikle doksanlı yılların artık yok olmuş, mesela Twenty gibi mekanlarında bulunanlar, o deli geceleri yeniden canlandıran "Belgica"yı çok ama çok sevecekler.