Hesabım
    Kusursuzlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Kusursuzlar

    Kusuru fazlalıkları...

    Yazar: Kaan Karsan

    Ramin Matin’in ilk filmi Canavarlar Sofrası, birbirine taban tabana zıt tepkilerle karşılanmış olsa da iki farklı görüşün ortak bir noktası vardı. Bu ‘ortak nokta’ Canavarlar Sofrası’nın Türkiye Sineması’nda yeni ve taze bir deneme olduğunun altını çiziyordu ve filmin hakkını teslim ediyordu. Politik alışkanlıklarımız ve süregelen yönetilme biçimimiz nedeniyle ‘distopya’ kodlarına bu kadar yakın bir ülke olduğumuz gerçeğine karşın ilk distopya denememizin 2010’lu yıllarda gelmesi bir hayli tuhaftı elbette. İşte Canavarlar Sofrası, ihtiyaç duyduğumuz tüneli kazıyordu ve ülke sinemasında yeni bir alt başlık açıyordu.

    Kusursuzlar, yenilik getirmek isteyen bir yönetmenin ikinci filmi. Bütün mevzusu bir yana; sadece bu özelliğiyle bile ilgi çekici aslında. Meselesi ise bir kadın hikayesi... Aralarında kolayca kelimelere dökülemeyecek türden bir gerginlik hakim olan iki kardeşin çıktıkları bir yolculukla başlıyor. İki kadından biri içine kapanık, çekingen ve sessiz; renklere dökülürse ‘beyaz’. Diğeri ise dışa dönük, baskın ve gürültülü; renklere dökülürse ‘siyah’. Bu büyük gerginlik de bu zıtlıklardan doğuyor tabii ki. Biri ne kadar bağırıyorsa diğeri o kadar susuyor.  Biri ne kadar kabul ediyorsa diğeri o kadar reddediyor. Sanki bazen birbirleri için bazense birbirlerine rağmen yaşıyorlar.

    Ramin Matin, filminin en kuvvetli destek ayağı olan bu ‘gergin kızkardeşler’ meselesini oldukça başarılı hamlelerle kuruyor. Filmin masumiyet mefhumu üzerindeki açık vurgusuna karşın tüm öykü üzerinde bir ‘Badlands’, bir ‘Bonnie & Clyde’ tekinsizliği egemen. Kardeşlerin geçmişine dair ipucu olarak verilen bilgiler ise bu tekinsizliği iyiden iyiye kuvvetlendiriyor. Bir taraftan ‘neler olacak?’ sorusu bir merak unsuru haline gelirken öte taraftan ‘neler oldu?’ sorusu kendini gösteriyor. Dolayısıyla hem zamanın akış yönüne hem de bu akış yönünün tam tersine doğru ilerleyen bir ‘ilgi yaratma’ grafiği var filmin. Basit ancak ülkemizde pek kullanılmayan ‘thriller’ unsurlarını başarıyla filme yediren Emine Yıldırım, Ramin Matin ikilisinin hakkını ilk elden teslim etmek gerekiyor.

    Zaman zaman dramatik bir bakışın dozunu iyiden iyiye yükselterek kendi ritmini bulan Kusursuzlar, bazı anlarda ise katıksız bir psikolojik gerilim filmine dönüşerek tür filmi kalıplarına göz kırpabiliyor. Bu noktada filmin bu haline ‘kararsız’ yaftasını yapıştırmak biraz ağır olacaktır; ancak farklı anlarda baskın gelen farklı yönelimlerin filmin elini biraz olsun zayıflattığı söylemek pek yanlış olmayacaktır. Bu noktadan hareketle, -hikayenin sürprizlerini bozmadan- filmin ‘eksiklikten’ ziyade ‘fazlalık’larının olduğunu söyleyebiliriz. Daha tavizsiz bir kurgu, öykünün kılçıklarını daha iyi ayıklayabilir ve filmi daha mamur, daha saf ve daha güçlü hale getirebilirdi.

    Filmin başrolünü üstlenen iki kadın oyuncunun performansları ise filmin övgüye fazlasıyla mazhar taraflarından. İpek Türktan, bir gün patlamayı bekleyen saklanmış karakterinde oldukça zor bir işin altından kalkıyor. Onun tam zıt kutbunda yer alan Esra Bezen Bilgin ise ayakları yere çok daha sert ve sağlam basan bir kadını ‘kusursuzca’ canlandırıyor. Filmin adının iki başrol oyuncusuna yöneltilmiş bir övgü olduğunu bile düşünebilirsiniz.

    Son parantezi ise filmin ruhunu besleyen müzikleriyle çok büyük bir iş yapan Barış Diri için açalım. Barış Diri, filmin yönetmeni Ramin Matin ve görüntü yönetmeni Deniz Eyüboğlu Aydın ile birlikte filmin geriliminin en önemli mimarlarından biri. Atmosferik bestelerin dışında, istisnai bir şekilde filme neşe katan ve plaj sahnesinde fonda çalan ‘best-seller’ isimli şarkıya ayrıca dikkat.

    Ezcümle, Kusursuzlar, 2014’ün en iyi yerli filmleri arasında anılacak; bunu şimdiden söyleyelim. Lakin Kusursuzlar’ı büyük ve topyekün bir ‘başarı’ kabul etmek yerine gayet sağlam adımlarla kendini geliştirmekte olan bir yönetmen olarak Ramin Matin’in ve ‘umut veren’ ilk senaryosunu yazan Emine Yıldırım’ın bir sonraki işlerini merakla beklemek daha isabetli olacaktır kanaatindeyiz.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top